Rıfat Nalbantoğlu: CHP'de tek bir denge var!

Rıfat Nalbantoğlu: CHP'de tek bir denge var!

CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, CHP siyasetinin İzmir’deki önemli isimleri Deniz Yücel’den Tuncay Özkan’a, Tunç Soyer’den Aziz Kocaoğlu’na kadar birçok değerlendirmede bulundu.

CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, önceki hafta İz Tv’de Gizem Taban’ın sunduğu ‘Z Raporu’ programına katıldı. Nalbantoğlu, CHP İzmir’de kendisiyle ilgili herhangi bir tartışmanın söz konusu dahi olmadığını, parti kademelerinde görev alan herkesin CHP’nin iktidarı için kenetlendiğini vurguladı.

‘CHP’DEN HİÇ KOPMADIM’

2011 yılında il başkanlığını bırakıp milletvekili aday adayı olmasını ve sonrasındaki süreci değerlendiren Nalbantoğlu, “Aday olabilmek için tüzük gereği il başkanlığından ayrıldım ancak vekil adayı da olamadım. Tabii bu süreçte hiç geri durmadım. Politika, canın isteyince bırakabileceğin bir şey değil! Örneğin, mevcut il başkanımızın ilk seçildiği kongrede, kurultay delegeleri listesinde ben yoktum ama aday oldum ve listeyi delip seçilen tek kişiydim. Politikadan kopmuş olsam, bunlar olmazdı. CHP’den hiç kopmadım, kopmayacağım” ifadelerini kullandı.

‘HEDEFİ BÜYÜTMELİYİZ’

İzmir’deki son il kongresinde yaşanan mavi ve beyaz liste tartışmalarına son noktayı koyan Nalbantoğlu, “Bizim tek hedefimiz iktidar olmak. CHP’de hiçbir ilde iktidar olmanın dışında bir tartışma yok” dedi. Yüksek oyla PM’ye seçilmesini ancak MYK’ya girememesini de değerlendiren Nalbantoğlu, “Siyasi partiler sınırları çok belli alanlardır. PM’ye seçilmenin koşulu delegelerin oyunu almaksa MYK’da görev almak da Genel Başkanın tasarrufundadır. CHP’de görev yapan herkes gibi ben de yönetici olmak isterim ancak bugün bulunduğumuz noktada iktidar için ne katkı koymak gerekiyorsa onu yapacağız. Diğer her şey tali yoldur.” ifadelerini kullandı. Parti içindeki yarışın iktidar hedefini büyütmesi gerektiğini de kaydeden Nalbantoğlu, “Yarış dinamizm de katabilir ama abartırsanız zarar da verebilir” şeklinde konuştu. Nalbantoğlu, milletvekilliği için parti görev verirse yapabileceğini dile getirirken özel bir çabası olmayacağını da söyledi.

‘YÜCEL’İN EMRİNDEYİM’

CHP İzmir’in mevcut il başkanı Deniz Yücel ile aralarında hiçbir tartışma olmadığını aktaran Nalbantoğlu, “Deniz Yücel benim kardeşimdir, il başkanımdır. Onun çizdiği yolda ilerliyoruz. Tartışma varmış gibi yapılmamalı ama ısrarla bunu isteyenler varsa da ben il başkanımın PM üyesi olarak emrindeyim. Kendisini de başarılı buluyorum ama tabii her şeyin daha iyisi olabilir. Deniz Başkanımızın partimize; gençliği, birikimi ve enerjisiyle çok daha büyük katkılar sunacağına inanıyorum” diye konuştu. 

SOYER, KOCAOĞLU, ÖZKAN!

İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Tunç Soyer’in başkanlığını da değerlendirirken Nalbantoğlu, bu konuda objektif olamayacağını söyledi. Soyer’e her şekilde güvendiğini kaydeden Nalbantoğlu, “Tunç Soyer’in yönettiği bir kentte yaşıyor olmaktan çok mutluyum” diye konuştu. Önceki dönem İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu ile de hiçbir husumeti olmadığını vurgulayan Nalbantoğlu, “Aziz Kocaoğlu ağabeyimdir, partili büyüğümdür. Partililer arasında farklı bakış açıları olabilir ama bu husumet seviyesine getirilmemeli ve bizim aramızda da böyle bir şey yok zaten” dedi. Nalbantoğlu, ayrıca CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’la herhangi bir sorunu olmadığını da ifade etti. Parti içindeki tüm tartışmaları ve bütün değerlendirmeyi tek bir hedef üzerine oturttuğunu kaydeden Nalbantoğlu, “Bu şey partiyi iktidara taşımaya katkı koyar mı? Cevap evetse o tartışmayı büyütelim, değilse kapatın gitsin. Tek koşul bu benim için” dedi.

‘ÖN SEÇİM EN DOĞRUSU AMA…’

Parti içi demokrasi açısından ön seçimi savunduğunu söyleyen Nalbantoğlu, kuşkularını ise şöyle açıkladı: “Ön seçim doğru bir yöntem ama demokrasinin yaşam biçimi haline geldiği yerlerde daha kullanışlı. Biz ülke olarak tam o seviyede miyiz bilemiyorum! Mesela üye yapımız partimiz lehine olumlu sonuçlar doğurabilecek bir yapıda mı? Bu konuda ‘değildir’ diyebilecek bir veri yok elimde. Sadece gözlemlerim var. Bunların hepsini doğru hesap edersek ön seçim, en doğru yoldur.”

‘YALANLA ALGI YÖNETİLMEZ’

İktidarın ekonomiyi doğru yönetemediği için vatandaşların yaşadığı olumsuzlukların giderek katlandığını da kaydeden Nalbantoğlu, CHP’nin açlık sınırının altında yaşayan kişiler için olumlu bir iklim yaratma zorunluluğunun olduğunu vurguladı. Nalbantoğlu, pandemi kapsamında açıklanan vaka sayılarındaki çelişkiler için “Hiçbir şeye güvenilmiyor. Bu nasıl bir kafa. Bunun ucunda ölüm var. Sen rakamları düşük göstererek insanların rahat davranmasına yol açıyorsun. Yönetenler, bunların hepsinin önlemini almak zorunda. Yarın öbür gün Mart ayında yaşadığımız sert önlemlere geri dönebiliriz. Birisi bunlara algı yönetimini yanlış anlatmış, yalan söyleyerek algı yönetimi yapamazsın” yorumunda bulundu.

SORUMLULUK YÖNETENLERDE

Pandemi sürecinde gerektiği kadar kurallara uyulmadığını gözlemlediğini de kaydeden Nalbantoğlu, “Bu işi düzenleyecek zemini yönetenler yaratmak zorunda. Bir kontrol yapılacaksa yönetenler yapmalı ve kurallara uyma konusunda ikna etmeli” ifadelerini kullandı. Nalbantoğlu iktidarı eğitim, sağlık, ekonomi gibi konularda da sert dille eleştirdi.