YURT ÖZEL |İşte AKP'nin İstanbul'a ettiği zulmün bilançosu!

YURT ÖZEL |İşte AKP'nin İstanbul'a ettiği zulmün bilançosu!

CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı, yıllardır AKP'nin yönetiminde olan ve son seçimlerde kaybettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne verilen zararın boyutlarını açıkladı. Balyalı, "AKP yönettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin öz gelirlerini azalttı, arsa satışlarını çoğalttı, hatalı yatırımları ve gereksiz israfı ile borçlarını yükseltti. İstanbulluların parasını yandaşı olan tarikatlara ve vakıflara verdi. Artık İmamoğlu Başkan ile İstanbul rahat nefes alacak" dedi.

YURT ÖZEL

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığında toplanan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi 2019 yılı Nisan ayı meclis toplantılarında görüşülen İBB 2018 yılı Faaliyet Raporu üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grup (CHP) Grubu adına Pendik Belediyesi ve İBB Meclisi CHP Üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı rapora dair bilgileri anlattı. 

Görüş, eleştiri ve önerilerini sıralayan Balyalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki tahribata dikkat çekerek şunları söyledi:

“İBB’nin mali tablolarını incelediğimizde öz gelirlerinin azaldığını, arsa satışlarının arttığını, borçlanmalarının artık limitleri zorlayarak ciddi bütçe açığı verdiğini ve dışarıya faiz ödediğini söyleyebiliriz. Bu sonuç AKP yönetimindeki İBB’nin mali yönetim anlayışının iflas ettiğini, hatalı yatırımlar ve yüksek borçlanmalar nedeniyle fazladan borç ve faiz yüklenildiğini göstermektedir. İBB bütçesinin önceliklerinin yeniden belirlenerek baştan kurgulanması gerektiğini düşünmekteyim. Öncelikleri yeniden belirlenmiş, ciddi bir mali disiplin uygulaması ve tasarruf tedbirleriyle bu borcun yönetilebilir hale gelip ortaya çıkacak yeni kaynakların yatırımlara yönlendirilmesiyle İstanbul’a rahat bir nefes aldırılabileceği kanaatindeyim”

'İBB BORÇLARI GELİRLERİ AŞMIŞTIR'

İBB’nin 2018 yılı hesaplarının incelenmesine ilişkin olarak hazırlanan denetim komisyonu raporu ve muhalefet şerhini açıklayan Balyalı, İBB'nin 2018 yılı mali borçlarının belediye gelirlerini aştığına dikkat çekti.

Balyalı, "Bütçenin gelir kalemlerini incelediğimizde %99,77’lik oldukça yüksek bir gerçekleşmeye rağmen banka borçlarının çok hızlı bir şekilde yükseldiğini görüyoruz. İBB’nin, 31.12.2018 tarihi itibariyle mali borçları artık gelirlerini aşmıştır. Hızlı ve plansız borçlanmanın sonucu olarak tarihte ilk kez İBB’nin borcu gelirlerinden daha yüksek bir noktaya ulaşmıştır" ifadelerini kullandı.

İBB’nin 2018 yılı gelir toplamı 18.424.947.829,03 TL, Mali Borç Toplamı 20.214.619.170,85 TL olduğunu söyleyen Balyalı, İBB’nin Borç stokuna ilişkin olarak 2014-2015-2016-2017-2018 yıllarına bilgileri şöyle açıkladı:

BORÇ STOKU

2014

2015

2016

2017

2018

YURT İÇİ BANKALAR

258.250.207,77

160.088.374,51

105.232.982,39

902.546.134,44

3.331.928.799,97

BAĞLI KURULUŞLAR

1.469.500.000,00

2.269.592.135,89

3.619,500.000,00

 

5.569.500.000,00

 

3.829.937.304,83

DIŞ BORÇ

4.328.834.942,42

4.795.130.682,55

6.497.148.550,78

7.827.470.434,73

11.312.763.066,05

İGDAŞ

-

-

-

-

1.740.000.000,00

TOPLAM

6.056.585.150,19

7.224.811.195,95

10.221.881.533,17

14.296.786.566,75

20.214.629.170,85

'İBB'NİN BORÇLARI EN YÜKSEK SINIRA DOĞRU HIZLA YAKLAŞTI'

