1974 yılında sosyal-demokrat Sosyalist Parti'ye katılan Guterres, Karanfil Devrimi'nin ardından partide aktif rol alarak partinin önde gelen isimlerinden birisi haline geldi.
1992 yılında Sosyalist Parti Genel Sekreteri olan Guterres, 1995 yılında Sosyalist Parti'nin seçimleri kazanmasıyla birlikte başbakan oldu. 2 dönem başbakanlık yapan Guterres'in görevi 2002'de istifa etmesiyle birlikte son buldu.
İstifanın sebebiyse ülkedeki ekonomik sorunlar ve Sosyalist Parti'nin yerel seçimlerde yaşadığı başarısızlık.
2002 genel seçimlerinde Sosyalist Parti'nin, sağcı Sosyal Demokrat Parti'ye yenilmesinin ardından, Guterres Portekiz'deki siyasi hayatını bitirdi.
SOSYALİST ENTERNASYONAL BAŞKANLIĞI VE SONRASI
1999 yılında Sosyalist Enternasyonal Başkanı olan Guterres, bu görevini 2005'e kadar sürdürdü. Sonrasındaysa Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne seçildi ve 2015'e kadar görevde kaldı.
Guterres, sonrasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından oy birliğiyle sonraki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olması için önerildi.
GUTERRES NASIL HERKESİN DESTEĞİNİ ALDI?
Guterres'in BMGK tarafından oy birliğiyle önerilmesi, kimi çevrelerde şaşkınlık yarattı.
Guterres, her ne kadar "sivri" bir isim olmasa da, The Guardian'a konuşan "Birleşmiş Milletler uzmanı" Richard Gowan, Guterres'in seçilmek için Çin ve Rusya'ya büyük tavizler vermiş olabileceğini öne sürüyor.
Haberde Rusya'nın BM Genel Sekreterliği'nde Doğu Avrupa'dan bir ismi istediği belirtilirken, Rusya'nın genel sekreter seçiminin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Dönemsel Başkanlığı kendilerindeyken yapılmasını istemiş olabileceği savunuluyor.
Guterres'i destekleyen ülkeler arasında yer alan Çin'in haber ajansı Xinhua tarafından yapılan haberdeyse, Guterres'in "bölgesel örgütlerle, uluslararası mali kuruluşlarla aynı zamanda sivil toplumla ve özel sektörle işbirliğini ve etkileşimi artıracağı" söyleniyor. Xinhua, Guterres'in BM'ye yaklaşımının gerginlikleri azaltmaya ve barışçıl çözümler bulmaya yönelik olduğunu aktarıyor.
António Guterres'in seçilmesinde "arabulucu" ve "tarafsız" kişiliğinin büyük rol oynadığı görülürken, Guterres'in siyasi kariyeri "suya sabuna dokunmaya" hevesli olmadığını gösteriyor.