Selahattin Demirtaş, çeşitli gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş'a yöneltilen soru ve yanıtları, Artı Gerçek yazarı İrfan Aktan köşesinde yayınladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ve İYİ Parti lideri Meral Akşener'in karşı duruşuna dair soruya yanıt veren Demirtaş'a Politik Yol'dan Ali Haydar Fırat şu soruyu yöneltti:
KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞI
"İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 27 Eylül’de katıldığı bir TV programında Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimalinin önüne çeşitli bariyerler koydu. HDP ile de hiçbir biçimde aynı masada olmayacaklarını söyledi. Sizce Sayın Akşener hangi toplumsal ve siyasal güçlerle bu seçimi kazanmayı düşünüyor? Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması, karşımıza nasıl bir tablo çıkarır?"
"BİZİM DAHİL OLABİLECEĞİMİZ BİR SÜREÇ DEĞİL"
Selahattin Demirtaş: "Doğrusu, ben kendisinin konuşmasını bir bariyer gibi algılamadım ama Altılı Masa, kendi adayını nasıl belirleyeceğine kendisi karar verecek. Bu bizim dahil olabileceğimiz bir süreç değil. Nasıl kazanacakları sorusunun muhatabı da doğal olarak kendileridir, bunu onlara sormak daha doğru olur."
Demirtaş, yapılacak seçimlerde kimi destekleyeceklerine dair de konuştu ve Yeni Yaşam'dan Reyhan Hacıoğlu'nun şu sorusuna yanıt verdi:
"6'lı masa denilen Millet ittifakı masasında ısrarla Kürt sorununda bir kaçış söz konusu. Böylesi bir ittifakın programının toplumda bir karşılığı olur mu seçimde. Ve buna rağmen zaman zaman yaptığınız açıklamalar bir olumlama olarak görülüyor. Hatta bir pazarlık yorumlarına kadar dahi gidiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?"
"ASLA BİR PAZARLIĞIM OLMADI"
Selahattin Demirtaş: "Altılı Masa'daki bazı partiler, Kürt Sorununa dair zaman zaman birkaç cümle kuruyorlar ama Altılı Masa'nın kendisi, kurumsal olarak Kürt Sorununun çözümüne dair henüz tek kelime etmiş değil. Bu son derece ciddi bir eksikliktir ama bu eksikliği giderip gidermemek de kendi bilecekleri bir şeydir. Ben şahsen bu konuda cesur ve gerçekçi olmalarını beklerim. Esas çözüm programı Emek ve Özgürlük İttifakından çıkacaktır. Benim açıklamalarım bir olumlamadan çok teşvik etme ve cesaretlendirme, diyalog kapılarını aralama çabası olarak algılanırsa daha doğru olur ve anlaşılır. Pazarlık sorunuz çok açık değil ama kastettiğiniz benim bir pazarlık içinde olabileceğim yorumuysa bunun net olarak herkesin bilmesini isterim ki, cezaevindeyken hem muhalefet hem de iktidar kanadıyla asla bir “pazarlığım” olmadı, olmayacak. Zaten iktidar kanadıyla doğrudan ya da dolaylı en küçük temasım bile olmadı. Siyasette pazarlık doğaldır, meşrudur ama bunu HDP Genel Merkezi yürütür, ben değil. Bu konuda spekülasyonlara değil bana kulak verilmesini isterim. Ötesi, yanlış ve yanılgılı sonuçlara götürür."