Cumartesi günü Washington Post, Almanya merkezli Kiel Enstitüsü Başkanı Gabriel Felbermayr'ın Avrupa'daki bir hayli ekonomist, Çin-Amerika Birleşik Devletleri anlaşmasının "çok taraflı ticaret düzenini" bozacağını ve "Avrupa için zarar veren" olacağını düşündüğünü yazdı. Reuters ise cuma günü yaptığı izahta, bazı Avrupalı işletmelerin politikacılara, "Avrupa'daki işletmelere eşit bir oyun alanı sağlamak için Çin'e yaklaşımlarını sertleştirme." çağrısında bulunduğunu aktardı.
Bu tür kaygılar tamamen gereksizdir. Aksine, en büyük iki ekonomi arasındaki anlaşma uzun vadede Avrupa ülkelerini destekleyecektir, zira Çin pazarlarının daha fazla açılmasını sağlayacak.
AÇILIM İLE YENİ PAZARLARA ULAŞIM
Çin son senelerde açılım politikasını genişletti. Yeni ticaret anlaşmasıyla Çin'in ekonomik hızı artacak ve dünya ile etkileşimi artacaktır. Avrupa şüphesiz daha geniş bir Çin pazarından yararlanabilir. Neticede, daha fazla açılım, Çin pazarına daha fazla yabancı şirketin ulaşılabileceği manasına geliyor.
Politik açıdan da Çin, iş birliğini her vakit çok taraflı olarak müdafaa etti. Avrupa'yı diplomatik bir öncelik olarak gördü. Aralık ayında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi yaptığı konuşmada "Avrupa'yı diplomatik gündemimizde ehemmiyetli bir iş birliği ortağı ve öncelik olarak görüyoruz." dedi.
Avrupa ülkeleri Çin hakkında manasız kaygılar taşımak yerine Amerika Birleşik Devletleri'ye daha az bağımlı olmak için gayret harcamalıdır. Amerika Birleşik Devletleri'yi körü körüne izlemek şüphesiz Avrupa'nın kendi çıkarlarına ve Çin ile iş birliğine gölge düşürecektir.
Bazı Avrupa ülkeleri, özellikle Çin'in yüksek teknoloji devi Huawei'in sunduğu 5G teknolojisinden faydalanmak isterken Amerika Birleşik Devletleri ile karşı karşıya geliyor. Amerika Birleşik Devletleri baskısı altında hareket etmek Avrupa'nın Çin ile ilişkilerine zarar veriyor.
Çin ise içtenlikle, Avrupa ile ilişkilerinin çok kutuplu bir ortamda kazan kazan ilkesi içerisinde sürdürülmesi gerektiğini müdafaa ediyor.
Kaynak: Global Times