Oğuz Kaan Salıcı: Şimdi onlar düşünsün

Oğuz Kaan Salıcı: Şimdi onlar düşünsün

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Yurt Gazetesi'nden Elif Ünsal'a özel açıklamalarda bulundu.

Salıcı'nın açıklamalarından satırbaşları şöyle;

Sayın Salıcı, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 37.Olağan Kurultayı'nı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından İktidar Kurultayı olarak adlandırıldı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, Cumhuriyet Halk Partisi gerçekten iktidara mı yürüyor?

Şöyle ki vatandaş ilerlediğimizi söylüyor. Biz de vatandaşın görüşüne saygı duyuyoruz. Türkiye'de şu an ağır bir çöküntü var. Her alanda özellikle ekonomide ağır bir buhran yaşıyoruz. Türkiye'yi yönetemediği çok açık ortaya çıkan bir iktidar var. Ve bu iktidar karşısında 31 Mart'ta çok önemli bir seçim başarısı kazanmış 23 Haziran'da da sandığa yapılan darbeyi püskürterek başarı kazanmış bir CHP var. Belediye başkanlarımız son 1 sene içinde gösterdiği başarılı çalışmalarla takdir topluyorlar. Oyumuzun artmasına hem örgütümüz hem belediye başkanlarımız katkı sağlıyor. Bu kurultay bizim geleceğe dair sorunları konuştuğumuz değil gelecek perspektifini konuştuğumuz CHP iktidara geldiğinde neler yapacağımızı konuştuğumuz bir kurultay. Zaten Genel Başkanımızın konuşmasına da bakarsanız bu perspektifi görürsünüz. Bu dönem 3 aşamadan oluşuyor; birincisi 22 Nisan'da Genel Başkanımızın Cumhuriyet Gazetesi'ne yazmış olduğu alçak gönüllü bir uygarlık inşasına çabalayan metni, geçen hafta Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan sosyal devletin Atatürk'ün devletçilik ilkesi çerçevesi içinde yeniden yorumlandığı ve çağın koşullarına uyumlu hale getirildiği metin ve bugünkü konuşması. Üç konuşmaya arka arkaya baktığımız zaman CHP'nin önümüzdeki dönem vatandaşa iktidara geldiğinde ne yapacağını nasıl anlattığını görüyorsunuz.

Covid - 19 kaynaklı parti içinde farklı görüşte olanların zamanı mıydı olgusu tartışıldı. Sizce sağlık konusunda yeterli tedbirler alınabildi mi?

Covid - 19'u biz icat etmedik. Biz 28- 29 Mart'ta görkemli ve onbinlerce yurttaşımızın, yoldaşımızın katıldığı bir kurultay yapmayı planlıyorduk. 100 yılda bir başımıza gelebilecek bir şey denk geldi. Bilim Kurulu bize diyor ki "yaz aylarında vaka sayısının çok düştüğü bir dönemde kurultayınızı yaparsanız, gerekli tedbirleri alırsanız sorun yok. Eylül ayı ile beraber griple birlikte artan bir vaka sayısıyla karşılaşabiliriz. Havalar soğuduğu için yurttaşlar kapalı ortamlardan çekinirler ve risk artabilir. Dolayısıyla böyle bir ortamda kurultay yapılması doğru olmaz" diyor. Cumhuriyet Halk Partisi kendisini böyle bir belirsizliğin içine atacak bir parti değil. Bakın seyircisiz dedik ancak basın mensupları rahat rahat çalışıyor, delegelerimiz sosyal mesafeye uygun bir şekilde yerleştiler. Kabin sayısını artırdık, her kabinde en fazla 10 delegemiz oy kullanacak. Sandık sayısını da artırdık ve dolayısıyla bütün tedbirler alındı. İnsanların birbirine çok yaklaşacağı bir ortam yok. CHP böyle tedbirler alarak bu kurultayı yapabiliyorsa neden geciktirsin?

Diğer adaylar noktasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun erken çıkması diğer adaylarda bir sıkıntı yarattı. Bunu parti açısından nasıl değerlendirirsiniz?

Adaylaşma sağlandı mı? Tüzüğe göre %5 imza ile aday olunabilir, dolayısıyla 68 delegenin imzasını alabilen aday olabilir. Şayet bir aday adayı 68 delegenin imzasını alabilseydi sayın Genel Başkan aynı nezaketle gelip o adayın konuşmasını dinlerdi.

Yani tek adaylı bir süreç işleyecek?

Şu anda öyle olacak. Dolayısıyla Genel Başkanımızın dışarıda da yapması gereken işler var.

Parti içi demorasi işletildi mi? Cumhuriyet Halk Partisi parti içi demokrasiyi en iyi işleten parti olduğu için bu soruyu yönlendiriyoruz.

CHP söz konusu olunca hep parti içi demokrasiyi sorarlar, sizden ricam bunu AKP'ye de sormanız ya da diğer siyasi partilere sormanız ve aldığınız cevabı bana iletmeniz. Parti içi demokrasi söz konusu olduğunda halk bilir ki bunu en iyi işleten CHP'dir.

Son olarak CHP yerellerde büyük bir zafer kazandı. CHP süreci iktidar kurultayı olarak adlandırıyor, bu yerellerdeki başarının bir devamı için ittifakların stratejisi aynı mı olacak?

Bir başkanlık sistemi içindeyiz. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için %50 +1 oy almanız gerekiyor. Dolayısıyla asgari müştereklerde buluşmuş siyasi partiler ittifak kurmaya ve bu ittifakların sonucunda üzerinde uzlaştıkları adayı seçtirmeye yöneliyor. Bu bizim tercihimiz değil, yeni sistemin bize dayattığı bir sonuç. Biz bunu gördük ve bu sistemi istemedik. AKP ve MHP Cumhur İttifakı'nı oluşturdu, biz de bunu görüp meseleyi doğru okuduk ve yurttaşlara doğru anlattık. Dolayısıyla kazandık, şimdi onlar düşünsün.