RTÜK Üyesi Tuncay Keser, "RTÜK’ün 6 Aylık Karartma Tablosu" çalışması yaptı. Çalışma, muhalefetin RTÜK’e yönelik, "İktidarın sopası gibi hareket ediyor" eleştirilerinin haklılığını gözler önüne serdi.
BirGün'den Mustafa Bildircin'nin haberine göre, kurul’un 2025 yılının ilk yarısında altı ulusal nitelikteki kanala toplam 46 yaptırım uyguladığı, yaptırımlardan 42’sinin iktidarı eleştirel yayınlar yapan kanallara yönelik olduğu belirtildi.
RTÜK’ün Ocak-Haziran 2025 dönemi karnesi hazırlandı. RTÜK’ün CHP’li Üyesi Tuncay Keser’in hazırladığı karne, çarpıcı tabloyu ortaya koydu.
"YAPTIRIMIN BÜYÜĞÜ MUHALİFE"
Çalışmaya göre, 2025’in ilk yarısında ulusal nitelikteki kanallara toplam 46 yaptırım uygulandı. Yaptırımların 42’sinin aralarında Halk TV, NOW TV ve SZC TV’nin de yer aldığı iktidarı eleştiren yayınlarıyla öne çıkan kanallara yönelik uygulandığı bildirildi.
Çalışmada, “Son yıllarda, ‘En fazla ceza alan kanallar listesi hiç değişmiyor” denildi.
Tabloyu BirGün’e değerlendiren RTÜK Üyesi Keser, “RTÜK’ün adalet terzisinde ayar kalmadı” yorumunu yaptı. Yaptırım kararlarının büyük bölümünün gerekçesinin, “Haber/yorum programlarında tarafsızlık/doğruluk ilkesinin ihlali ve eleştiri sınırının aşılması” olduğunun altını çizen Keser, “Eleştiri hakkı ve siyasi tartışma özgürlüğü, tek yanlı yaptırımlarla sistematik olarak yok edilmek isteniyor” diye konuştu.
ÇİFTE STANDART
RTÜK’ün muhalif kanallara yönelik yaptırımlarında ihlal olarak değerlendirilen başlıklarda TRT Haber, A Haber ve Haber Global için Üst Kurul’a defalarca başvurduğunu vurgulayan Keser, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hiçbiri Üst Kurul gündemine alınmadı. Bunun adı çifte standarttır, kanala göre hukuktur. Protesto eylemlerinin ve muhalefet partisi liderlerinin konuşmalarının canlı yayınlanması, iktidar politikalarına yönelik eleştirel yorumlar, daha yüksek cezalar verilebilmesi için zorlama gerekçelerle halkı kin ve düşmanlığa tahrik ilkesi üzerinden değerlendiriliyor. Bu yolla lisans iptalinin de önünü açacak şekilde, program durdurma/ekran karartma yaptırımları uygulanıyor ve RTÜK, medya kuruluşlarının, basın özgürlüğünün üstünde, ‘Demokles’in kılıcı’ gibi sallanıyor. Halkın haber alma hakkı, eleştiri ve çoğulculuk, demokrasinin temel ilkeleridir. Basın özgürlüğü azaldıkça kaybeden toplum olacaktır.”
KABUL EDİLEMEZ TABLO
Keser, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“RTÜK altı ayda eleştirel medyaya 42 yaptırım uyguladı, 24 kez program durdurdu, 20 gün ekran kararttı. Demokrasilerde böyle bir tablo kabul edilemez. Sürekli aynı medya kuruluşları cezalandırılıyor. RTÜK’ün görevi düşünce çeşitliliğini sağlamak ancak tersine eleştirel yaklaşıma, farklı seslere tahammül yok. Sokağın sesinin, milletin sesinin ekranlara taşınmasından rahatsızlık duyuluyor. RTÜK de cezalarıyla bunun gereğini yapıyor.”