İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 43 bin kişinin yaşamını yitirdiği deprem felaketinde yaşananlarla ilgili olarak FOX TV'de İlker Karagöz'ün sorularını yanıtladı.
Akşener'in yanıtlarından öne çıkanlar şöyle:
Çok hızlı yürümesi gereken sistemin berbat bir bürokratik kararsızlık çıkardığını iyi kötü hissediyorduk da, ben bu deprem esnasında gördüm karar alamıyor insanlar tüm bu yanlışlarına arka planında birincisi liyakatsizlik beceriksizlik ama bir de bu tek adam sisteminin getirdiği hızlı olması gereken kararların tam tersine alınamadığı. Yukarıdan talimat gelmeyince de hiçbir bürokratın kıpırdamadığı bir sistem. Evet deprem olması bu topraklarda bir kaderdir ama afetin bir felakete dönüşmesi kader değil o beceriksizliktir. Afet kaderdendir ama felaket Beştepe’dendir. Umarım buradaki acayip beceriksizliklerin ortadan kaldırılması için adımlar atılır.
Bir haftada Sayın Erdoğan’ın atacağı imza sayısı 36 binmiş. Yahu bir insana bu mümkün değil. Bu bana verilen bilgi. 36 bin imzayı atamaz kardeşim! Biz deprem sürecinde sahadan aldığımız bilgileri yetkililere ilettik sürekli. Bizim 16 kişimiz sahaya gittiler, ondan sonra ilçe teşkilatlarımızdan ve üyelerimizden bilgi almaya başladı. Bu bilgileri alıp vay adiler çözemediniz demek yerine ben aldım bunu Hasan Doğan dahil ilgili bakanlıklar dahil bunları ilettik biz, çözülsün diye. Mesela tüp meselesi bizim sahadan aldığımız bilgidir. O yıkıntının altında soğuktan donarak ölmek diye bildiğim bir durumu hipodermi diye açıkladı bir arkadaşımız bunları ilettik hatta bu kısmını bizzat Sayın Erdoğan’a ben ilettim. Hemen talimat vereceğim dedi ve verdi ama iletme konusunda problem oldu. Yardımların yerine ulaşamadığını fark ettik. AFAD müdürü arandı. AFAD müdürü validen, vali genel merkezden şey yapmadan izin veremedi ya! Bunlar için her seferinde saraydan bir kişi arandı. Nereye konuşuyor o Fuat Oktay!
Kocaeli’nde ilk 10 günde çocuk çalındı ve biz bunu fark etmedik. Üç çeşit çalınıyor, 0 yaş bebekler, batılı ailelere 50-70 bin dolara satılıyor. Sonra bunların bir kısmı organ için çalınır, bir kısmı da cinsellik için çalınır. Bu depremde ilk seslendiğim şey çocuktu.
Bir Allah'ın kulu istifa etmedi ya. Sosyal medyadan yazabilirlerdi bazıları, adet öyle ya!
(AKP Sözcüsü Ömer Çelik'e tepki) Yazıklar olsun ya! Böyle bir dönemde buradan bir siyasi fayda sağlanmaya çalışılıyor. Yazıklar olsun. Bu milletin feraseti bakın onlara neler yapacak. Erdoğan’ın yerinde olsaydım CHP’nin belediye başkanları ile AKP ve MHP’nin belediye başkanlarını da bir araya getirir ve mesela Hatay’a bilerek AK Parti veya MHP’nin belediye başkanını oraya görevli tutardım. İstanbul’u bir başka şehre, Ankara’yı bir başka şehre. Buradan şunu sağlardım bir toplumsal olarak yan yana gelişi; iki kaynakların israf edilmeden beraberce kullanılmasını sağlardım; üçüncü olarak da bu düşmanlık hissini ortadan kaldırmış olurdum hem de o cumhurbaşkanının aslında herkesin cumhurbaşkanını ilan etmiş olurdum. Bakın bu deprem siyasetin her şeyini resetledi, yeniden başlıyor her şey. Hiç kimse 5 Şubat’ta yattığı gibi 6 Şubat’ta kalkmadı. Böyle bir ey olur mu ya Cumhur İttifakı aşağı Cumhur İttifakı yukarı.
ERDOĞAN'IN “AHLAKSIZ NAMUSSUZ, ADİ” SÖZLERİ
Hicap diye bir kavram vardır, utanma daha başka bir şeydir. Yahu hicap duyguları gitmiş. Sen böyle bağırdığın zaman senin gözünün içine bakan o silsile aşağıda ne yapmaz kardeşim! En azından onu düşün be! Balık baştan kokarmış.
RTÜK’ün yasakları, Ekşisözlük’ün yasaklanması. Bunlar. Tek bilek tek yürek tek vücut olduk biz insanlar olarak. Bu bir sörf dalgası çık üstüne kardeşim. Bu insanlığın artı değerini kendine yazdır siyasi olarak. Birinci derecede ahmaklık görüyorum bu sözleri, siyasi olarak gerçek bir geri zekâlılık görüyorum. Bu saatten sonra ölümü tatmış bir insanın neden korkusu olur ya! Kimle neyi korkutuyorsun! Hazır bir araya gelmişken bir iyilik dalgası var, çık üzerine kardeşim. Bunun yerine parmak sallıyor. Ne oluyor, kime yarıyor! Bir ahmaklık ve siyasi geri zekağlılık olarak görüyorum. Parmak sallamak bir ihtiyat haline geldi. Öğrenmeye kapalı bir yapı sadece seçim almaya odaklı, empati yoksunu bir yapı, sonuç itibariyle korkutursam her işleri hallederim deniyor. Her yeri kapattınız elinize ne geçti? Elimizde telefonlarımız var. Burayı kapattın da ne geçti eline!
SEÇİMİN ERTELENMESİ TARTIŞMASI
18 Haziran’da bu seçim kesinlikle olacaktır olmalıdır. Şimdi aldığımız bilgilere göre 14 Mayıs’ta Sayın Erdoğan’ın bu seçimi yapacağı yönünde. Bu kadarın 10 Mart’ta alınması gerekiyor. Biz eğer 6 Nisan öncesinde bir seçim kararı alınırsa ona Meclis'te onay vereceğimizi söylemiştik. Çünkü bir kanun çıkmıştı eski seçim yasasına yürüsün diye bu 14 mayıs bunun karşılığı değil, dolayısıyla Meclis'te biz buna onay vermeyeceğimizi ilan etmiştik aynı yerde duruyoruz. Şimdi yetiştirip yetiştirilemeyeceği benim tamamen mantığım çerçevesinde gerçekler üzerinden bir tarifimde 14 Mayıs'ta yetiştireceğiz deniyorsa yetiştirilir orada bir sorun yok. ama bu kararı Erdoğan almak zorunda. Niçin buna rağmen hızlı bir şekilde yapılacağını siyasi olarak soruyorsanız, benim gezip gördüğüm bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan gerçeklik şu, Sayın Erdoğan bu işin becerilemediğini anladı, uzadığı takdirde daha büyük beceriksizliklerle karşılaşılabileceğini herhalde anladı, ciddi bir para topladı dolayısıyla bazı şeyleri daha hızlı bir şekilde yaparmış gibi bir dili geliştirmek daha kolay. Geleceğe dair söyleyecek bir şey kalmadığı için en uygun zaman gibi görünüyor.