Seyit Torun: Tek adam rejiminin yönetim kabiliyeti kalmamıştır!

Seyit Torun: Tek adam rejiminin yönetim kabiliyeti kalmamıştır!

Deniz Olgun'un moderatörlüğünde Gazetekritik'in Kritik Sorular programına konuk olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.


Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Gazetekritik’te Deniz Olgun'un sunduğu‘Kritik Sorular’ programına konuk oldu.


CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un konuşmasından satır başları:


Bu Yapının Bir Yönetim Kabiliyeti Kalmamıştır’


Pandemi döneminde bütün dünya ülkeleri vatandaşların evinde sağlıklı kalmalarını telkin edip onların yaşamlarını güvence altına alırken maalesef bizi yönetenler kredi olanakları sundular, geri ödemeli faizli imkanlar tanıdılar ama bugüne kadar içtiğimiz sudan yediğimiz ekmeğe kadar vergi ödeyen vatandaşlar hükümetten o yardım elini göremediler. Sadece bu sürece kadar 60 milyarın üzerinde faiz ödendi ama vatandaşa bu kadar bütçeden düşen 5 buçuk milyardı. Bu da maalesef içinde bulunduğumuz durumu gayet net bir şekilde ifade etmektedir. Artık bu yapının bir yönetim kabiliyeti kalmamıştır. Onlar saraylarında her türlü imkanlar varken bir elleri yağda bir elleri baldayken vatandaş ekonomik krizin pençesinde bir çok imkansızlığın içerisinde yaşam mücadelesi veriyor. İktidardakiler sadece iktidar sürelerini uzatmak, sadece kendi konforlarını devam ettirme amacındalar. Vatandaş onların umurunda değil.


Seyit Torun İstanbul seçimleri için şu ifadeleri kullandı:


‘İstanbul Seçimleri Bile Onların Aklını Başına Getirmedi’


‘İnsanlar kendi iradelerinin üzerine hipotek koyulması haksız hukuksuz bir şekilde seçimin iptal edilmesine vatandaşların verdiği bir tepkiydi, bir hukuk, demokrasi arayışıydı. İkinci seçimede Türkiye’nin heryerinden insanlar bu davaya inandılar ve mücadeleyi her anlamda sürdürdüler. Örgütlerimiz bütün çabalarıyla bütün enerjileriyle birikimleriyle katkı sağladılar. İstanbul seçimi aslında demokrasiye inansalar onlar için bir yerde güven oyuydu çünkü Cumhurbaşkanının iradesiyle iptal edilmiş bir seçim vardı bu karar ve yönetim sorgulandı. Demokrasiyi sadece araç olarak görenlerin, milli iradeyi sadece kendi çıkarları için düşünenlerin halkın iradesini analiz edecek birikimi yoktu. Görünen o ki İstanbul seçimleri bile onların aklını başına getirmedi hala irade gaspı içindeler, hala vatandaşın iradesini hipotek altına almaya, haksız hukuksuz bir şekilde görevden almaya, çalıştırmamaya ve belediyeleri bir şekilde pasifize etmeye çalışıyorlar.’


‘Pandemi Sürecinden Alnımızın Akıyla Çıktık’


Pandemi döneminde beldeden büyükşehire kadar bütün belediye başkanlarımız olağanüstü işler başardı. Her türlü engellemelere haksızlığa hukuksuzluğa karşı kendileri bir çözüm ürettiler. Belediye Başkanları maske dağıttılar , ekmek dağıtmaya çalıştılar , bağış toplamaya çalıştılar engellediler. Kendileri Vefa Destek Grubu’na belediyelerimiz olmasaydı vatandaşımıza ulaşamayacaklardı. Sadece belediyelerimiz kendi imkanlarıyla değil Vefa Destek Grubu’na katkı sağlayarak onlara her türlü desteği vererek vatandaşlarımızın bu süreçten etkilenmemesi adına çalıştılar. Onlar engelledikçe belediye başkanlarımız sürekli projeler üretti. Haksız hukuksuz bir şekilde bağış toplanmasını engellediler ama belediye başkanlarımız Askıda Fatura’yı getirdi, veresiye defterleri silindi yani bir şekilde vatandaşlarımızın içinde bulunduğu sorunu giderebilme adına çözüm yolu ürettiler.Belediyeler vatandaşlara daha da yardım ederek hastalığın yayılmasının önüne geçtiler. Süreci başarıyla yönetip pandemi sürecinden alnımızın akıyla çıktık.
Büyükşehire bağlı AKP’li ilçe belediyesi kendi meclis çoğunluğunu kullanarak bir kredi talebinde bulunuyor orda destek buluyor ama aynı kendisi büyükşehir meclisinde belediyenin vatandaşın daha iyi hizmet almasına yarayacak bir öneriye ret veriyor. Bu akıl dışı bir olay bu ne kadar talimatlı olduklarını ve asıl olan vatandaşa hizmet etmek değil siyaseten tek adam iradesini devam ettirmek üzere yapılmış bir çalışmadır. Bu anlayış zehirli, hastalıklı bir anlayış. Bu anlayışı reddediyoruz.


