Süleyman Karan

Süleyman Karan

Sandıktan hiç umutları yoksa mutlaka bir komplo kurarlar

Avrasya Araştırma’nın son anketi kamuoyu ile paylaşıldı. Ve hemen herkesin hemfikir olduğu sonuçlar ortaya çıktı. Siyasal islamcı ve ırkçı koalisyonun tek adam rejimi sandıktan çıkamıyor. Hangi formül olursa olsun, iktidar ellerinden gidiyor. Önce anketin ayrıntılarına girelim, sonra bunun farkında olan siyasal islamcı ve ırkçıların bu durumda nasıl karanlık komplolar peşinde olabileceklerine...

İttifaksız bir seçim olsa... Araştırma 26 ilde, 2 bin 460 kişi ile yapılmış, görüşmeler korona virüsü salgını nedeniyle telefonla gerçekleştirilmiş. Hata payı yüzde 2.2 olarak belirtilmiş. Genel seçimlerde ittifaksız, her partinin tek başına seçime girmesi halinde, AKP yüzde 34.49, CHP yüzde 30.65, İYİ Parti yüzde 10.25, HDP yüzde 10.37 oy alıyor. MHP yüzde 8.15 ile baraj altında kalıyor. DEVA Partisi yüzde 3.03, Gelecek Partisi ise yüzde 2.33 oy alabiliyor. Her şekilde CHP’nin oyunu artırdığı, MHP’nin baraj altında kaldığını öngörüyor anket. AKP içinden çıkan iki partinin, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin alacağı düşük orandaki oylar bile gerek AKP’yi gerekse MHP’yi fena hırpalıyor. Ancak bu erimenin tek sebebi bu iki partinin alacağı oylar değil, artık AKP ve MHP tabanlarının, bu tek adam rejiminden ve özellikle de ekonomi yönetiminin beceriksizliğinden bıktıkları çok açık.

Cumhur İttfakı çoğunluğu kaybediyor Anketten çıkan sonuçlara göre; AKP, MHP ve BBP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı yüzde 42.71 oy alırken; CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Millet İttifakı yüzde 40.65; DEVA Partisi ile Gelecek Partisi’nin oluşturduğu ittifak ise yüzde 5.44 oy alıyor. HDP’nin oy oranı ise yüzde 10.9. Bu sonuçlara göre, Cumhur İttifakı 284, Millet İttifakı 261 ve HDP 55 sandalye alıyor. Yani siyasal islamcı ve ırkçı koalisyonun desteği ile ayakta duran tek adam rejimi tarihe gömülüyor.

Üç ittifak, iki ittifaktan iyidir

Bir diğer ittifak tablosunda; İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan ittifak yüzde 21.97, CHP yüzde 27.31, HDP yüzde 10.16, Cumhur İttifakı ise yüzde 40.34 oy alıyor. Bu ittifak formülasyonunun sonucunda, Cumhur İttifakı 282, dört partili sağ ittifak 124, CHP 145 ve HDP 49 sandalye elde ediyor. Yine tek adam rejimi ayakta kalamıyor.

Muhalefetin fark atma formülü Eğer CHP, HDP ile ittifak yaparsa yüzde 37.9; İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve SP’nin oluşturacağı sağ ittifak yüzde 17.99; AKP, MHP ve BBP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı ise yüzde 44.9 oy alıyor. Cumhur İttifakı bu kez daha da eriyor, sandalye sayısı 265’e düşüyor, CHP-HDP ittifakının sandalye sayısı 234, dört partili sağ ittifakın vekil sayısı ise 101 oluyor. Hangi kumpası seçecekler? Tabii ki gerek AKP gerekse MHP bu erimenin farkında... Yerel seçimlerde İstanbul’da hile yapmaya kalkıp, iyice madara olduklarından bu yana, yine aynı taktik ile kutuplaşma üzerine oynayarak toparlanmaya çalışmaları da geri tepmiş görünüyor. Ekonomideki yapısal bunalım ve salgında halka destek veremeyip, destek veren

muhalif beledeyilere yönelik faşizan uygulamaları da onlara eksi puan olarak dönmüş bulunuyor. Ve AKP içinden çıkan iki partinin alacağı yüzde 3 ila yüzde 5 arasındaki oy da hesaba katılınca, sandıktan çıkma ihtimalleri kalmıyor. Seçimlerde oy çalma erbabı eski ortakları FETÖ de yok, bunlar ancak kaba kuvvet ile belli bölgelerde oy çalabiliyor ama bu da farkın kapanmasına yetmiyor. Peki öyleyse ne yapabilirler?

