Seçimlerin ardından zam furyası başlayacak

Önceki gün bir basın toplantısındaydım…
Toplantının konuşmacıları arasında Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin yöneticileri vardı. Hepsi 2018 yılının ilk 4 ayında rakamların iyi gittiğini, yılsonu hedeflerine ulaşacaklarını söyledi. Bir diğeri ise “Evet hedefleri yakalayacağız, rakamlar iyi ama peki ya kazanç ne olacak? Petrolün fiyatı 75 doları geçti, dolar kuru her gün artıyor” deyince, salonda bir sessizlik oluştu. Evet, kimse gerçekleri konuşmak istemiyor kamuoyunun önünde... Belli ki yönetim toplantılarında, müşteri görüşmelerinde kalıyor gerçek düşünceler, öngörüler... Tıpkı EPDK’nın akaryakıt dağıtım şirketlerine “zam yapmayın” telkinlerinin gizli kapaklı yapılması gibi... Tıpkı Petrol Ürünleri İşverenleri Sendikası’nın akaryakıt zamlarını internet sitesinde yayımlamama kararı aldığı gibi...
Belki de ülkenin son 15 yıldır geçirdiği en önemli bir seçime doğru yol alıyoruz. Aslında başkanlık referandumu kadar önemli, ülkenin yönetim biçimini değiştirecek bir seçim değil, ancak toplumsal hassasiyet tersini söylüyor. Hükümet tarafından önemini de son dönemde art arda açıklanan seçim vaatlerinden anlamak mümkün. Memlekette af getirilmeyen hiçbir şey kalmadı, gazetecilerin ve bazı siyasetçilerin cezaevinde kalması dışında...
Emekliye ikramiye, vergi affı, imar affı, öğrenci affı gibi her seçim döneminde gündeme gelen bizim gibi ülkeler için “sıradan” olan vaatler dışında yeni uygulamalar da gördük. Örneğin konut faizlerinin düşürülmesi… Gittikçe şişen ve patladığında da ekonomik dengeleri alt üst edecek olan konut sektörünü rahatlatmaya dönük bu uygulamaya, beklendiği gibi kamu bankaları öncülük ediyor. Ziraat ve Halk Bankası konut faizlerini düşürdüğünü açıkladı. Esas sorun, özel bankaların bu furyaya katılıp katılmayacağı... Enflasyonun yüzde 10’lara demir attığı, dolar kurunun 4 TL’nin üstüne oturduğu, Merkez Bankası faizlerinin bile yüzde 8’lerde olduğu bir ekonomik ortamda bankalar, konut kredisi faizlerini nasıl düşürecek merak konusu. Düşürmek kolay, bir karar alırsın o önemli değil de bu maliyeti nasıl karşılayacaklar, en önemlisi o! Mevduat sahibine yüzde 11-12 faiz vererek bulduğu kaynağı, nasıl kara dönüştürecek?
Sorulacak çok fazla soru var... Yanıtların hepsi de aynı sonuca çıkıyor. Ülke ekonomisi maalesef hiç iyi durumda değil, gelişmekte olan ülkeler içinde en riskli sıralamasında başta geliyoruz; kredi notumuz her geçen gün düşüyor, uyarı üstüne uyarı geliyor. İşsizlik, enflasyon, faizler ortada... Tüm bunların üstüne hükümetin keseyi açması mali politikaların rafa kaldırıldığını gösteriyor. Seçimi kim kazanırsa kazansın, ülke ekonomisini zor günler bekliyor. Oluşacak bütçe açığını, cari açığı finanse etmek için seçimlerden sonra zam furyası sürpriz olmayacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar