Devalüasyon olur mu? Devalüasyon olursa ne olur?

Devalüasyon olur mu 2022? Devalüasyon olursa ne olur? Devalüasyonun etkileri nelerdir, devalüasyonun gerçekleşmesinin ardından oluşabilecek sorunlar ve sonuçlar nelerden oluşmaktadır, tarihten günümüze kadar devalüasyon süreçleri nasıl işlemiştir?

Devalüasyon, herhangi bir ülkenin ekonomisi üzerinde meydana gelen ve sabit kur dengesi üzerinde ödemelerin açık verdiği bir eylemdir. Kısacası, devalüasyonla karşı karşıya kalan bir devletin, resmi para birimi üzerinden diğer ülke dövizlerine karşın değer kaybettirilmesi olarak da tanımlanabilmektedir.

Devalüasyon olur mu?
Devalüasyon, sabit kur sistemlerinde ödemeler dengesi açık veren ülkenin ulusal parasının dış satınalma gücünün, hükûmetçe alınan bir kararla düşürülmesidir. Başka bir deyişle devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin diğer ülke dövizleri karşısında değer kaybettirilmesidir.

Türkiyede en son devalüasyon ne zaman oldu?

1931 yılında Amerikan doları 211 kuruş olarak ayarlanmıştı. Bu ayarlamanın devalüasyon olup olmadığı ise ekonomi bilimi açısından tartışmalıdır. 1931'de yapılan döviz ayarlamasının ekonomide belirtilen devalüasyon teorilerine uygun olmaması nedeniyle Türkiye'de ilk devalüasyonun 7 Eylül 1946'da yapıldığı kabul edilir.

Devalüasyon hangi durumlarda uygulanır?

Dış Ticaret Açığını Azaltmak; Devalüasyonla ulusal para biriminin diğer paralar karşısındaki satın alma gücü gerilediği için daha pahalı hale gelen ithal ürünlere olan talep daralır. İhracatın artması ve ithalatın azalması dış ticaret açığının azalmasına yol açar.

Hakkında

Devalüasyon ile ithal malları pahalılaşırken yerli malların fiyatı da aşağı çekilmiş olur. Kurların belli bir istikrar içerisinde olduğu ya da sabit kur sisteminin uygulandığı kurlarda herhangi bir değişme yapılacaksa bu hükûmet tarafından yapılır. Hiçbir devlet kendi parasının diğer devletlerin parası karşısında değerinin düşmesini istemez. Ama bazen siyasi sebeplerle de yerli para, yabancı para karşısında değer kaybeder. Bir ülkenin toplam ithalatı toplam ihracatından fazla ise ithalat azaltılır, ihracat artırılır. Çünkü böyle bir durumda ekonomide dış ticaret açığı ortaya çıkmış demektir. O devletin satın alma gücünün azaltılması gerekir, kendi mallarını ihraç ederek ekonomisini kalkındırmaya ya da en azından kötü etkilenen ekonomisinde az da olsa bir düzelmeye gidebilir. Devalüasyon yaşandığında enflasyon yükselir, faizler artar bu da ekonominin yavaşlamasına neden olur. Bu durum o devleti ihracata yönlendirir çünkü ithalat pahalılaşmıştır devletin satın alma gücü düşmüştür. Para arzı ve kıymet bedelinin birbirine eşitlendiği durumlarda yabancı para değer kazanır, yerli para değer kaybeder. Bazı durumlarda IMF'nin müdahale etmesi gerekir. IMF o devleti devalüasyon yapmaya zorlar. Ama bu devalüasyonun ekonomiyi belli bir dengeye ulaştırabilmesi için karşı bir devletin devalüasyon yapmaması gerekir. Ayrıca enflasyon düşürülmeli, ihraç edilecek mallar yoğun talep alan mallar olmalıdır. Ülkeler arasında yaşanan siyasi krizlerde bir ülke diğer ülkelere karşı döviz gelirlerini artırmak ister. Böyle bir durumda dış dengenin sağlanması için döviz kurlarını değiştirirler. Devalüasyonun her devlete etkisi farklıdır. Uzun ve kısa dönemde incelendiğinde ticari dengeyi geliştirdiği görülür. Bazılarına göre de tam tersi söz konusudur. Uzun ve kısa dönemde ihracat ve ithalattaki talep esneklikleri de farklılık gösterir. Yani uzun dönemde devalüasyondan sonra oluşan ticaret dengeleri iyileşir, kısa dönemde ise kötüleşir. Ticaret dengesini azaltmak düşük esnekliğe bağlıdır fakat esneklik yükselirse ticaret dengesi gelişir. Bunun nedenine bakacak olursak; Fiyatların ayarlanması için belli bir süreye ihtiyaç vardır aynı zamanda mevcut anlaşmalar ve miktarlar varsa bu kısa dönemde değişiklik gösterir. Diğer önemli neden ise arz boşluğu oluşmasıdır. Arz boşluğu olursa iş ilişkileri kurulması ve yeni taleplerin hazırlanması zaman alabilir, bu da problem oluşturur. Devalüasyon, ekonomisi istikrarlı olan devletler için uygulanamaz. Uygulanıyorsa muhakkak ödemelerinde açık vardır veya ekonomik kriz söz konusudur. Geri kalmış ülkelerin ithal mallara ihtiyacı vardır. Eğer ithal edecekleri mallar pahalıysa o ülke istediği kadar önleyici önlem alsın iç fiyatların yükselmesine mani olamayacaktır. Bu da şunu gösterir; O ülke devalüasyona gitme kararı vermeden önce gerekli önlemi almalıdır. İç fiyatlardaki yükselmeleri önlemelidir.

Tarihte devalüasyon

Eski Yunan ve Roma'da devalüasyon, paranın temsil ettiği maden miktarının azaltılması yoluyla gerçekleştirilmekteydi. Belli bir altın ve gümüş miktarından basılan sikke miktarının çoğaltılması, para değerinin düşürülmesi sonucunu doğurmaktaydı. On dokuzuncu yüzyılda ise kâğıt para miktarının arttırılması sonucu meydana gelen enflasyon, iç fiyatların artışı ve banknotların altına tahvil kabiliyetini yok ederek, para değerinin düşüşüne yol açmıştır. Böylece milli para biriminin karşılığı kabul edilen altın miktarı indirilmiş ve kambiyo kurları da buna göre ayarlanmıştır.

Günümüzde devalüasyon

Günümüzde, madeni para, altın para sistemi olmadığından yerli para biriminin değerinin düşülmesine, iç fiyatların yükselmesi sonucu elde edilemeyen döviz gelirleri dolayısıyla girişilmektedir. Başlıca ihracatı teşvik etmek için yerli para birimi değeri, belli bir yabancı para esas alınmak suretiyle ayarlanmaktadır. Ancak bu tür bir uygulamanın başarılı olabilmesi için, devalüasyon sonrası iç fiyatların artışının önlenmesi, yabancı ülkelerin ithalat kısıtlamalarına başvurmaması gerekmektedir.

İlgili Haberler

İşte Erdoğan'ın faiz konusundaki akıl hocaları! O iki isim açıklandı...

Ekonomi Haberleri

Onlarca tesisi bulunan dev kimya şirketi iflasın eşiğinde
Türkiye'de yüzlerce yeri olan KFC 108 şubesine kilit vurdu
Kısa vadede o rakamı görecek
Küçükbaş ve büyükbaş kurbanlık fiyatları ne kadar 2024? İşte güncel kurbanlık fiyatları
Satış için dört markayla görüşülüyor