Sağdaki üç partiyi yok etmek Bu ankete göre, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin alacağı oy yaklaşık yüzde 5, eğer bu iki partiyi seçime sokmamak için seçim yasasını değiştirirlerse ve birkaç puan da oy çalarlarsa, sandıktan çıkabileceklerini düşünebilirler. Ama bu partiler yine de seçimde etkili olur, Millet İttifakı’na destek verebilir. Bu sebep ile, her iki partiyi, bir polis-yargı kumpası ile FETÖ ile ilişkilendirmeleri ve bunu da ‘darbeyi önledik’ yalanı ile süslemeleri mümkün. Yine de işi garantiye almak için bu kumpas ile OHAL de ilan edebilirler gibime geliyor. OHAL ile birlikte, İYİ Parti ve CHP’yi de bu uyduruk kumpasa bağlamayı denerler. Belli bir süredir İYİ Parti’yi bölmek ya da en azından Millet İttifakı’ndan çıkarabilmek için her türlü siyasi ahlaksızlığı yapıyorlar. Büyük olasılık ile bölemeyecekler ama ikbal peşinde koşan birkaç kişiyi belki kopartırlar. Yani bu da tutmayacak gibi... HDP’yi baraj altında bırakma çabası Tabii ki HDP ile uğraşmaya devam edecekler. Partiyi kapatmak bir seçenek olarak yok, çünkü HDP’ye oy verenlerin ne AKP’ye ne de MHP’ye oy vermeyecekleri aşikar. Her zamanki gibi, kadrolarını tutuklayarak yıpratmaya çalışacaklar ama o da ters tepiyor. Kalıyor geriye yine seçimde bir hile yaparak HDP’yi baraj altında bırakmak ya da zaten daha önce yaptıkları gibi sandıkları kaçırmak ama o halde bile HDP barajı geçebiliyor. Yani HDP’yi ancak gerilimi ve kutuplaşmayı artırmak için kullanabilecekler ki o da pek bir işe yaramayacak. ‘Darbe masalı’ tutmadı ama... Bir süredir provokasyonlarını artırmalarının sebebi işte bu anket sonuçları ve erimeyi durdurmadaki başarısızlıkları... Bu sebeple ‘darbe hazırlığı’ diye bir saçmalık uydurdular, birkaç zeka sıkıntılı kanaat önderi dışında, millet iplemedi bile... Diyanet’in nefret suçlarına karşı oluşan tepkiyi, kendi lehlerine çevirmeye çalıştılar o da ellerinde patladı. Camilerden duyulan ‘Ciao Bella’ kumpası o kadar ahmakçaydı ki o da işe yaramadı. Siyasal islamcılar ve ırkçıların en büyük ikilemi şu: Aklı olanın tercihi, ekonomiyi rezil etmişken ve buhran gibi bir küresel kriz kapıdayken, iktidarı bir süreliğine bırakıp, o belalı dönemin ceremesini muhalefete çektirmek, sonra bir erken seçim ile geri gelmektir, ancak o kadar fazla adi suç sicilleri var ki, iktidardan gittikleri anda hapise düşeceklerini biliyorlar. O sebep ile, iktidara tutunmak için gerekirse sandıklara el koymaya hazırlar. Bunun denemesini referandumda yapmışlardı. Sandıktan ‘hayır’ çıkacağını anladıkları anda, Yüksek Seçim Kurulu ile işbirliği içinde sandık darbesi yapıp, akşamında da pompalı tüfekli lümpenleri sokağa salmışlardı. İşte o provaydı, sandığı kaybettikleri anda nasıl bir pislik yapacaklarının provası... Krize ilaç olarak plastik mermi Şu anda tek adam rejimine güven erimeye devam ediyor. Sosyal ve ekonomik kriz artarak devam edecek. Bana kalırsa, yapabilecekleri tek şey, 2023’e kadar hazır

iktidar ellerindeyken, bunu bırakmamak. Ne olursa olsun bırakmamak. İşte bu sebep ile milyonlarca plastik mermi, yüzbinlerce gaz bombası siparişi veriyorlar. Kolluk kuvvetleri ve paramiliter örgütler ile durumu idare edebileceklerini düşünüyorlar. Erken seçime gittiler diyelim, çalarak kazanamayacaklarını anladıklarında, bir sandık darbesine kalkışmanın riskine girmeleri çok anlamsız. Yani ne gerek var, zaten onları erken seçime de zorlayan yok ki... Ama biraz önce sözünü ettiğim tüm kumpasları kuracaklar, seçim olsun ya da olmasın, 2023’e hazırlık için. Zira bunlar cumhuriyet, laiklik ve milli irade düşmanı oldukları kadar, yolsuz, yoz ve her şeyin beklenebileceği bir kötülükler manzumesi. Bundan böyle seçmen desteğinin yerini tümü ile kolluk kuvvetleri, bağımlı yargı, plastik mermi ve gaz bombası alacak. Çünkü artık bitmek üzereler... Ama her ne pahasına olursa olsun bırakmamayı deneyecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar