Hakan Şükür'den Davutoğlu'na: Ben istifa ettim ama sen kovuldun

Hakan Şükür'den Davutoğlu'na: Ben istifa ettim ama sen kovuldun

Eski başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Mesela Hakan Şükür, milletvekiliydi. Şimdi bunlar siyasi ayaktı. Başka milletvekilleri de vardı' dedi. Davutoğlu'na yanıt veren Şükür 'Her gün şikayet ettiğin partiden ben istifa ettim, sen kovuldun' diye konuştu.

Eski başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 'FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili soruya "FETÖ' ile organik bağı olduğu istihbari ya da hukuki olarak tescil edilmiş siyasetçiler 'FETÖ’nün siyasi ayaklarıdır. Bazıları özellikle bu ayakları sürdürdüler. Mesela Hakan Şükür, milletvekiliydi. Şimdi bunlar siyasi ayaktı. Başka milletvekilleri de vardı. Görevli olarak gelmişlerdi. Diğerleri suç unsuru çıktıktan, 17-25 Aralık’tan sonra hâlâ bu ilişkiyi sürdürmüşse siyasi ayak niteliği taşırlar" diye yanıt verdi.

Cumhuriyet'e gündemi değerlendiren Davutoğlu'nun sözlerine Hakan Şükür'den de yanıt geldi. Sosyal medya hesabından yanıt veren firari Hakan Şükür, "Sen ve tayfan sabah akşam yalvararak partinize aldınız. Bu ifadeleri şerefli inançlı bir insan söylemez" dedi.

'SİZ NE AYAKSINIZ, HERKES BİLİYOR'
Hakan Şükür şunları söyledi:

Ben hayatımda bu kadar geri zekalı bir ifade görmedim.. Ne siyasi ayağı küçük enişte? Bu ifadeleri şerefli inançlı bir insan söylemez.. Ben, her gün şikayet ettiğin partiden istifa ettim, sen kovuldun. Meydan boş kafanıza göre takılın. Allah belanızı versin inşallah hepinizin. Terbiyesiz herifmişsiniz siz. Düşün yakamdan, daha ne kadar ismimi sömüreceksiniz? Sen ve tayfan sabah akşam yalvararak partinize aldınız. Bu ifadeleri şerefli inançlı bir insan söylemez. Ben kimsenin ayağı değilim. Ülkemin namusu İle emeği ile çalışıp kazanmış ve ülkesine hizmet etmiş biriyim. Partinize alırken siz söylediniz. Ama siz ne ayaksınız herkes biliyor. Yarın bu geri zekalı açıklamaya kendi kanalımda açıklama yapacağım. Bunlar ne kalıpsız, korkak, ne yaptığını bilmez insanlarmış. Terbiyesiz yalancı, iftiracı. Hoş, ne beklenirdi bunlardan? Şaka gibi…

Söyleşisinin devamında AKP seçmeninin partiden uzaklaştığını belirten Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

Şöyle düşünün: 1 Kasım’da AK Parti kendi başına yüzde 49,5 oy aldı. Şimdi anketlerde yüzde 30 bandının altına geriledi. Hadi deyin yüzde 35... Nereye gitti bu yüzde 15? Bir kısmı MHP’ye gitti, bir kısmı da HDP’ye geri döndü. Dolayısıyla AK Parti cazibesini kaybetti, çekirdek oylara doğru gerilemeye başladı. İstanbul, Ankara, Antalya’nın kaybedilmesi AK Parti’nin çözülme işaretleri. Bunu gördüğüm için bütün iyi niyetimle geçen sene 22 Nisan’da bir manifesto yayımladım. Orada söylediklerimi daha önce cumhurbaşkanına kapalı kapılar ardında da söylemiştim. Beni manifesto yayınlandığında suçlayanlar dahi, bugün 'Haklıymışsınız, sizi anlamamışız, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bizi perişan etti' diyorlar.