İBB'nin 2014 yılındaki toplam borcuyla 2018 sonunun borcuna kıyasla 3 kat arttığına vurgu yapan Balyalı, borç limitlerinin sınıra doğru hızlı bir şekilde ulaştığını Balyalı, "Borç stoku tablosuna göre İBB’nin geçtiğimiz dönemin başı olan 2014 yılında toplam borcu sadece 6 milyar TL’yken 2018 yılı sonuna geldiğimizde borcumuzun 3 kattan fazla artış göstererek 20.214.629.170,85 TL’ye ulaştığını görüyoruz. Bu sonuç bize İBB’nin borçlanma limitlerinde en yüksek sınıra doğru hızla yaklaşıldığını göstermektedir." diye konuştu. 

İBB'NİN BORÇ STOKU

Balyalı konuşmasının devamında belediyenin borç stoku tablosunu açıkladı. 

İşte İBB'nin borcu olan iştirakleri:

"İBB’nin borç stoku tablosuna göre bağlı ortaklıklara olan borcumuz 3.829.937.304,83 TL’dir. Bu rakam İETT’NİN İBB’ye olan borcu düşüldükten sonra oluşan net rakamdır. Bu rakamdan bağımsız olarak İBB’nin İSKİ’ye olan borcu 4.555.173.629,37 TL’dir. Bağlı ortaklığımız olan İSKİ’den başka bir borç türümüz var ki bu borç toplam mali borçlarımız arasında yer almamaktadır. Bu da iştiraklerimize olan borçlarımızdır.

Malumunuz Büyükşehir Belediyemizin İGDAŞ, İSPARK, KİPTAŞ gibi çok sayıda iştiraki de bulunmaktadır. 31.12.2018 tarihi itibariyle İBB’nin iştiraklerine toplam 3.447.907.780,59 TL borcu bulunmaktadır. Bu borç İBB’nin finansman tablolarında bulunmamaktadır ve İBB bu şirketleri zaman zaman finansman kuruluşu gibi kullanmaktadır. Meseleye buradan baktığımızda İBB’nin Yurtiçi ve yurtdışı bankalara, bağlı ortaklıklara, kamu kurum ve kuruluşlarıyla beraber İştiraklerine olan toplam borcu 21.922.536.951,44 TL’ye yani yaklaşık olarak 22 Milyar TL’ye ulaşmış olmaktadır.

İBB’nin borcu olan birkaç iştirakiyle ilgili sizlere birkaç örnek vermek istiyorum:

- İGDAŞ: 1.954.939.842,56 TL (Faiz dahil)

- İSTAÇ: 292.197.501,79 TL

- AĞAÇ A.Ş: 191.033.619,22

- İSPER A.Ş: 147.986.738,17

- İSTON: 143.500.174,33

İştirakleri incelediğimizde İBB’nin en çok İGDAŞ’a borcu olduğunu görüyoruz. İGDAŞ eğer bu kadar çok kar eden bir kuruluşsa bize göre doğalgaz fiyatını düşürmeli ve İstanbul halkının ucuza doğalgaz kullanmasının yolunu açmalıydı. Ancak İBB’nin AKP’li yönetimi ve belediye başkanı halkın ucuz doğalgaz kullanması yerine İGDAŞ’ı kendi finansman kuruluşu gibi kullanmayı tercih etmiştir.

Yine aynı şeyi İSKİ içinde söyleyebilirm. İBB’nin AKP’li belediye başkanı ve yönetimi İSKİ’yi finansman kuruluşu gibi görüp 4,5 milyar borç alacağına su fiyatlarını ucuzlatmalıydı. İBB’NİN AKP’Lİ YÖNETİCİLERİNİN İSKİ ve İGDAŞ’I FİNANSMAN KURULUŞU GİBİ GÖRÜP KASASINDAKİ PARASINI KULLANMASI NEDENİYLE İSTANBUL HALKI SU’YU VE DOĞALGAZI OLMASI GEREKENDEN ÇOK DAHA PAHALI KULLANMAKTADIR. İSTANBUL’DA SU VE DOĞALGAZ NEDEN PAHALI DİYE SORANLARA VERİLECEK EN İYİ CEVAPTA BUDUR."


