8 yıldır devam eden davada sanık polisler Soner Gündoğdu ve Salih Bahar hakkında evrakta sahtecilik ve resmi evrakı yok etme suçlarından yargılanıyor. Bir önceki duruşmada mütalaasını sunan savcı iki sanık polisin “Resmi belgede sahtecilik” ve “Resmi belgeyi bozmak” suçlarından 6 yıldan 15,5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istemişti. Duruşmayı, Onur Yaser'in kız kardeşi Ezgi Sevgi'yle beraber, Can ailesinin yakınları, arkadaşları, basın mensupları, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu takip ediyor.
7 Ekim'de baba Mevlüt Can, aort damarının yırtılması sebebiyle hayatını kaybetmiş geriye 4 kişilik aileden sadece kız kardeş Ezgi Sevgi Can kalmıştı. Ezgi Sevgi Can, bugünkü duruşmaya çağrı yaparak, "Annem ve babam, oğulları için sürdürdükleri bu adalet mücadelesinin sonucunu göremeyecekler çünkü bu ülkede adalet hep gecikti, ya da yerini bulmadı. Ama biz onların anısı için, bu ülkenin çocukları için, aslında kendimiz ve geleceğimiz için bu mücadeleyi tamamlamak zorundayız. Desteğiniz bizim için şimdi her zamankinden daha da önemli" demişti.
"MAHKEMEDE ÇOK SAYIDA HEYET DEĞİŞTİ"
Beyanına başlayan Ezgi Sevgi Can, babası Mevlüt Can'ı 7 Ekim'de ani bir şekilde kaybettiğini ifade ederek, davanın her şekilde "evrakta sahtecilik" davası olmaktan çıktığını belirtti. Onur Yaser Can'a polislerin yaptığı işkenceyi tek tek anlatan Ezgi Sevgi Can sözlerine şöyle devam etti:
"Abime işkence sonrası imzalatılan ifade tutanaklarının değiştirilmiş hali, tarih ve saat hatası var denilerek, ertesi gün tekrar karakola çağrılmasıyla loş bir kafeteryada yanında avukat olmadan imzalatılıyor. İlk tutanaklar imha ediliyor. Bilirkişinin evrakta sahtecilik yapıldığına dair raporu var, evrakların nüshaları imha ediliyor, bir nüsha suç işleyen kişiye veriliyor. Bütün bunlar delil. Ölmüş abime sahte evraklarla mahkeme celbi gönderdiler.9 yıldır bunları tek tek anlattık. Bu sahtecilik örgütlü bir işkencenin kamuflajıdır. Mahkemede çok sayıda heyet değişti.Siz annemi tanımadınız, ama babamı gördünüz. Bu adliye dava sürecinde bu aileden 3 kişinin ölümünü gördü."
Hâkimin, "İçiniz rahat olsun tüm dosyayı ve delilleri okuduk" demesi üzerine, Ezgi Sevgi Can, "Babamı da kaybettiğim için artık güvenimi de kaybettim, o yüzden tekrar anlatıyorum Adalet için çok geç kaldınız. Sizden mütalaadaki en üst sınırdan ceza vermenizi istiyorum ama o mütalaa zaten eksik olduğu için çıkacak karar zaten benim için eksik olacak" dedi. Ezgi Sevgi Can, "Ben tüm ailemi kaybettim, bir tek geriye benim canım kaldı, kararınızı gecikmiş bir adalet olsa da bunu düşünerek vermenizi rica ediyorum" diyerek sözlerini bitirdi.
Ailenin avukatları, evrakta sahtecilik dışında iddia konusu işkence suçuyla ilgili bir türlü sanıkların derdest edilemediğini belirterek, "Bu basit bir evrakta sahtecilik davası değildir, örgütlü bir şekilde bir insanın canına kast edildi." ifadelerini kullandılar.
Avukat Ömer Kavilli de davanın insanların yaşam hakkının engellenmesi davası olduğunu belirterek şunları söyledi: "Sanıklar kanun dışına çıkan üniformalı kişiler olarak çete faaliyeti yürütmüşlerdir. O çete faaliyetinin bu dosyaya etkisi hiç araştırılmamış, amirler korunmuştur. İşlenen suç işkence suçudur, insanlık suçudur. Hüküm aşamasındayız, sanıkların kurnazca beyanları karşısında vereceğiniz kararın Yargıtay dehlizlerinde kaybolup gitmemesi için hükümle beraber sanığın tutuklanmasını istiyoruz."
SAVCI MÜTALAASINI VERDİ
Mütalaasını veren savcı, yurt dışı yasağının yeterli olduğunu belirterek tutuklama talebinde bulunmadı.
Gazeteci İrem Afşin'in aktarımına göre ifadesine başlayan sanık polis Soner Gündoğdu, ifade tutanaklarındaki saat farkından dolayı Onur Yaser Can'ı sadece bir kez arayıp davet ettiğini, ısrar etmediğini, baskı uygulamadığını, Onur Yaser Can geldiğinde orada olmadığını öne sürdü. Gündoğdu, "Şahıstan uyuşturucuyu satın aldığı kişiyi ve bağlantılı olduğu kişileri öğrenmişim, neden işkence ve baskı yapayım? ifadelerini kullandı. Kendisinin FETÖ'cü olduğu algısının yaratıldığını söyleyen sanık Gündoğdu, "Ancak darbe teşebbüsünden sonra FETÖ'cülerle ilgim olmadığı ortaya çıktı, halen aktif polislik görevine devam ediyorum. Bu dosyadaki hata maddi bir hatadır, ben evrakta sahtecilik yapmadım" savunmasını yaptı.
Sanık avukatları ise beyanlarında sanık polislere iftira atıldığını, işkence veya cinsel istismarın söz konusu olmadığını, Onur Yaser Can'ın arkadaşı ve patronunu korumak için hayatına son verdiğini ileri sürdüler. Sanık avukatı, baba Mevlüt Can'ın öldüğünü bugün dava öncesinde öğrendiğini, annenin ölümüne üzüldüğü gibi babaya da üzüldüğünü söyleyince, Ezgi Sevgi Can "Siz üzülmeyin, istemiyoruz" dedi.
KARAR İSTİNAFA GİDECEK
Sanık avukatı, "Onur Yaser Can, "insanlık dışı fiil" hakkında avukatına, patronuna bir şey dememiş, arkadaşının ismini verdiği satıcı ile görüşmesinin teknik takibe takıldığını bildiği, arkadaşlarını ihbar ettiği için suçluluk psikolojisi ile intihar etmiştir" dedi. Evrakta sahtecilik suçunun işlenmediğini ve işkence iddialarının gerçek olmadığını söyleyen avukat sanıklar için beraat talep etti.
Sanığın avukatı müvekkilinin suçsuz olduğunu belirterek beraatini talep etti.
Ezgi Can ile hakim arasında son söz tartışması yaşandı. Hakîm son söz isteyen Can'a söz hakkı vermedi.
Duruşmada sanıklar Soner Gündoğdu ve Salih Bahar hakkında toplam 6 yıl 5 ay hapis cezası verildi. Fakat sanıklar hakkında tutuklama kararı çıkmadı. Karar istinafa gidecek