Dilipak İmamoğlu'nu hedef aldı: Tam bir FETÖ operasyonu...

Dilipak İmamoğlu'nu hedef aldı: Tam bir FETÖ operasyonu...

Yandaş Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, İstanbulluların 23 Haziran seçimine giderken yapılan tartışmalardan yorulduğunu söyledi.

Abdurrahman Dilipak bugünkü  "Küçükkaya soruları sızdırdı mı?" başlıklı yazısında seçime iki gün kala İstanbul'un seçilmiş başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef aldı.

16 Haziran'da gerçekleşen İmamoğlu - Yıldırım görüşmesini değerlendiren yandaş Dilipak İmamoğlu'nun soruları önceden aldığını iddia etti. Dilipak "Küçükkaya bir soru soruyor, İmamoğlu tam da o sorunun cevabı olan bir grafik panosunu gösteriyor. Yani her sorunun cevabı hazırlanmış, hatta masada o sıraya göre yerleştirilmiş. Çünkü o panoyu aramıyor" dedi.

Abdurrahman Dilipak'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

Küçükkaya cevap vermeli. Bu buluşma gerçekleşti ise, “soruları vermedim” dese de inandırıcı olmayacak. Belki buluşması gereken özel bir konusu olabilir. O zaman, bu anlamda bu görüşmeye Noter davet edebilirdi. Bu tutanak tutulurdu. Hatta toplumun itibar ettiği güvenilir bir kişinin toplantıya tanıklık etmesi istenebilirdi. Birisi bir iddiada bulunuyorsa, Noter ya da müşahid, “hayır bu konuda bir gelişme olmadı” diyebilirlerdi.

Diyorlar ki Küçükkaya bir soru soruyor, İmamoğlu tam da o sorunun cevabı olan bir grafik panosunu gösteriyor. Yani her sorunun cevabı hazırlanmış, hatta masada o sıraya göre yerleştirilmiş. Çünkü o panoyu aramıyor.

Eğer böyle bir tezgâh varsa ve İmamoğlu’nun buna rağmen bu kadar bir şey yapabilmişse yazık.

Bu iddia doğru ise bu iddia İmamoğlu’nu da, Küçükkaya’yı da bitirir.

Burada bir soru çalınması değil, servisi sözkonusu. Bu şekli ile tam bir FETÖ operasyonu diyeceğim ama, diyemem çünkü bu ismi teklif eden Binali Yıldırım’ın kendisi.

Küçükkaya eğer soruları vermek istiyorsa, hatta sorunun cevabını da ekleyip vermek istiyorsa, bunun başka yollarını da bulabilirdi. Mesela nasıl oluyorsa, programdan bir gün önce soruları yazdığı bilgisayarı arızalanabilir servise götürür ve servistekiler soruları çalmış olabilirdi.

Hayır, biz ön bir görüşme için “Binali Yıldırım beyden de randevu istedik, gerek yok dediler” diyor. Öyle olsa bile, karşı tarafla görüşecekseniz, müşahid olarak bir danışmanı o toplantıya çağırmanız gerekirdi. Karşı taraftan bir müşahid yoksa, söylenen şey “ikrar” anlamına gelir. Konuyu “şaibeli” hale getirir.

Daha temiz bir iş, hackerler bilgisayarına girer, soruları kopyalar ve İmamoğlu’na cevabı ile birlikte servis edebilirlerdi. FETÖ’nün kripto elemanları için bu hiç de zor bir iş olmazdı. Küçükkaya da bu şekilde itibarını kurtarmış olur, hem de mağdur rolü oynardı.

İmamoğlu da mesela şöyle  bir açıklama yapabilirdi. Bana sosyal media üzerinden birçok kişi, şu soruları sorabilir diye bilgi notu gönderdi. Hatta biri Küçükkaya’nın son 6 günlük konuşma ve yazılarını incelemiş, onun sorduğu soruların özetlemiş, diye bir şey söyleyebilirdi. Hani bir de rüya senaryosu yazacağım ama inandırıcı olmaz. İmamoğlu CHP’nin adayı olunca “Hocanın biri” diye başlasam uymaz. Adamın biri rüyasında Mustafa Kemal’i görür. İsmet Paşa ile görüşüyorlar. Mustafa Kemal İsmet Paşa’nın kulağına eğilir, biraz da yüksek sesle, hani kulağı iyi duymuyor ya, “Bizim İmamoğlu’na söyleyin de dersine iyi çalışsın. Şu sorulara cevap hazırlasın, şu sorular sorulmasa bile, kendi bir fırsatını bulup, şunları söylesin, beni fazla karıştırmasın şimdi” diyesiymiş. Böyle bir rüyaya bile inanan çıkar ha!

İşin içine komplo, kripto işler, istihbarat oyunları, ezoterizm, ne katarsanız, bu yalan da olsa, birilerinin amaline hizmet edecekse, birileri ona inanmış görünür, alır ve dağıtır.