1.B. İBB’NİN BÜTÇE AÇIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Balyalı İBB'nin borç bilançosunu aktardığı açıklamalarına şöyle devam etti:

"İBB Yönetimi, 2014/2019 dönemi başında bugünkü durumundan çok daha iyi bir bütçe performansı sergiliyor ve ciddi bütçe açıkları vermiyordu. Ancak yıllar içerisinde borçlanmalarla birlikte artan bütçe açıkları 2018 sonu itibariyle İBB Bütçesini sarsacak boyutlara ulaşmıştır.

İBB YILLARA GÖRE BÜTÇE AÇIĞI 

2014

2015

2016

2017

2018

216.819.159,00

665.082.398,20

3.350.726.163,50

4.926.774.554,10

3.723.077.536,70

İBB’nin 2014 yılı bütçe açığı Gelir Gerçekleşmesine göre %1’İN altındayken 2018 yılında %20,22’ye yükselmiştir. Sadece bu oran bile İBB Bütçesinin ne kadar kötü kullanıldığını tek başına anlatmaktadır.

1.C. İBB’NİN FAİZ GİDERLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ülkemizin ağır bir ekonomik krizden geçtiği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Çok ciddi mali borcu bulunan İBB’nin bu ekonomik krizden etkilenmemesi elbette mümkün değil. Ekonomik krizin bütçemiz üzerindeki etkilerini en net olarak Faiz Giderleri kaleminde görüyoruz. 2014 yılında bütçe gerçekleşmeleri içerisinde Faiz Giderlerinin payı 128.178.382,00 TL iken bu rakam 2018 yılı sonu itibariyle 436.609.589,34 TL’ye ulaşmıştır. Bu rakam İstanbul’da ortalama bir ilçe belediyesinin yıllık bütçesine eşdeğerdir. 2019 yılı tahmini bütçesine göre de Faiz Giderlerimiz 1.114.507.000,00 TL’ye ulaşacak ve bu oran 2019 bütçesinin yaklaşık %5’ini oluşturacaktır. Faiz giderleri de yine İBB’nin AKP’li belediye başkanlarının hatalı mali yönetim anlayışları sonucunda bu noktaya ulaşmıştır. "

2014

2015

2016

2017

2018

2019 (tahmini)

128.178.382,00

108.080.644,00

91.269.055,00

173.608.135,00

436.609.589,34

1.114.507.000,00

1.D. BELEDİYENİN ÖZ GELİRLERİNDEKİ AZALIŞ VE GAYRİMENKUL SATIŞ GELİRLERİNDEKİ ARTIŞ

Bunların dışında Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirlerimizde de 2018 yılında ciddi bir düşüş meydana gelmiştir. Teşebbüs ve mülkiyet gelirlerimiz 2017 yılında 3.008.690.093,00 TL iken bu rakam 2018 yılında 2.364.527.927,10 TL’ye düşmüştür. Ancak İBB yönetiminin 2018 yılında öz gelirlerimizde oluşan bu açığı kapatmak için gayrimenkul satışına öncelik verdiğini görüyoruz. Ağırlığını gayrimenkul satışlarının oluşturduğu Sermaye Gelirleri kalemi 2018 yılında 2.721.850.590,36 TL’ye ulaşmış. Sermaye gelirlerinin yani arsa satışlarının 2017 yılı bütçesindeki gerçekleşmesi sadece 227.609,330,00 TL’ydi. Yani 2018 yılında bir önceki yıla göre arsa satış gelirleri 10 kattan fazla artmıştır. Gayrimenkul satışlarındaki bu artış gerçekten olağanüstüdür. İbb’nin gelir amaçlı satışlarına ilişkin 2 örnek vermek istiyorum.

