Süleyman Kılıç'ın 'Kurban ve Barış!' başlıklı yazısının tamamı şu şekilde:

Temmuz ve Ağustos ayları Türk Milleti için çok önemli aylardır.
Çok gurur verici destan sayfalar da, ders alınacak olaylar da vardır.
Öncelikle şunu söyleyeyim.
15Temmuz kanlı bir FETÖ darbesidir.
O kanlı darbeyi yaptıran kanlı FETÖ örgütüdür.
Açıkça ABD korumasında örgüttür.
Bu darbeye karşı çıkan her kişi şehidimizdir, gazimizdir.
İtirazımız 20 Temmuz tarihinden sonra devam eden sürecedir.
Darbeye karşı çıkanların tamamı iktidar yanlısı değildir.
Hatta birçoğu sıkı iktidar karşıtıdır.
Atatürkçü subaylar bu darbe sürecine destek vermemiştir.
Hatta adı ister kontrollü, ister haberli-habersiz olsun darbecilere 80 milyon karşıdır.
Bu darbeyi yapanlar iktidarın 15 senelik ortağıdır.
FETÖ iktidarın içine damat, gelin, iş ortağı, siyaset arkadaşı olarak girmiştir.
Bu bir sızma harekâtı değildir, ortaklığın bozulmasıdır. 
TSK'ya ve bürokrasiye sızan FETÖ'nün CHP içine sızma çabasından doğal ne olabilir.
Münferit başarı da sağlayabilir.
Ama bu CHP'de tutmaz.
17-25 Aralık masalı da tutmaz.
Önümüz bayram.
Hep söylüyorum; biraz unutkan olmak lazım.
Sayın Tayyip Erdoğan kutuplaşma ve kutuplaştırma politikasından vazgeçin.
Çanakkale'ye karşı Sarıkamış karşılaştırması Enver Paşa ile Atatürk mukayesesine dönüşmemeli.
Bu yıllarca denendi, tutmadı.
Şimdi de Çanakkale'ye karşı Malazgirt'i çıkartmak isteyenlere pirim vermeyin.
Sultan Alparslan da, Fatih de bizim.
Açıkça Malazgirt hassasiyetiniz doğrusu hoşuma gitti. 
Türklerin Anadolu'ya  ilk girdiği toprak olan Kars'ı, Arpaçay'ı anlatır.
Ama söylemlerinizde biraz dikkat...
Kusura bakmayın, sizin cephenin değimi ile malum hoca cemaat meselesi.
Fesli var ya o anlamda.
Selçuklu İran coğrafyası ile daha yakından tanışmaktır.
Malum o coğrafyada dört başkenti var.
Selçuklu, Arap ve Selefi Müslümanlığı değil, Maturidilik demektir.
Alp Erenler, O kutsal topraklarda doğan Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana demektir. 
Hoşgörü demektir.
Osmanoğulları gibi sadece sülaleyi değil Selçuklu Türk Milletini anlatır.
Barışı ve kardeşliği anlatır.
Biz 15 Temmuz'u sonuna kadar kınayacağız.
Ama 20 Temmuz ile başlayan OHAL ile devam eden tek adam hevesini de eleştireceğiz.
Hazreti Ali'nin ve Atatürk'ün öğretileriyle…
Kimsesizlerin kimsesi olanlara destek vereceğiz.
Dilsiz şeytan olmayacağız.
Ve son not
Bir Eylül Dünya Barış Günü ile Kurban Bayramı aynı güne denk geliyor. 
Kurban bütün dinlerde olan bir gelenek, ibadettir.
Hayvanlaşan insanlara karşılık  kurban olan hayvanlar, bize hem insanlığımızı hatırlatırken kendileri de insan katına yaklaşır.
Silahlanmaya 2016 da silahlanmaya 1 trilyon 686 milyar dolar harcayan bir dünyada yaşıyoruz.
Dört tarafımız yıllardır sıcak çatışma içinde.
Köleci toplumdan bugüne kadar insanoğlu kazanmak için sıcak çatışmalar çıkarıyor.
Bu çatışmanın tarafı olmamamız dileği ile...
Sadece bir gün değil sonsuz barış için insanların, kurban edilmediği bir dünya için İslam Coğrafyası üzerindeki kara bulutların kalkmasına, bütün insanlığa barış ve güzellikler getirmesine bu bayramın vesile olmasını diliyorum.
Sevdiklerinizle birlikte güzel bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum.