ÖZEL | 'Elektrik akımına kapılan Onur'u sermaye öldürdü'

Eyüpsultan Belediyesi'ne bağlı Güzeltepe Mahallesi'nde, 12 yaşındaki Onur Bağlan'ın parkta oyun oynadığı esnada elektrik akımına kapılarak can vermesi üzerine tartışmalar sürüyor: İşte gerçekler...

Tolga Kaan Ateşli

Güzeltepe Mahallesi'nde 19 Haziran akşamı Murat-Birten Bağlan çiftinin iki çocuğundan küçük olanı 12 yaşındaki Onur Bağlan, arkadaşlarıyla birlikte evlerinin önünde bulunan Hüseyin Aksoy Parkı'nda oynamak için dışarı çıktı. Parkta arkadaşlarıyla oyun oynayan küçük çocuk, parkın içerisinde bulunan ve elektrik kaçağı olan aydınlatma direğinin yanından geçerken elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi. 

AMBULANSTAN ÖNCE POLİS GELDİ

Mahallede yaşayan yurttaşların aktardığına göre, ihbar üzerine olay yerine sağlık ekiplerinden önce polis ekipleri sevk edildi. 12 yaşındaki Onur'a ilk müdahalesi olay yerinde, komşusu olan bir hemşire tarafından yapılırken, ambulansın gelmesinin ardından Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Ancak Onur, hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 

"NİYE BİZİM ÇOCUKLARIMIZ ÖLÜYOR?"

Onur'a ilk müdahaleyi yapan komşusu Şadiye İpek yaşananları anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Onur'u olduğu yerden çekmek istediğini söyleyen İpek, "Şurada Onurlar oynuyordu. Bende rahatsızdım arkadaşlara anlatıyordum. Konuşurken çocuklardan biri bağırdı çocuğa bir şey oldu diye. Çocuk yüzü koyun şurada yatıyordu. Gittim tuttum elini, eli bükülmüştü. Tutup çekim dedim, beni buraya fırlattı. Tekrar kalktım bağırdım. Burada elektrik var, çocuklara bir şey oldu dedim. Ayağında spor ayakkabıları vardı. Şurada yaşlı teyze vardı. Çektik elektrikten aldık. Ters çevirdim, şurasına bastırdım. Ağzından nefes verdi. Mosmor olmuştu. Nefes bir daha verdim. Ağzından bulanık su geldi. Çevirdim sonra annesi falan geldi. Ben kendimi kaybetmiştim. Çünkü Onur gitmişti" dedi.

İpek, şöyle devam etti:

Onur'un gittiğini hissettim ciğerim sızladı. Buna lütfen yetkililer el atsın. Niye bizim çocuklarımız ölüyor. Daha 12 yaşında Onur, Onurlar neden ölsün?  Onur daha çok küçüktü. Mahallemizin bir tanesiydi. Ben artık o şoku atamam. Bir şey yapamadım elektrik beni fırlattı. Ambulans gelmedi. Ambulans başta gelseydi belki Onur kurtulurdu. Onur elimizden gitti. Bu ne kadar sorumsuzluk. Ben sürekli park bahçeleri, beyaz masayı arıyorum. Dün köpek orada elektriğe tutuldu. Burada kimin sorumluluğu varsa cezasını çeksin. Bugün Onur gitti yarın başka Onurlar gitmesin. Onur kollarımda gitti diyemiyorum annesine. Bu nasıl acı...

"PARKIN BAŞKA NOKTALARINDA DA ELEKTRİK KAÇAĞI VAR"

Olayın görgü tanıklarından ve Onur'un komşularından biri acı ölümü ve yaşananları YURT'a şöyle aktardı: 

Evimin ön cephesi parka bakıyor. Ön cam tarafındaydım. Bir anda bir bağırtı duydum. Önce kavga çıktı zannettim seslerden ama sonrasında camdan bakınca anladım. Onur'u yere yatırmışlar, iki kişi müdahale ediyor. Bir tanesi kadın komşularımızdan birisi, sağlıkçı. O vaziyeti görünce dondum kaldım. Onur'u yaşama döndürmek için uğraşıyorlardı. Ambulansı en az yarım saat bekledik. 

Bu doğrudan belediyenin suçudur. Çünkü neden biliyor musunuz? Burada her gün onlarca çocuk oynuyor. Burası bir park. Burada bulunan direklerin her ay kontrol edilmesi lazım. Burada çocukların bindiği oyuncaklarda bile cereyan kaçağı yaşanıyor. Aynı şekilde biraz aşağıda bulunan park da öyle. Çocuklar o oyuncaklara biniyorlar. Gidin bir elinizi değdirin hemen hissedersiniz özellikle yağmurlu havalarda. Resmen tesadüfen yaşıyoruz. Bu çok yanlış. 

Bir başka mahalle sakini şunları kaydetti: 

Ben her gün bu parktayım, benim torunum var. Biz buradan gelen çığlıklara koştuk. Çocuklar birbirleriyle oynarken, Onur'un ayağı kaymış, Onur düşmemek için elektrik direğine tutunmuş. Şu direğin etrafındaki tahtalarla fayansları bile halk kendisi koydu. Onur'un arkadaşları da ölebilirlerdi. Eğer Onur'un akıma kapıldığını farkeden mahalleliler olmasa araya giren de olmayacaktı ve Onur'un arkadaşları onu kurtarmak isterken, kendileri de akıma kapılıp öleceklerdi. Burası mahalle. Biz çoluk çocuk burada zaman geçiririz. Direğin etrafındaki güvenlik şeridini bile buraya mahalleli çekti. Gündüz elektriği kesmeye gelen işçilerden biri diğerine, "Burada büyük bir akım var" dedi. Bu kaçak bir anda olmuş olamaz değil mi? Siz düşünün işte burası ne zamandır kontrol edilmiyor, denetlenmiyor... Biz yalan söylüyormuşuz gibi hala gelip buralarda inceleme bilmem ne yapıyorlar. Yahu bu gül gibi çocuğu bu denetimsizlik öldürdü. Psikolojimiz bozuldu. Aklıma geldikçe deliriyorum. Çocuklarımızı nasıl oyun oynamaya bırakacağız artık? 

TEMİZLİK İŞÇİSİNE 'MAHALLEYE GİTME' DEMİŞLER

Bu bölgede çalışan temizlik işçisi bir çocuk var. Emekçi tertemiz bir çocuk, her gün temizler buraları. Biz ona hep "Günaydın" deriz, "Kolay gelsin" deriz. Çocuk bana ne dedi biliyor musunuz? "Abla beni aradılar, 3-4 gün mahalleye gitme, seni döverler dediler" dedi. Beynime kan çıktı. "Oğlum sen ne anlarsın elektirikten ne alakası var seninle bu olayın" dedim. O çocuk da o akıma kapılabilirdi. Her gün buraları süpürüyor yahu! Böyle vicdansızlık olmaz. Bu gece sabaha kadar bunları düşündüm ben. Bize bunları düşündürtmeye ne hakları var? Buraya Suriyeli aileler de geliyor. O direğin olduğu yerde oturuyorlar. Ailecek ölebilirlerdi. Annesi çok severdi Onur'u. Her sabah çantasını alır sırtına okula götürürdü. Kim verecek bu ananın acısının hesabını?

"SENİN DE BAŞIN SAĞOLSUN SAYIN BAŞKAN!"

Yurttaşlar tepkilerinde 'ihmal olduğu' gerçeğine ağırlık verirken, AKP'li Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken'e de oldukça tepkili. YURT kameralarına konuşan mahalle sakini şunları dile getirdi: 

Mahallenin bir yerine asfalt atmışlar. Geri kalan bütün mahalle sokaklarına kürekle asfalt atıp gitmişler. Ondan sonra kimse Güzeltepe halkını suçlayamaz. Halk varsa sen varsın, halk yoksa hiçbir siyasi de yoktur, vekil de yoktur. Seni temsil eden benim, her şey bir mantık çerçevesinde yürüsün. Burada delikanlı bir çocuk öldü. Arkadaşım, belediye misin, elektrik idaresi misin; kimse buranın yetkilisi en azından bir gelir, bir "Geçmiş olsun", "Başınız sağolsun" der. 

Kameralarımıza konuşan yurttaş, Belediye Başkanı Köken'in saatler saat sonra yayınladığı 'başsağlığı' mesajına yönelik ise, "Eğer oradan mesajla benim başım sağ oluyorsa ben de buradan sana mesajla cevap veriyorum: Senin başın sağolsun" ifadelerini kullandı. 

ONUR'UN ARKADAŞI: BEN DE ÖLEBİLİRDİM

Yaşamını yitiren Onur Bağlan'ın mahalle arkadaşı B.I(13) yaşananları şöyle aktardı: 

Biz burada hep oyun oynuyoruz. Genelde top oynuyoruz. Olay olmadan bir kaç saat önce Onur'la oyun oynamıştık. Çok üzüldüm arkadaşımdı. Eğer büyükler olmasaydı başka arkadaşlarım da ölecekti. Aynısı bana da olabilirdi, ben de ölebilirdim.

AKP'li BELEDİYE BAŞKANI NEREDE?

Yaşanan acı olayın ardından saatler sonra yalnızca Twitter hesabı üzerinden açıklama yapan AKP'li Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, şu ifadeleri kullandı: 

Güzeltepe Mahallemizde bulunan Hüseyin Aksoy Parkında hayatını kaybeden 12 yaşındaki Onur Bağlan kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum. Yaşanan bu elim hadiseyi hassasiyetle takip ediyoruz.

Durumu YURT'a değerlendiren mahalle sakinleri, yaşananın AKP'li belediyenin açık ihmali olduğunu, gerekli denetimlerin düzenli yapılması gerektiği halde yapılmadığını dile getirerek, "Önlem alınması için illa çocuklarımızın can vermesi mi gerek" sorusunu sordu. Ayrıca Belediye Başkanı Deniz Köken'i eleştiren yurttaşlar, "Saatler sonra yapılan açıklamanın bir hükmü yok. Burada ailenin acısını paylaşsınlar. Böyle başsağlığı verilmez" ifadelerini kullandı. 

HALKLA DALGA GEÇER GİBİ...

AKP'li Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, olayla ilgili Twitter hesabında saatler sonra yaptığı açıklamanın ardından, yaklaşık bir saat sonra da skandal bir paylaşımda bulundu. Köken, başkanlığını yaptığı ilçede ihmal sonucu bir çocuk ölmemiş gibi, 'gülücük etiketli' çocuk meclisi paylaşımında bulundu. "Eyüpsultan’ın her mahallesini temsil eden çocuklarımızı bugün Belediyemizde ağırladık. Bugün toplanan Çocuk Meclisi bundan sonra daha aktif çalışacak. Çocuklarımızı seviyoruz" ifadelerinin kullanıldığı paylaşım şöyle: 

CAN ALAN SERMAYEDİR

AKP'ye yakınlığıyla bilinen ve "Milletin ..ına koyacağız" sözleriyle gündeme gelen Mehmet Cengiz'in patronluğundaki Cengiz Holding, 'Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. ismiyle', özelleştirilmiş olan elektrik dağıtım hizmetinden yüzde 33 pay sağlıyor. Özelleştirmeler; toplu işten çıkarma, işsizlik, pahalılaşma gibi başlıkları emekçilerin hayatına sokarken, kamu yararına hizmetin patronlara devredilmesi ise denetimi ihya etmede imkansıza yakın bir vaziyet yaratıyor. İstanbul Avrupa yakasının elektrik dağıtımı neredeyse AKP'den en büyük ihaleleri alan ilk 3 şirketten biri olan Cengiz Holding'in tekeline bırakılmış durumda. Böylelikle özel şirket ve belediyelerin; daha az işçi çalıştırmak, doğalında kasadan daha az para çıkışı sağlamak amacıyla yarattığı ihmal ve tedbirsizlikler, emekçilerin ve emekçi çocuklarının canını almaya devam ediyor. 

Adli tıp kurumundan Kağıthane Nurtepe Cemevi'ne getirilen Onur Bağlan'ın naaşı, dün (20 Haziran) burada kılınan cenaze namazının ardından evine getirildi. Evinin önünde helallik alınan Bağlan'ın cenazesi, daha sonra, toprağa verilmek üzere Hasdal Mezarlığı'na götürüldü.

Güncel Haberleri

Kahramanmaraş'ta deprem!
Prof. Dr. Celal Şengör hakkında hapis istemi
Meğer kırmızı tuşun bu görevi varmış
Akaryakıt fiyatları güncellendi!
ATM kullananlara kötü haber!