İlk örneğimiz 05.12.2018 tarihinde İGDAŞ’ayapılan arsa satışı. Üsküdar İlçesi Bulgurlu Mahallesi 1119/109 parselde bulunan 29.664,86 m2 arsanın satışından 550.000.000,00 TL gelir elde edilmiştir. İBB’nin iştirakine arsa satışı finansman amaçlı olup İGDAŞ’ın kasasında bulunan parayı kullanabilmek için yapılan fiktif bir satış olduğu kanaatindeyim. İBB İGDAŞ’tan borç alıp faiz ödememek için bu arsa satışını düzenlemiştir.

Arsa satışlarına ilişkin 2. Örneğimiz Hasılat Paylaşımı yöntemiyle KİPTAŞ’a yapılan satış olacaktır. Beşiktaş İlçesi Rumelihisarı Mahallesi 2011/2 ve 271 parsellerde bulunan alan 2.660.000.000,00 (iki milyar altıyüz altmış altı milyon) TL bedelle ihale edilmiş. İBB hasılatın %52,20’sini gelir olarak kaydetmiştir. Bu ihaleden İBB’nin kasasına giren rakam 1.388.520.000,00 TL’dir.

Sonuç olarak İBB’nin mali tablolarını incelediğimizde öz gelirlerinin azaldığını, arsa satışlarının arttığını, borçlanmalarının artık limitleri zorlayarak ciddi bütçe açığı verdiğini ve dışarıya faiz ödediğini söyleyebiliriz. Bu sonuç AKP yönetimindeki İBB’nin mali yönetim anlayışının iflas ettiğini, hatalı yatırımlar ve yüksek borçlanmalar nedeniyle fazladan borç ve faiz yüklenildiğini göstermektedir. İBB bütçesinin önceliklerinin yeniden belirlenerek baştan kurgulanması gerektiğini düşünmekteyim. Öncelikleri yeniden belirlenmiş, ciddi bir mali disiplin uygulaması ve tasarruf tedbirleriyle bu borcun yönetilebilir hale gelip ortaya çıkacak yeni kaynakların yatırımlara yönlendirilmesiyle İstanbul’a rahat bir nefes aldırılabileceği kanaatindeyim.

Sayın Başkan ve değerli meclis üyesi arkadaşlarım: Birazda 2018 yılı ihaleleri hakkında bir şeyler söylemek isterim. Öncelikle Denetim Komisyonu çalışmaları sırasında birlikte görev yaptığım meclis üyesi ve hesap uzmanı arkadaşlara teşekkür etmek isterim.

Sayın başkan, daha önce 2016 yılı hesapları için oluşturulan Denetim Komisyonunda da görev yaptığım için pek çok ihaleyi öncesiyle sonrasıyla kıyaslayabilecek bilgiye sahip olduğumu ifade etmeliyim.

2018 yılı ihalelerini incelediğimde aklıma gelen ilk şey İSTANBUL’UN GERÇEKTEN BAŞKANSIZ KALDIĞI VE YÖNETİLEMEDİĞİ BİÇİMİNDEYDİ. Gerçekten bazı meselelerin kontrolden çıktığını, bazı müdürlüklerin yaptığı ihalelerde yanlış uygulamalar olduğunu gördüm ve bunları raporuma yazdım. 2018 yılı Denetim Komisyonu Raporuna yazdığım muhalefet şerhi elinizde olduğu için bunları burada size tek tek anlatmayacağım ama sorunları başlıklar halinde sıralamak isterim.

İBB İştiraklerin yarattığı sorunlar ve kontrol dışılık.

Yaklaşık Maliyetlerin doğru hesaplanamaması.

Yıllardan bu yana sürekli aynı firmaların kazandığı ihaleler.

İhalelerde rekabet sağlanamaması.

İhalelerin torba ihale haline dönüştürülmesi.

Öncelikle İştiraklerimizin aldığı ihalelerden bahsetmek istiyorum: İştiraklerimizin İBB’den almış olduğu ihale sayısı ve parasal tutarı bu yıl yine oldukça yüksek. 2018 yılında İBB’nin 4734 sayılı kanuna göre yaptığı 408 ihalenin 64 tanesini iştiraklerimizin almış olduğu ihaleler oluşturmakta. İştiraklerimizin bu yıl almış olduğu ihalelerin parasal tutarı 3.254.584.654,39 TL’dir. Bu tutar toplam ihalelerin %33’lük kısmına denk geliyor. Yani belediyemizin yaptırdığı her 100 TL’lik işin 33 TL’si iştiraklerimize gidiyor. İştiraklerimiz bu ihalelerin neredeyse tamamına tek başlarına giriyor ve hiç rakipleri olmuyor. Doğal olarak bu ihalelerde rekabet oluşmuyor ve ihaleler yüksek fiyatlarla sonuçlanıyor. Hemen konuyu açalım.

İBB’nin yaptığı 408 ihalede yaklaşık maliyet üzerinden kırım oranı %14,49’dur. Ancak iştiraklerimizin kazandığı ihalelerdeki kırım oranı %6,56’ya düşmüş. Buna benzer bir durum hizmet ihalelerinde de yaşanmış. İBB’nin düzenlediği bütün hizmet ihalelerin kırım oranı %10,15 olurken iştiraklerimizin kazandığı ihalelerin kırım oranı %6,68’de kalmış.

Sonuç olarak iştiraklerimizin kazandığı ihalelerde rekabetin olmadığını, iştiraklerimizin piyasa fiyatı üzerinde ihale aldığını ve ihalelerin rekabete açıldığında İBB’nin kamu kaynaklarını daha etkin kullanarak ciddi bir finansman yaratılabileceğini söyleyebiliriz.

Bu ihalelerden hemen birkaç örnek vereyim ve sizlere bir soru sorayım.

BİR ŞİŞE DAMACANA SU NE KADARDIR?

İştirakimiz olan Hamidiye Su firmasının internet sitesine göre 2017 yılından bu yana 9 TL. Peki biz ne kadar alıyoruz? 9,5 TL. Arkadaşlar bir belediye hiç kendi kendini kazıklar mı? Buradan çıkıp bir şişe damacana su alsak 9 TL vereceğiz ama 65.000 tane DAMACANA SU alınca tanesini 9,5 TL’den alacağız. SİZCE BU İŞ AKIL KARI BİR İŞ MİDİR? BENCE DEĞİLDİR. Peki bu su’yu kimden almışız? Elbette HAMİDİYE SU’dan değil. Son 10 yıldır Belediyemizin SU VE MADEN SUYU İHALESİNİ Hamidiye su değil onun bayisi olan bir firma kazanmaktadır. HAMİDİYE SU NE YAZIK Kİ BU İHALEYE SOKULMAMAKTADIR ve belediyemizin ciddi bir kamu zararına uğramaktadır.

Yine başka bir ihaleden örnek vereyim; 2018/143898 İSTANBUL GENELİ KENTSEL DONATI ALANLARINDA ONARIM VE YAPIM İŞİ ihalesi. Söz konusu bu ihale 24 Haziran seçimlerinden hemen önce 3 Nisan tarihinde yapılmış. Bu ihale KİK’nun 21B maddesine göre yapılmış. Malumunuz 21B afet, sel, deprem, savaş gibi çok olağan üstü ve acil durumlarda kullanılması gereken bir kanun maddesidir. Doğrusunu söylemek gerekirse park ve yeşil alan yapma, çiçek ekme işinin aciliyetinin ne olduğunu açıkçası anlamış değilim.İhalemizin yaklaşık maliyeti 199.935.258,14 TL, ihale bedeli ise 184.977.240,43,00 TL. Gördüğünüz gibi rekabet oluşmadığı için yaklaşık maliyet fiyatı üzerinden neredeyse hiç kırım olmamış ve ihaleyi iştirakimiz olan AĞAÇ A.Ş. almış. AĞAÇ A.Ş.’de ihaleyi aldıktan hemen sonra 24 ve 26 Nisan tarihlerinde bu sefer AĞAÇ A.Ş’nin kendisi 21B’den 18 ayrı ihale düzenleyerek işi 18 ayrı firmaya dağıtmış.

SANIYORUM İHALENİN ACİLİYETİDE BU 18 ayrı firmada OLSA GEREK. NE GÜZEL DEĞİL Mİ? AL GÜLÜM VER GÜLÜM.

Sayın Başkan, İncelemelerimiz sırasında çok sayıda ihalenin yıllardan beri aynı firmalar tarafından kazanıldığını hatta bu ihalelere kendilerinden başka giren olmadığını tespit ettik ve raporumuza yazdık.

Yine bazı ihalelerin torba yasa gibi “torba ihaleler” şekline dönüştürüldüğünü tespit ettik. İBB’nin yaptığı ve İSTANBUL GENELİ olarak başlayan çok sayıda ihale var. Yıl içerinde yapılacak pek çok iş bu ihalelerin içerisine doldurulmuş. Bu ihaleler o kadar büyümüş ki YÜZLERCE MİLYON LİRALIK bedellere ulaşmışlar. Mesela benim incelediğim bir ihalede yaklaşık maliyet 894 MİLYON TL olmuş. İhaleler bilinçli olarak bu kadar büyütülünce bu ihalelere belli firmalar dışında hiç kimse giremez olmuş ve rekabet engellenmiş.

Yine yaptığımız incelemelerde ihaleyi kazanacak firmalara yönelik çok sayıda özel şartname yazıldığını gördük. Hatta bazı ihalelerde bir tek firmanın adını yazmamışlar onun dışında her şeyi yazmışlar.  Bunların dışında şartnamedeki benzer iş tanımlarıyla firmaların sunduğu iş bitirme belgelerinin birbirine uymadığını tespit ettik. Yani ihale şartnamesindeki şartları taşımayan firmaların bir şekilde bu ihaleleri kazanmasına göz yumulmuş.

Bunlarda muhalefet şerhimizde örnekleriyle birlikte yer almaktadır. Zamanınızı almamak için bunları tek tek anlatmıyorum ama sonuç itibariyle 2018 yılında İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN BAŞKANSIZ YÖNETİLDİĞİNİ ve BAZI İHALELERİN ÇOK AÇIK BİR BİÇİMDE KONTROLDEN ÇIKTIĞINI TEKRAR İFADE ETMEK İSTİYORUM. Bunların hepsi raporumuzda açık açık yazmaktadır.

Sayın Başkan Değerli Meclis Üyesi arkadaşlarım: Konuşmamın ikinci bölümünde denetim meselesini bitirerek biraz faaliyet raporumuz hakkında görüş ifade etmek istiyorum.Aslında AKP yönetimindeki İBB’nin faaliyet raporu 31 Mart günü İstanbul halkı nazarında oylandı ve RED CEVABINI ALDI. BUNDA BİR ŞÜPHE YOK.

Ben sadece belli noktalar üzerinde birkaç fikir beyan etmek istiyorum. Öncelikle biraz iştiraklerimizden bahsedelim istiyorum: İştiraklerimizin gerçekten iyi yönetildiği kanaatinde değilim. İSPARK gibi ciddi kar beklentisi içerisinde olduğumuz şirketler gereken karlılığı gösteremiyor. Ben bu durumu sadece şu gerekçelerle açıklayabilirim. Partizanlık, yandaşlık yolsuzluk ve siyasetin finansmanıYani iştiraklerimizin bazıları bildiğiniz arpalık olarak kullanılıyor.

Mesela İSPARK. Hangi ciddi yatırımı var desem ancak birkaç katlı otoparkla cep otogarını söyleyebilirsiniz. Onların maliyetleri de bilançoda var zaten. İSPARK son 5 yılda 1 milyar 300 milyon TL’den fazla ciro yapmış. Peki son 5 yılda ne kadar kar etmiş? 15 milyon civarında. İSPARK’ın 2018 yılı cirosu nedir? 351 milyon? Ne kadar kar etmiş? 1 milyon 77 bin TL. Yani Binde 3 oranında kar var. Bunun hepsine kar deseniz ne olur demeseniz ne olur.

