HDP Lideri Kemalbay, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. Kemalbay’ı konuşmasını yapmak üzere kürsüye çağıran HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, toplantıyı izlemeye gelen KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy’un, JINHA muhabirlerinin ve AKADER’den gelen ziyaretçilerin Meclis’e alınmadığını kaydetti. Öte yandan grup toplantı salonunun belirgin bir şekilde soğuk olduğu gözlemlendi.
“DEMİRTAŞ’I BU HALKIN YÜREĞİNDEN ATAMAZLAR”
Tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kaleme aldığı, “Seher” adlı öykü kitabına değinen Kemalbay, “Selahattin Demirtaş her zaman olduğu gibi o dört duvar arasından milyonlara ulaşmayı başardı bir kez daha ve geçen hafta kitap fuarında adeta kitap mitingleri gerçekleşti. Binlerce insan bir günde o fuarda kitaplarını imzalatmak için yarıştılar. Ben burada bütün bu kitap mitingine emek veren herkese teşekkür etmek istiyorum. Ve şunu söylemek istiyorum, ne yaparlarsa yapsınlar Selahattin Demirtaş’ı bu halkın kalbinden, yüreğinden söküp atamazlar” dedi.
“BİR UTANÇ KARARIDIR”Kemalbay, Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu HDP Hakkari Milletvekili Gülser Yıldırım’ın başvurusunu kabul etmemesine de tepki gösterdi. Sarayın tahakkümü altındaki bir hukuk sistemi olduğunu savunan Kemalbay, “Anayasa Mahkemesi de işte bu hukuk sistemi içerisinde Anayasayı, yasaları, halkın haklarını, demokratik siyaseti koruması gerekirken, ondan beklendiği gibi OHAL’i korumayı, tek adam rejimini korumayı tercih etti ve gerçekten de içler acısı bir karara imza attı. Bu karar Türkiye demokrasisi için utançtır. Bir utanç kararıdır. Hele hele gerekçesi tamamen bu ülkenin AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın beyanatlarından copy-paste yapılmış gerekçelerdir ve hukuk adına Türkiye’de artık tuzun da koktuğunun göstergesidir” dedi.
“KUTUPLAŞTIRAN POLİTİKALARINA KADINLARI ALET ETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Müslüman kadınlara çocuk yapması tavsiyesinde bulunurken, “Türkiye’deki terör örgütü bu konuda çok hassas. En az 10, 15 çocukları var” şeklindeki ifadelerine cevap veren Kemalbay, “Kadınları Müslüman, Müslüman olmayanlar olarak ayrıştırıyor bir taraftan, bir taraftan da bu ülkede en çok çocuk doğuranları yani Kürtleri düşman ilan eden, Kürtlere karşı savaş ilan eden, Kürt kadınlarının karşısında başka kadınları düşman konumunda konumlayan, ötekileştiren, kutuplaştıran politikalarına işte burada yine kadınları alet ettiğini görüyoruz” dedi.
“SİZ AHMET KAYA’YI NASIL ANABİLİRSİNİZ Kİ?”
“AKP-Saray rejimi adeta bukalemun gibi her rolü oynayabiliyor” diyen Kemalbay, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret etmesine, “Siz Ahmet Kaya’yı nasıl anabilirsiniz ki? Onun yoldaşlarını katledenler, rehin alanlar nasıl anabilir ki Ahmet Kaya’yı?” eleştirisinde bulundu
“HANİ SİZİN İLGİNİZ ALAKANIZ YOKTU?”
HDP lideri Kemalbay, ABD’de görülen Reza Zarrab davası hakkında da şu açıklamalarda bulundu:“Bugünlerde bir telaş, bir heyecan, neymiş? Reza Zarrab ile ilgili olarak etekleri tutuşmuş. Niye sizin bu kadar eteğiniz tutuşuyor ki Reza Zarrab için. Hani Reza Zarrab’ın gözaltına alınması, tutuklanması sizin için önemli değildi? Sizin ilginiz alakanız yoktu? Niye bu kadar telaşlısınız? Reza Zarrab bu halkın sorunu değil. Reza Zarrab rüşvetleri dağıtırken, kara paraları aklarken, bu ülkede suç işlerken, onun dağıttığı rüşvetlere muhatap olmuş bileğindeki saatle, makaracı bakanlarla, bu kişileri siz zamanında yargılasaydınız o zaman bugün belki Reza Zarrab sorununuz da olmayacaktı. Ama siz bakanları yargılamak yerine onları korudunuz kolladınız. Şimdi diyorsunuz ki, ‘Reza Zarrab meselesi siyasi bir saldırıdır, Türkiye’ye siyasi bir saldırı yapılıyor’ bizim Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz, partililerimizin konuşmalarından, politikalarını anlatmalarından kaynaklı olarak tutuklanması siyasi mesele olmuyor da Reza Zarrab’ın verdiği rüşvet nasıl bir siyasi mesele oluyor?
“BU HALKLARIMIZIN SORUNU DEĞİL”
Bu ülkenin içinde bulunduğu siyasi iklim, zehirli iklim işte bizlerin aklıyla alay edecek bu cümlelerin kurulmasına da müsaade ediyor. Türkiye’yi ırkçılıkla şovenizmle zehirleyerek vatan-millet, milli-yerli diyerek Türkiye’deki işlenen suçların, AKP-Saray rejiminin işlediği suçların üstünü örterek işte bu şekilde sanki Türkiye’ye karşı bir şey varmış gibi bizleri konumlandırmaya çalışıyorlar. Pis kokular geliyor evet, 27 Aralık’ta da pis kokular ortaya saçılacak ve bu pis kokular ne Atatürk’le, ne bayrakla, ne yerli-milli hamaset nutuklarıyla örtülebilir. Bu halklarımızın sorunu değil, Türkiye halklarının meselesi değil, AKP-Saray rejiminin, Erdoğan’ın meselesidir. Hesap vermesi gereken Erdoğan’dır.”