Davutoğlu, başbakanlıktan istifasında etkili olan Pelikan grubuyla ilgili de konuştu.

'PELİKAN BİR TROLL ÇETESİ'
"Pelikan sizden ne istedi" sorusu yöneltilen Davutoğlu şu yanıtı verdi:

Pelikan’ın arkasındakiler ne istedi diye sormanız lazım, çünkü Pelikan bir trol çetesi. Benim trol çetesine teslim olacağımı herhalde kimse düşünmüyordur. Pelikan Dosyası 1 Mayıs 2016’da çıktı. Esas mesele, 29 Nisan 2016’daki MKYK toplantısında bana 'Şu konuda aynı düşünmüyoruz, kongreye gidelim' demeden yetkilerimi kısıtlayan imzalar toplandı. Bu şu demek: Sen Başbakan olacaksın ama ülkeyi biz yöneteceğiz.

Pelikan yapılanması değişimi zorlamak için örgütlenen bir çetedir. Uyguladıkları yöntem 'FETÖ' yöntemidir. Zamanla derinleşti. Bunların çoğunun geçmişine bakarsanız 'FETÖ' unsurlarını görürsünüz. Benim Başbakanlıkta devam edecek olmam 'FETÖ' unsurlarını rahatsız ediyordu. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenler bir taraftan, AK Parti’nin doğasını bozmak ve tek bir kişinin partisi haline dönüştürmek isteyenler diğer taraftan harekete geçti. Getirmek istediğin şeffaflık yasası, imar yasası, siyasi etik yasası gibi yasalardan rahatsız olanlar da vardı. Tüm bu iklim içinde Pelikan Dosyası denilen pespaye, rezil bir şey çıkardılar. Ama o zaman Pelikan ile anılmak birilerince onur gibi görülüyordu, çünkü onlara ‘Başbakan deviren Pelikancılar’ gözüyle bakılıyordu. Şimdi ise Türkiye’deki bütün yolsuzluğun, adaletsizliğin, baskının adresi olarak görülüyor. Bu da ilahi adaletin ve tarihin intikamıdır. Pelikan bana karşı birçok suçlama yaptı. Dört yıldır buradayım, niye kimse o iddialarla ilgili bir hukuki işlem yapmadı. Çünkü doğru değil. O Pelikan Dosyası üzerinden partide bana karşı işbirliği yapanların hepsi şu anda birbiri hakkında benzer trol çetelerini kullanır hale geldiler. O zaman arkadaşları uyarmıştım.

Davutoğlu, "Yıllardır ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ konusunda herkes birbirini suçluyor. Size sorsam" sorusuna ise şöyle cevap verdi:

Siyasi ayak araştırılacaksa ta 70’li yıllara kadar gitmek gerekir. İlk defa size söyleyeceğim. Siyasi ayak şudur: 'FETÖ' yapısı içinde biri vardır. Ve siyasete birini gönderir, 'Oraya git, benim adıma orayı ele geçir' der. Bu organize bir siyasi ayaktır. İkincisi ise 'FETÖ' ya da başka yapıların; gidin şu siyasilerle ilişki kurun, siyasete etki yapın denilerek ilişki kurmaktır. Birincisi açık ve net olarak suçtur. İkincisi ise suç ortaya çıktıktan sonra devam ediyorsa suçtur.

'FETÖ' ile organik bağı olduğu istihbari ya da hukuki olarak tescil edilmiş siyasetçiler 'FETÖ’nün siyasi ayaklarıdır. Bazıları özellikle bu ayakları sürdürdüler. Mesela Hakan Şükür, milletvekiliydi. Şimdi bunlar siyasi ayaktı. Başka milletvekilleri de vardı. Görevli olarak gelmişlerdi. Diğerleri suç unsuru çıktıktan, 17-25 Aralık’tan sonra hâlâ bu ilişkiyi sürdürmüşse siyasi ayak niteliği taşırlar.