Peki Ocak ayında İSPARK’ın 9 aylık zararı ortaya çıktığında sayın MEVLÜT UYSAL ne demişti? Kesin bir ifadeyle İSPARK 2018 YILINDA 4 MİLYON TL KAR ETTİ. Peki nerede 4 milyon kar. YANDI BİTTİ KÜL OLDU J))) GERÇEK 1 MİLYON TL’YMİŞ.

O GÜN ELEŞTİRİLERDEN ÇEKİNEN SAYIN MEVLÜT UYSAL BİLİNÇLİ OLARAK KAMUOYUNU YANILTMAYI TERCİH ETTİ AMA BUGÜN BÜTÜN GERÇEKLER ORTAYA ÇIKTI. İŞTE BUYRUN İSPARK’IN GENEL KURUL DOSYASI. BÜTÜN BİLGİLER BURADA.

Yalnız burada anlamadığım bir şey var. Benim elimdeki genel kurul evraklarında İSPARK’ın geliri olarak 351 milyon yazıyor. Ancak faaliyet raporumuzun 49. Sayfasında 357 milyon. Şimdi bunların hangisi doğru. Bilen varsa lütfen cevabını versin. Bu arada yeri gelmişken SAYIŞTAY’IN son yayınladığı 2017 raporunda iştiraklerimize ve özellikle İSPARK’a ciddi eleştiriler getirildiğini de ifade etmeliyim

Yine geçmişte İSPARK’la ilgili açıkladığımız yolsuzluk dosyalarıyla alakalı çok sayıda kişinin yargılandığını, dönemin belediye başkanı sayın KADİR TOPBAŞ’ın soruşturulmasına DANIŞTAY’ın izin verdiğini de hatırlatmalıyım.

Sayın Başkan Değerli Meclis Üyesi arkadaşlarım: Metro üzerine birkaç değerlendirme yapmadan önce yol ve kavşak inşaatlarında ki bazı adaletsizliklerden bahsetmek istiyorum. İBB bizim görüşümüze göre ilçelere her daim adaletli bir biçimde hizmet ve yatırım götürmelidir. Ancak AKP Yönetiminde özellikle son 5 yılda bu böyle olmuyordu. Örnek vereyim. Mesela tablo 13’de (SYF:102) inşaatı devam eden yol ve kavşakların listesi var. Burada tam 32 inşaat listelenmiş. Bu yatırımlar içerisinde sadece 7 tanesi CHP’li belediyelerin olduğu ilçelerde. Geri kalan 25 yatırım AKP’li belediyelerin olduğu ilçelerdeyken bunların 7 tanesi sadece BAŞAKŞEHİR İLÇESİ YATIRIMI OLARAK ÖNE ÇIKIYOR.

Bir başka örnek. Tablo:17 İnşaatı tamamlanan meydan ve Cadde düzenlemeleri. Toplam yatırım sayısı 20. CHP’li belediyelerin olduğu ilçelerde yapılan meydan ve cadde düzenlemesi sadece 1, devam edelim.

Tablo 18: İnşaatı devam eden meydan ve Cadde düzenlemeleri. Toplam yatırım sayısı 18. CHP’li belediyelerin olduğu ilçelerde inşaatı devam eden meydan ve cadde düzenlemesi sadece 1,

Konuya ilişkin son bir örnek vermek istiyorum:

Tablo 24: İnşaatı devam eden otoparklar. Devam eden otopark inşaatı sayısı 59. CHP’li belediyelerin olduğu ilçelere yapılan otopark sayısı sadece 7

Adında ADALET OLAN PARTİNİN HİZMET VEYATIRIMDAKİ ADALET ANLAYIŞI İŞTE BUDUR.

Şimdi bu dönem kapandı ve yeni bir dönem başladı. Biz Ekrem Başkanımızın hizmette ve yatırımda adalet anlayışını sonuna kadar uygulayacağına yürekten inanıyoruz.

