Lavrov, bu raporun zamanlamasının İsrail’in İran’a yönelik saldırısından hemen önceye denk gelmesine dikkat çekerek, bunun uluslararası kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını savundu.
“Raporun Zamanlaması Tesadüf Değil”
Rus haber ajansı TASS’a konuşan Lavrov, Batılı liderlerin İran karşıtı bu raporu bilinçli şekilde yayımlatmaya çalıştığını belirtti. Lavrov, özellikle Avrupa ülkelerini sorumlu tutarak, bu sürecin UAEA’nın tarafsızlığına zarar verdiğini söyledi.
UAEA’nın Raporu: Kritik Seviyeye Yakın Zenginleştirme
İsrail’in İran’a yönelik saldırısından yaklaşık iki hafta önce yayımlanan UAEA raporunda, İran’ın uranyumu yüzde 60’a kadar zenginleştirdiği belirtilmişti. Bu seviyenin, nükleer silah üretimi açısından teknik olarak kritik bir eşik olduğu vurgulanmıştı. Bu bulgu, uluslararası arenada ciddi endişelere yol açmıştı.
Grossi'den Savaş Sonrası Açıklama: “Kanıt Yok”
Savaşın başlamasının ardından ise UAEA Başkanı Rafael Grossi, önemli bir geri adım sayılabilecek açıklamalarda bulundu. Grossi, İran’ın nükleer silah geliştirdiğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığını açıkça ifade etti. Ayrıca UAEA’nın İran’da “sistematik bir nükleer silah geliştirme çabası”na yönelik herhangi bir delil tespit etmediğini belirterek, şu sözleri kullandı:
“Bizim raporumuzda aktardığımız, İran’ın nükleer silaha yöneldiğine dair elimizde hiçbir kanıtın olmadığıydı.”
Tarafsızlık Tartışması Gündemde
Lavrov’un açıklamaları, UAEA’nın güvenilirliği ve tarafsızlığı konusundaki tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Uluslararası diplomasi çevrelerinde, nükleer programlara ilişkin teknik raporların siyasi yönlendirmelerle şekillenmesi, uzun vadede küresel güvenliğe zarar verebileceği gerekçesiyle endişe yaratıyor.