İstanbul Havalimanı'nda saldırgan bir yolcunun, havalimanında yer hizmetleri bölümünde çalışan emekçi bir kadına karşı davranışları sosyal medyanın gündemine oturmuş, emekçilerin günlük yaşantılarında sıkça yaşadıkları durumlardan biri daha gün yüzüne çıkmıştı.
Görüntülerin kısa zamanda sosyal medya ve haber portallarında yayınlanmasının ardından en çok tartışılan başlıklardan biri olmuş, saldırgan yolcu fazlaca tepki toplamıştı. Sabiha Gökçen Havalimanı yer hizmetlerinde çalışan havayolu emekçileri, son yaşanan olayla ilgili Sol Haber'in sorularını yanıtladı.
Sol Haber Portalı'nda yer alan soru-cevaplardan bazıları şöyle:
- Yaşanan olayı "gergin bir yolcunun saygısızlığı" olarak yorumlayabilir miyiz?
Gergin bir yolcunun saygısızlığı denilmesinde bir beis görmüyorum. Ben malum görüntüleri izleyince etrafta polis, güvenlik, şirket yöneticisi aradı gözlerim. "Tabii ki yoklar" dedim. Sosyal medyada da, çalışan arkadaşlarımızda dahi bu soru yok.
Güya ülkenin sınırlarıyla beraber en stratejik noktaları olan havalimanlarında, her gün çalışana yönelik onlarcası darpa varan saldırı, hakaret olması anormal değil mi?
Bizim ofisimiz yolcuların giremeyeceği bir yerde idi, en az 10 kez uçak dolusu yolcu tarafından basıldı ve saatlerce mahsur kaldık. Ortalama 180 yolcu baskınından söz ediyoruz. Polis nerede pardon? Güvenlik neden sadece üst arar? Atlas ve Çelebi madem personelin yanında neden kriz anında tek bir yönetici yok?
- Çalışma koşullarınızdan kısaca bahsedebilir misiniz? Mesai sürecince nasıl zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Yer hizmetleri Sabiha Gökçen'de Çelebi, TGS ve Pegasus olmak üzere üç şirket tarafından veriliyor. Özellikle Pegasus ve Çelebi Yer Hizmetleri tam bir ücretli kölelik dayatıyor diyebiliriz. Ücret dediysek yanlış anlaşılmasın: Hasta oldun, rapor aldın paran gitti; kilo hatası yaptın paran gitti; boarding hatası yaptın paran gitti.. Özellikle TGS ve Pegasus'ta yöneticilerin baskısını, adam kayırmacılığını, performans değerlendirmelerindeki çarpıklığı anlatırsak yaşadığınız çağdan soğursunuz.