Sayın Başkan biraz da metro meselesine değindikten sonra konuşmamı toparlamak niyetindeyim: Öncelikle şu meşhur sloganla başlamak istiyorum. NEYDİ SLOGANIMIZ. HER YERE METRO HER YERDE METRO. Bu slogan çerçevesinde 2019 yılına kadar 400 km metro yapılması hedefleniyordu.

Peki oldu mu her yere metro. HAYIR OLMADI. Peki neden olmadı? Benim görüşüme göre hatalı planlama, yanlış bütçe tercihleri ve popülist bir yönetim anlayışı nedeniyle önce İstanbul’daki gerçek metro durumunu tespitini yapalım.  Bugün itibariyle İstanbul’daki raylı sistemlerin toplam uzunluğu 233,05 km’dir.

İstanbul’daki raylı sistemler sadece metrodan ibaret değil. Metro dışında Banliyo hatları, Marmaray, Tramvay, Teleferik ve Funiküler’de raylı sistem olarak nitelendiriliyor. Buradan baktığınızda Sultan Abdülaziz döneminde 1875 yılında inşa edilen Tünel’de bu hesabın içindedir, eski belediye başkanlarımız Bedrettin Dalan ve Nurettin Sözen döneminde yapılan metro ve tramvaylarda.

Peki İstanbul’da gerçekte ne kadar metro var? Sadece 95 km, Ulaştırma Bakanlığının yeniden yaptığı banliyö hatlarıyla beraber Marmaray uzunluğu 76 km, Tramvay yaklaşık 60 km’dir. Geri kalanda funiküler ve teleferiktir.

Sonuç olarak AKP iktidarının HER YERE METRO HER YERDE METRO sloganının karşılığı olarak İBB imkanlarıyla son 15 yılda üretmiş olduğu toplam raylı system uzunluğu sadece 111,35 KM’dir. Bunun karşılığı olarak da 2014/2019 döneminde yaklaşık 15 milyar TL’de para harcanmıştır ama istenilen sonuçlara hiçbir şekilde ulaşılamamıştır.

Peki geçmiş dönemin İBB yönetimi neden metro hedeflerine ulaşamadı. Bence ilk dönemde metro yatırımlarını tercih etmediler. Zaten ilk yıllarda yapılan projelere baktığınızda bunu görürsünüz. 2009 sonrası metro yatırımlarına olan ihtiyaç İBB yönetimi tarafından fark edildiğinde de çok ciddi planlama ve bütçe hatalarıyla bu süreci yönetemediler.

Özellikle İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BÜTÇESİ, günü birlik işlerden, hatalı yatırımlardan MARTI GİBİ ANLAMSIZ PROJELERDEN, VAKIFLARDAN, YANDAŞ DERNEKLERDEN, TARİKATLARDAN CEMAATLERDEN YANA KULLANILINCA METROLARA VE BU TİP ALTYAPI PROJELERİNE FAZLA BİR BÜTÇE KALMADI.

Sayın Başkan son 2 yıllık süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kendi malı olan yaklaşık 1 milyar TL bedelindeki arsa ve bina bu yandaş vakıf ve derneklere tahsis edildi. Yine yapılan protokoller çerçevesinde YÜZLERCE MİLYON LİRALIK BÜTÇE BU YANDAŞ VAKIF VE DERNEKLERİN binalarının kiraları, bakım ve onarımları, tefrişat malzemeleri, gezileri, etkinlikleri ve benzeri giderleri İÇİN HARCANDI. SON 2 YILLIK SÜREÇ İÇERİSİNDE BU YANDAŞ VAKIF VE DERNEKLER İÇİN HARCANAN PARA YAKLAŞIK olarak 350 MİLYON TL’DİR VE BU PARANIN TAMAMI İSTANBUL HALKININ VERGİLERİNDEN OLUŞAN BÜTÇEDEN HARCANMIŞTIR.

Ancak bugün itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediyesinde vakıflara, yandaş derneklere, cemaatlere, tarikatlara para harcama, kaynak aktarma dönemi sona ermiştir. İBB’nin bütçesi bundan sonra daha yoğun bir şekilde altyapı projelerine, metrolara, ulaşım projelerine, çocuk parklarına yeşil alanlara ayrılacaktır."