Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verilerine göre Türkiye'de 123 siyasi parti bulunuyor.
En son kuruluşunu tamamlayarak resmi kayıtlara geçen parti ise Şahlanış oldu.
Independent Türkçe'den Abdulhakim Günaydın'ın haberine göre, Türkiye'de Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile birlikte faliyet gösteren yaklaşık 10 yakın partiye bir yenisi daha ekleniyor.
Aralarında hukukçu, işadamı, mimar, doktor ve mühendislerin yer aldığı bir grup Kürt bir araya gelerek yeni bir siyasi oluşum için kolları sıvadı.
TUTUM BELGESİ AÇIKLADILAR
Bugüne kadar sessiz sedasız toplantılar yapan yeni siyasetçi adayları, "Kürt siyasetinde yeni bir arayış" adıyla toplantılarını sürdürüyorlar.
"Yeni Başlangıç" Destpêka Nû adı verdikleri ekipte avukatlar Ramazan Tuncer, Şehmus Ülek, Mahmut Koyuncu ve mimar Enes Atilla Pay gibi isimler yer alıyor.
Siyasi parti için henüz bir isim belirlememiş olan ekip, yakın gelecekte partileşeceklerine dair bir "tutum belgesi" de ortaya koydu.
Parti hazırlık komitesi imzasıyla yayımlanan "tutum belgesinde" siyasi oluşuma ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Türkiye'de toplumsal barışı, kalkınmayı ve özgürlükleri tehdit eden temel sorunun; tekçi, inkarcı ve asimilasyoncu mevcut anayasal sistemden kaynaklandığı ifade edilen tutum belgesinde, "Bu anayasal sistemin ruhu, Kürt halkına karşı antidemokratik politikaların dayatılmasına neden olmaktadır" denildi.
"HİÇBİR OLUŞUMUN DEVAMI VEYA TEMSİLCİSİ DEĞİLİZ"
"Sistem; Kürt ve diğer halkların temel ulusal taleplerini ret ve inkâr ederek görmezden gelmektedir" ifadelerinin yer aldığı belgede, şunlar kaydedildi:
"Talep ve sorunları sürekli olarak ötelemekte, öteledikçe de sorunları daha da derinleştirmektedir. Derinleşen sorunlara karşı oluşan tepkileri de zaman zaman şiddet kullanarak bastırmaya yönelmekte, bu şiddet de karşı şiddeti doğurarak kangrenleşmiş bir kısır döngüye neden olmaktadır. Bu nedenle, Türkiye' deki sorunların çözümü, Türklük esasına dayalı mevcut anayasal sistemin tasfiyesi; tüm toplumsal kesimlerin kurucu unsur olarak yer alacağı, mümkün olan en geniş mutabakat ile yeni bir toplumsal sözleşmeyi (anayasa) inşa etmekten geçmektedir. Türkiye siyaset sahnesinde, bu vazgeçilmez hayati ihtiyacı net olarak dillendiren, paradigmayı sorgulayan ve toplumda umut yaratan bir siyasi hareket ne yazık ki mevcut değildir. Siyasetlerinin odağına Kürtleri ve sorunlarını alan siyasi hareketlerin de mevcut pratikleriyle Kürt milletinin derinleşen sorunlarına çözüm üretmede yetersiz kaldıkları ortadadır."
Her türlü şiddeti reddettikleri ve hiçbir şekilde vesayetin kabul edilmeyeceğinin altının çizildiği belgede, "Geçmiş ve mevcut hiçbir hareketin, ideolojinin ya da siyasi oluşumun devamı ya da temsilcisi değiliz. Tabuları, statik düşünceyi ve dayatmacı hiçbir ideolojiyi kabul etmediğimiz gibi; değişime açık, katılımcı bir halk hareketi olacağız. Halkımıza, sivil ve demokratik zeminde, şiddetten uzak, şeffaf, açık, anlaşılır yeni bir siyaset dilinin yolunu açıyoruz" ifadelerine yer verildi.