ÖZEL | Kadın avukat, meslektaşının maruz kaldığı ‘etek boyu’ tacizini YURT'a anlattı

Sabah saatlerinde İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'nda, kadın avukatın gerici bir yargıç tarafından 'etek boyunun kısa olmasının meslek etiğine yaraşır olmadığı' iddiasıyla fotoğrafının çekilmek istenmesine tepkiler büyüyor. Avukat Pelin Pınar Kaya olayı YURT'a değerlendirdi.

Tolga Kaan Ateşli

Mahkeme salonlarında kadın avukatlara ve adliye personeline yönelik gerici uygulamaların bir yenisi de İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi'nde yaşandı. Dava hakimi, bir dava öncesi avukatın etek boyunu hedef aldı ve baroya bildirilmesi için fotoğrafının çekilmesini istedi.

Duruma tepki çok kısa sürede büyürken, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından yapılan açıklamada, "Bugün İstanbul Anadolu Adliyesi'nde avukat meslektaşımızın kıyafet tercihi nedeniyle maruz kaldığı çok tatsız, talihsiz ve hukuksuz olayla ilgili olarak HSK soruşturma başlattı. En kısa sürede yasal gereğinin yapılması için sürecin takipçisiyim" ifadelerine yer verildi. "Hukuk sistemimiz, adalet dağıtırken de adalet ararken de hiç kimsenin kılık-kıyafet veya yaşam tarzı nedeniyle ayrımcılığa ve keyfi işleme maruz kalmasına izin veremez, göz yumamaz" diyen Gül, HSK tarafından soruşturma başlatıldığını dile getirdi. 

Yargıcın gerici saldırısını, bugün mağdur kadın avukatla da görüşen meslektaşı, Avukat Pelin Pınar Kaya YURT'a anlattı. 

'YARGI ETİĞİ İLKELERİNE AYKIRI'

"Olaydan bu sabah haberdar olduk. Baro'nun çeşitli komisyon gruplarından birine duruşma tutanağı düştü. Önce inanmak bizim için çok güç oldu, sonra gerçek olduğunu meslektaşımızın nişanlısı aktardı... Çünkü etek boyu yüzünden bir avukatın aslında o anda yargılanması söz konusu olmuş. Oysa orada bir iş mahkemesi var, tarafları var... Avukat orada yalnızca müvekkilini temsil görevini yerine getiriyor" diyen Avukat Pelin Pınar Kaya, "Meslektaşımızın, Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’ne göre olması gereken şekilde cübbesi üzerinde olmasına rağmen, kendisine yönelik yargı etiği ilkelerine de tamamen aykırı olarak gerici bir yargıç tarafından bir eylem gerçekleştiriliyor. Bu eylem Türkiye Cumhuriyeti'nin kabul ettiği Bangalor Yargı Etiği İlkeleri'ne de aykırı" diyerek, mağdur meslektaşlarının meslek etiğine yaraşır olmayan hiçbir davranışta bulunmadığını, aksine olayın tarafı yargıcın bu etiğe uygun davranmadığını dile getirdi. 

'YAŞANAN OLAY YARGININ GERİCİ ZİHNİYETİNİ ORTAYA KOYUYOR'

Bir kadın avukatın etek boyu üzerinden değerlendirilemeyeceğini dile getiren Kaya, "Bunun dışında 'Bir kadın avukat etek giyinemez', 'Etek boyu şu kadar santimetre olmalıdır' diye bir yönetmelik bulunmuyor. Meclis'te de yıllarca kadın vekillerin pantolon giymeleri yasaktı, zira kılık kıyafet yönetmeliklerinde vardı, sonrasında bu hüküm iptal edildi. Ancak karşılaştığımız olayda böyle bir durum da yok. Meslektaşımızın duruşma esnasında giyinmesi gereken cübbesi zaten üzerindedir. Meslek etiğine yaraşır şekilde hareket etme durumu, bir kadın avukatın etek boyu üzerinden değerlendirilemez. Mesleğe yaraşırlık yargıçların kafasındaki algılama biçimine bağlı bir olgu değildir. Aslına bakarsanız yaşanan olay, tamamen yargının gerici zihniyetini ve uygulamalarını ortaya koyan bir olay" ifadelerini kullandı.

Avukat Pelin Pınar Kaya, sözlerine şöyle devam etti: 

"Bugün müvekkilini temsil etme görevini icra eden bir avukata karşı gerici şekilde davranabilen bir yargıç, yarın taraflara da aynı şekilde davranabilir. Yani avukata yöneltilen davranışın, aynı şekilde duruşmalarda ceza davalarında müştekiye ve sanığa, hukuk davalarında ise davacı ve davalıya da yapılmayacağının, bu zihniyetin yargılama ve karar aşamalarında belirleyici olmayacağının bir garantisi olamaz. Bu mantık kesinlikle reddedilmelidir. 

Bazı meslektaşlar aslında meslektaşımızın eteğinin çok da kısa olmadığını, dizinin üstünde olduğunu söylediler. Çok kısa olması neyi değiştirir? Eteğin kısa olması ile mahkemedeki yargılama sürecinin bağlantısı nedir? Bunu normalleştirirsek, yargıcın kendi gerici politik görüşü doğrultusunda yargılama sürecinde karşısına gelen insanların hukuki uyuşmazlıkları konusunda kılık kıyafetlerine göre bir karar verebileceği çok açık değil mi? Hukuk böyle bir şey değil. Yasalar var, bu yasaların nasıl uygulanacağına dair yönetmelikler var ve yalnızca bunun üzerinden ilerleme hakkınız vardır. 

Eğer böyle devam ederse bağımsızlığı tartışmalı olan yargının, kimse bağımsız ve tarafsız olduğu iddiasında bulunamayacak. Bu mesele Türkiye'de yargının ileriye değil, her geçen gün daha geriye gittiğini gösterir. Gericilik ülkede dalga dalga yayılırken, mahkeme salonlarında avukatların kılığına kıyafetine kadar geldiyse, yine gericiliğin hayatımızın her alanına hakim kılınmak istendiğini söyleyebiliriz. İktidarın gerici ve yobaz uygulamaları yargının da her türlü alanına yansımış durumdadır. Bu yüzden mutlaka aydınlanma diye sesimizi yükseltiyoruz.

Kadınlar, Türkiye'de günlük yaşantılarında ne yaşıyorlarsa, aynılarını adliyelerde personel ya da avukat olarak da yaşıyorlar. Bazen bir memurun tacizkar bakışlarına, bazen bir hakimin ya da savcının tacize varan sözlerine maruz kalıyoruz. Ancak çoğu zaman kadınlar, gerici iktidarın politikaları yüzünden bir çok şeye ses çıkarmaya çekindikleri gibi, adliyelerde de ses çıkarmaktan geri duruyorlardı. Biz bu duruma her zaman ses çıkardık, bu olgularla mücadele etmeye de devam ediyoruz. Meslektaşlarımız olan ve şiddete, tacize, tecavüze maruz kalan kadınlarla dayanışma içerisinde olduk, oluyoruz. Bundan sonra da aynı şekilde dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğiz. 

Bugün meslektaşımızla telefonla görüşebilme fırsatı buldum. Kendisi çok yoğun bir telefon trafiğine maruz kaldığı için telefonunu kapatmak durumunda kaldı. Şaşkındı ve bana kalırsa şaşkınlığının iki nedeni vardı: Birisi yaşadığı olayın, diğeri ise bu kadar çok dayanışma mesajı almış olmasının şaşkınlığıydı. Meslektaşımızın nişanlısıyla da yaptığım görüşmede; kendisi onurlu bir biçimde meslektaşımızın yanında olduğunu, dayanışma mesajları gönderen herkese teşekkür ettiğini ifade etti. 

Kadın avukatların erkek avukatlara göre çok daha düşük ücretlerle çalıştırıldığına tanık oluyoruz. Bu da gericiliğin bir başka yüzü... Biz eşit işe eşit ücreti savunuyoruz. Bir sınıf mücadelesi veriyoruz. Bir yanda işçiler diğer yanda patronlar vardır. İstanbul Barosu’nda Bağlı Çalışan Avukatlar Kurulu olarak işçi avukatların sorunlarına ilişkin çalışma sürdürüyoruz ve Kurul olarak yaptığımız bir anketimiz var. Ankette meslektaşlarımızın patronlarının tacizine uğrayıp uğramadıklarına dair sorular da soruyoruz. Elde ettiğimiz anket verilerinde ise korkunç sonuçlarla karşılaşıyoruz. Yalnızca bu da değil; bir erkek avukatın hukuki danışmanlığına başvurmak isteyen bir kadın da erkek avukat tarafından tacize uğrayabiliyor. Kapitalizmin insanlığı getirdiği noktada, kadının her zaman bir adım geride kalması gereken(!) bir toplumsal yapı inşa ediliyor. Biz bunun sınıfsal bir problem olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de ve dünyada bir işçi avukatlık gerçeği vardır ve olmaya da devam edecektir. Dolayısıyla avukatların haklarını yan yana gelerek, örgütlenerek, dayanışarak araması; mücadele etmesi gerekir diye düşünüyoruz ve herkesi bu mücadeleye davet ediyoruz"

Avukat Pelin Pınar Kaya ve Avukat Özge Demir, bu gece saat 23:00'da Halk TV'de Enver Aysever'in canlı yayın konuğu olacak. 

Güncel Haberleri

Hafta sonu itibariyle etkili olacak
Bahçeli'den Galatasaray'a tebrik
Noter işlemlerinde yeni dönem başlıyor!
Durdu Özbolat’tan 19 Mayıs Mesajı: “Gençlerimizle Gurur Duyuyorum”
19 Mayıs; direnişin, umudun ve bağımsızlığın adıdır