İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Bu kutsal şehir, Fatih Mehmet Sultan Han ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. Emanete ihanet edecek bir girişim olarak gördüğümüz Beton Kanal’a şiddetle karşı çıkıyoruz” dedi.
İBB'nin düzenlediği İstanbul’un Fethi’nin 568. yıl dönümü etkinlikleri Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de katıldığı törende konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bugün tüm İstanbullulara 'İstanbul Senin' diyebiliyorsak, tam 568 yıl önce bugün gerçekleşen bu fetih ve onun kumandanı Fatih Sultan Mehmet Han sayesindedir” dedi.
İmamoğlu’nun konuşmanın satır başları şöyle:
“BU ŞEHRİN FETHİ SADECE SURLARIN VE ZİNCİRLERİN AŞILMASIYLA BAŞARILMADI: Gönül isterdi ki bu özel günü, tüm İstanbullular bir arada kutlayalım. Ama içinde bulunduğumuz pandemi koşulları ne yazık ki buna izin vermiyor. Bu zorlu günleri de atlatacağımıza, yakın zamanda yeniden hep bir arada olabileceğimize yürekten inanıyorum. Ekranları başında bizleri izleyen tüm hemşerilerime selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Bu muhteşem şehri, dünyanın gözbebeği aziz İstanbul’u bizlere armağan eden Fatih Sultan Mehmed Han’ı ve kutlu askerlerini rahmetle, minnetle yad ediyorum. İstanbul’un fethi, bir çağı kapatıp bir yenisini açan, dünya tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. Fakat yaşananların bu klasik tanımlamanın ötesinde çok derin bir anlamı var. Bu şehrin fethi, sadece surların ve zincirlerin aşılmasıyla başarılmadı.
FATİH SULTAN MEHMET GERÇEK BİR ENTELLEKTÜELDİ: ‘Toprakları değil, gönülleri fethetmeye gidiyoruz’ diyen Fatih, fetihten sonra bu şehirde hakim olan yeni yaşam tarzını da kurguladı. O büyük ve kucaklayıcı lider, bu kadim şehirde, her inancı, her çeşit geleneği, her kültürü ve yaşam tarzını koruyan; adil, eşit ve hoşgörülü bir yönetimi tanımladı. Çünkü, istisnasız tüm tarihçilerin mutabık olduğu gibi; Fatih Sultan Mehmed Han gerçek bir entelektüeldi. Eğitime, kültüre, bilim ve sanata yaklaşımıyla çağının çok ilerisindeydi. Uzlaşmaz gibi gösterilen doğu ve batı kültürlerini özgün bir sentez içinde buluşturdu ve kültürel bir 'yeniden doğuşa', yani Rönesans’a öncülük etti. Bu, Fatih’in Rönesansı'dır ve en güzel ifadesini İstanbul’da bulmuş, İstanbul’la özdeşleşmiştir. Fatih Sultan Mehmed benim için; kişiliğinden, mücadelesinden ve derinliğinden ilham aldığım eşsiz bir şahsiyettir.
MANEVİ DÜNYAMIN ÖNEMLİ LİDERLERİNDEN BİRİDİR: Kuşkusuz, Fatih Sultan Mehmet dünya tarihi için olduğu kadar İstanbul’da yaşayan herkes için çok önemli bir padişahtır. Ama Fatih, kişisel olarak benim için en az iki kez önemlidir. Çünkü, o kutlu padişah, İstanbul’un fethinden sadece 8 yıl sonra; benim doğup büyüdüğüm, kimliğimi ve kişiliğimi bulduğum ve de her bir hücreme kadar manevi değerleri benliğime yer etmiş olan Trabzon’u da fethetmiş olan padişahtır aynı zamanda. O nedenle Fatih benim manevi dünyamın önemli liderlerinden biridir. Tıpkı fetihten yüzyıllar sonra bu güzel şehri düşman işgalinden kurtaran ve yeniden ayağa kaldıran bir diğer dünya lideri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi. Ne mutlu bize ki, tarihimizde izinden yürüyebileceğimiz ve bize hayat boyu yol gösterecek, böylesi büyük kahramanlarımız ve liderlerimiz var. İstanbul’u bundan tam 568 yıl önce bugün milletimize Fatih Sultan Mehmet kazandırdı. Ve biz bu aziz kenti, düşman işgalinden kurtaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde bundan 98 yıl önce ikinci kez kazandık. O yüzden bu kutsal şehir, tarihimizdeki en önemli iki liderden bizlere emanettir. Bu emanete, Fatih Mehmet Sultan Han’ın yaptığı gibi adil, hoşgörülü ve eşit; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi akılla, bilimle, cesaretle ve özenle sahip çıkmak boynumuzun borcudur.
BU TARİHİ BİLİNÇ VE ISRARLA BETON KANAL’A KARŞI ÇIKIYORUZ: İşte biz bu tarihi bilinçle ve ısrarla, bu büyük emanete ihanet edecek bir girişim olarak gördüğümüz Beton Kanal’a şiddetle karşı çıkıyoruz. Çünkü biliyoruz ki inşa edilmek istenen beton kanal bu şehrin kalbine vurulacak bir hançerden farksızdır. Bu aziz şehri korumak, bu aziz emanete sahip çıkmak sadece 16 milyon İstanbullunun değil, 83 milyonun görevi ve hakkıdır. Çünkü bu aziz şehir, bu millete emanet edilmiştir.
NADİDE BİR PORTRENİN KAZANDIRILMASINA VESİLE OLMAK BÜYÜK GURUR: Böylesine aziz bir şehre belediye başkanı seçilmek kadar, Fatih’in nadide bir portresinin, ait olduğu İstanbul’a kazandırılmasına vesile olmak da benim için büyük bir gurur ve onurdur. Aynı duyguları, yeniden yayın hayatına kazandırdığımız Fatih Sultan Mehmed kitabı dolayısıyla da yaşıyorum. Yıllar önce yayınlanan bu kitap yeniden gözden geçirilerek farklı yazılarla genişletildi ve zenginleştirildi. Türkiye’nin önde gelen akademisyen ve yazarlarından oluşan çok değerli isimlerin, araştırma ve değerlendirmelerini içeren bu kıymetli kitabı sizlerle buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Konusunu çok geniş bir yelpazede ve zengin bir içerikle ele alan kitabımızın, Fatih Sultan Mehmed’in çok daha iyi bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olacağına inanıyorum. Bugün tüm İstanbullulara 'İstanbul Senin' diyebiliyorsak, tam 568 yıl önce bugün gerçekleşen bu fetih ve onun kumandanı Fatih Sultan Mehmed Han sayesindedir. Onların mirası olan bu muhteşem şehri hep birlikte daha güzel günlere taşıyacağımıza yürekten inanıyorum."