‘AKP’li Belediyelere Gelince Bol Kepçeden Bize Gelince Kapılar Kapalı’


Belediyeler ne öz kaynakları toplayabildi ne de merkezi bütçeden gelen kaynaklar yeterli oldu. Pandemi sürecinde bu hastalığın yayılmasını engellediler daha fazla ölümün önüne geçtiler. Eğer bu sürdürülebilir olacaksa kaynakların da bir şekilde arttırılması gerekir. Biz bununla ilgili saray yönetimine 10 maddelik bir çağrıda bulunduk. Hiç değilse bu çağrılarımızı dikkate alınması gerekiyor çünkü bu olağanüstü dönemde belediyelerimiz hizmet verebilsin kaynaklarını vatandaşlarımızın lehine kullanabilsin Sosyete damat sürekli paket açıklıyor bir çoğunun da içi boş. En azından bu süreçte vatandaşlara en çok katkısı olan belediyeler içinde bir paket açıklanmalıydı. Belediyelere piyasadan çok düşük oranla kredi tanınmalı. Maalesef bir tek İller Bankası var tamamen politize olmuş AKP’li belediyelere gelince bol kepçeden bizim belediyelerimize gelince o kapıları kapatarak hareket ediyor.


‘Erken Seçim Ülkeyi Yönetemediklerinin Kanıtıdır’


Bizim erken seçim kararı alma gibi bir çoğunluğumuz yok bunun kararını verecek olan saray hükümeti böyle bir karar alınırsa da biz hazırız. Bu ifadeler bunların artık bu ülkeyi yönetemediğinin ve vatandaşın bu kötü yönetime dur demesinin bir işareti. Vatandaş artık yeter diyor bu yönetim artık bizi yönetemiyor bizim sorunlarımızın çözümü için önümüze sandık getirin diyor Böyle bir karar alınırsa bugün denilirse bugün yarın denilirse seçime hazırız. Vatandaşımızın her anlamda derdini dinliyor ve içinde olduğu durumu anlıyoruz. Bunların çözümü için de bugün değil dünden bugüne çalışıyoruz ve Türkiye’nin tarım, ekonomi, sağlık, eğitim,sağlık anlamında sorunlarını çözecek kadrolar biz de var. Bu hayali ve afaki değil rakamlarla ispat edilmiştir. Liyakate ve adalete dayalı bir yapılanmayla vatandaşın menfaatini düşünerek bütün hortumları keserek, kamunun imkanlarını özel sektöre çekilmiş peşkeşleri önleyerek ve yandaşa aktarılan kaynakları ortadan kaldırarak çok kısa sürede bu sorunları çözeceğimize olan güvenimiz tam.


‘Vatandaştan Korktukları İçin Her Türlü Oyuna Başvuruyorlar’


Bugünkü yapı seçimi kaybedeceğini bildiği için seçim kanunuyla nasıl oynarım da iktidarda kalırım çabası içinde. Ne kadar oyun oynarlarsa oynasınlar seçim kanunlarına ne kadar kendi lehine değiştirmeye çalışırlarsa çalışsınlar artık şapka düştü kel göründü vatandaş her şeyin farkında. Bizim talebimiz şu; her düşüncenin parlementoya girmesi ve temsil edilmesi. Vatandaşın oluşmuş olan iradesini engellemek demokrasiyi engellemektir. Her siyasi parti seçmenden aldığı güven anlamında parlementoda sayısal olarak bulunmalı. Ama bugünkü yapı hala darbe anayasasıyla yönetiyor. Vatandaştan korkuyorlar onun içinde her türlü oyuna başvuruyorlar.


‘Kamu Bankaları Bize Evlat Muammelesi Yapıyor’


AKP’li belediyeler oluşmuş istihdam kaynağını en iyi şekilde kullanırken maalesef bizim belediyelerimize ayrımcılık yapılıyor. Bu insanlar aslında partili partisiz herkese hizmet ediyorlar ama bu hastalıklı anlayış vatandaşımızın hizmet almasını engelliyor. Bir çok kamu imkanından da faydalanamıyoruz, kamu bankaları kredi konusunda bize üvey evlat muamelesi yapıyor. Kredi imkanlarının olmasına rağmen bizim belediyelerimize özellikle kamu bankaları kapılarını kapatmış durumda. Aile devleti ne yaparlarsa yapsınlar belediyelerimizin hizmet etmesinin önünü kesemeyecekler.