6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 11 ili yıkıma uğratan büyük depremlerin ardından elini taşın altına koyarak bölgeye yardım eden Oğuzhan Uğur, depremin birinci yılında yürek yakan bir paylaşım yaptı.
Depremlerin ardından sosyal medya gücünü doğru anlamda kullanıp yardım için çabalayan isimler arasında Oğuzhan Uğur ve Haluk Levent de vardı. Provokatör bir kesim tarafından hedef gösterilse de AFAD, Oğuzhan Uğur'a BaBaLa ekibi adına bir teşekkür belgesi dahi yollamıştı.
BaBaLa TV'de bir deprem özel bölümü de hazırlayan Uğur, hafızalardan silinmeyecek anlar da yaşatmış ve depremi unutturmamak içine önemli bir işe imza atmıştı.
"BUGÜNÜ YAŞAYAN BENİ TANIMIYORUM BİLE"
Oğuzhan Uğur, depremin birinci yılında bir paylaşım yaparak "unutmadım, unutamıyorum" dedi.
"Felaketin üzerinden tam bir yıl geçmiş. Yıl geçmiş demek manasız geliyor aslında, ne geçmiş efendim? Ben o tarihte kaldım mesela… Bugünü yaşayan beni tanımıyorum bile. Sadece depremin değil, çaresizliğin, haksızlığın, pişkinliğin, bencilliğin ve tam manasıyla gerçek kötülüğün de günüydü o gün" diyen Uğur, "Sadece depremin değil, çaresizliğin, haksızlığın, pişkinliğin, bencilliğin ve tam manasıyla gerçek kötülüğün de günüydü o gün. Başlasam yazmaya roman olur, olur ama okumanıza lüzum yok. Her sayfasını ezbere biliyorsunuz siz de. Susabilirsiniz ama bilmiyormuş gibi yapamazsınız" ifadelerini kullandı.
"NE GEÇMİŞ EFENDİM? 3 AY OLMADI GÖÇÜK ALTINDAN CENAZE ÇIKALI"
Uğur, sözlerine şöyle devam etti:
"Nasıl yaşayacağımızı bırakıp, nasıl ve ne şekilde öleceğimizi düşünür olduk o gün. Artık hiçbirimiz eskisi gibi değiliz, kıyas kabul etmez ama 10!değil, 81 il hasar aldık o gün. Hatırlatmak için iki kelam et dediler… İnsan unutulmayanı nasıl hatırlatsın? Geçmeyeni nasıl ansın? Deprem benim dünümde değil, benim de başıma gelir mi korkusuyla yarınımda. Edebiyat parçalayacak halim yok... Deprem benim dünümde değil maalesef… Yaşananlara çaresiz bugünümde. Benim de başıma gelir mi korkusuyla yarınımda. O yüzden süslü cümlelerle edebiyat parçalayacak halim yok bu gece. O insanların gözyaşı kurumadan, her biri sıcak yuvasına, işine, aşına kavuşmadan olmaz. Hukuk önünde hakkını arayan, yitirdiği canların hesabını soranların içi soğumadan olmaz. Yıl geçmiş… Ne geçmiş efendim? Üç ay olmadı daha göçük altından cenaze çıkalı… Hayatını kaybedenlere rahmet, geride kalanlara sabır diliyorum. Bir gram dahi hafifletebilme ihtimalim varsa yükünüzü, namus sözüdür, ömrüm yettiğince çabalayacağım. Bu amaçta yalnız olmadığımın da farkındayım."