Süleyman Karan

Süleyman Karan

Şeffaf belediyecilik ve katılımcı demokrasi

Yıllardan beridir verilen bir mücadele, yerel yönetimlerde katılımcı demokrasi ve şeffaflığın altyapısını oluşturacak bir yapının kurulması. Bugüne kadar birkaç CHP belediyesinin bir ölçüde yaşama geçirmeye çalıştığı bir uygulama, hedeflenenin çok gerisinde olsa da, halkın yerel yönetime katılmasının araçları olan mahalle meclislerinin ve kent konseylerinin aktif olarak çalışması. Bu konda 31 Mart Yerel Seçimleri sonrasında adımlar atılmaya başlandı. Şişli Belediyesi de bu belediyelerden biri, daha doğrusu Şişli’de Muammer Keskin belediye başkanlığı seçimleri öncesinde verdiği bu sözü en kısa sürede hayata geçirmeye başladı.

MAHALLE EN TEMEL BİRİM
Yaklaşık bir aydır, Şişli’nin 25 mahallesinde mahalle meclisleri ilk toplantılarını gerçekleştiriyor. Biraz da acele edilerek, çünkü haziran ayının sonunda. Olmadı temmuzun başında, kent konseyinin yeni yönetiminin belirleneceği bir toplantı var, en azından bu toplantı öncesinde mahalle meclislerinin ilk toplantılarını gerçekleştirmiş olması amaçlanıyor. Dün itibarıyla, eski mahallem Teşvikiye’de de bu mahalle meclisi toplantısı gerçekleşti. Böylelikle, hemen hemen tüm mahallelerdeki ilk toplantılar yapılmış oldu. Bundan böyle mahalleli kendi sorunlarını kendisi saptayacak, taleplerini belediyeye iletecek. Mahallelinin toplanacağı mahalle evleri de süreç içerisinde her mahallede açılacak. Katılımcı demokrasinin en alt birimleri olacak mahalle meclisleri, başta el yordamıyla, süreç içerisinde ise bu taban demokrasisi anlayışını içselleştirerek yollarına devam edecek.

SİVİL TOPLUMUN SESİ
Gelelim kent konseyine... İsmi sizi aldatmasın, kent konseyi, ilçe belediyelerinde de yer alan bir kurum. Amacı o ilçedeki tüm sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin, sivil inisiyatiflerin, mahalli spor kulüplerinin ve yerel dayanışma ağlarının temsilcilerinin, bazı resmi yetkililerin yer aldığı, belli bir bütçesi olan ve belediyeden fonlanarak ilçeye yönelik çeşitli etkinlikleri organize edebilen bir kurum. Ve tabii mahalle meclislerinden birer temsilcinin de bu kurumda yer alması için çeşitli düzenlemeler yapılacak. Zaten muhtarlar kent konseyinin doğal üyesi olduğu için, mahalle meclisi temsilcisiyle birlikte her mahalle iki kişiyle temsil edilme olanağına kavuşacak. Bu kurumun varoluş amacı da, katılımcı demokrasiyi hayata geçirecek bir kanal oluşturmak.

ŞİMDİ TAM ZAMANI
Tabii ki katılımcı demokrasi ve şeffaf belediyecilik salt bu iki kanalın açılmasıyla hayata geçebilecek bir şey değil, ama işte bu iki kurum, en azından o ilçe sakinlerinin belediyeyle iletişimini ve yönetimin bir ölçüde paylaşılmasını sağlayacak iki mecra. Yeter ki doğru biçimde işletilsin, yeter ki tüm mahalleliler bu oluşumlarda yer alsın, tüm ilçe sakinleri kent konseyi diye bir kurumun varlığından haberdar edilsin.

İşte sıkıntı biraz burada... Zira CHP yönetiminin tüm CHP belediyelerine tavsiye ettiği bu uygulama, bugüne kadar çok az yerde hayata geçirilir gibi oldu. Şimdi de pek çok belediye bu iki kurumun oluşturulması yönünde pek bir adım atmıyor. Üstelik ortada kör topal olsa da denenmiş modeller varken... Benim bildiğim kadarıyla İstanbul’da Şişli Belediyesi dışında, bu iş için kolları sıvayan ve harekete geçen başka bir belediye yok. Şimdi tam da zamanıdır oysa!

Önceki ve Sonraki Yazılar