"Mersin ve Adana ortak bir kaderi paylaşıyor" diyen Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Her ikisinde de çok katlı gökdelenler yükseliyor. Bu yapılar genellikle ağır ve güvenli olmayan bir şekilde inşa ediliyor. Her iki ilde sıvılaşma ve aşırı çalkalanma sorunları mevcut. Deprem dalgalarının üst yapıyı 2 ila 4 kat büyüterek yansıtma sorunu var. Bu nedenle Mersin ve Adana'nın deprem duyarlılığı oldukça yüksektir. Özellikle Mersin’in Mezitli - Tece bölgesinde birçok bina hasar görmüş durumda, çatlaklar ve yıpranmalar söz konusu. Mersin ve Çukurova yerleşimleri Hatay yerleşimine çok benziyor. Dolayısıyla Hatay’da ne olduysa Mersin ve Adana’ da aynısı olabilir" dedi.,
'ACİLEN DETAYLI İNCELEME GEREKİYOR'
Mersin’in plansız bir şekilde geliştiğine işaret eden Ercan, "Neredeyse her yüklenici istediği yapıyı inşa edebiliyor. Bu çarpık yapılaşmanın sebeplerinden biri, deprem yönetmeliğinin ihmal edilmesi ve jeofizik biliminden yeterince faydalanılmamasıdır. Kat yüksekliğine Belediye Meclisi karar veriyor, ancak bu meclis uzman kişilerden oluşmuyor. Oysa ki bu tür kararları bir jeofizik mühendisi vermelidir. Mersin ve Adana’da acilen detaylı bir inceleme yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
DEPREM BAKANLIĞI KURULMALI MI?
Öte yandan 'Deprem Bakanlığı'na şiddetle karşıyım' diyen Ercan, 'deprem endüstrisi' kurulması gerektiğini söyledi. Ercan, “Türkiye'nin artık gecikmeden deprem sanayisini kurması gerekiyor. Deprem Bakanlığı diye saçma bir dolay olamaz, ona ben şiddetle karşıyım. Sık sık dile getiriliyor, ancak her olayda bir bakanlık kurulamaz. Dolayısıyla AFAD ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bunun için yeterlidir. Kaldı ki yasa ve yönetmeliklerimiz mükemmele yakındır önemli olan uygulanmasıdır" ifadelerini kullandı.
Mersin Objektif