HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan ve beraberindeki grup, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Taksim Kazancı Yokuşu’na geldi. 1977 yılında Taksim'de 1 Mayıs'ta hayatını kaybedenlerin anısına buraya karanfil bırakan grup, daha sonra Taksim Meydanı’na yürüyerek Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıraktı.
'KARDEŞLİĞİN YENİDEN VÜCUT BULDUĞU KUTLU BİR GÜN'
Burada açıklamada bulunan Hak-İş İstanbul İl Başkanı Mustafa İluk, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün Türkiye'nin dört bir yanında kutlandığını söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"1 Mayıs sadece bir takvim günü değildir. 1 Mayıs emeğin sesi, adaletin çağrısı, dayanışmanın ifadesi ve toplumsal vicdanın haykırışıdır. Bu anlamlı gün bizler için birliğin kardeşliğin yeniden vücut bulduğu kutlu bir gündür. 2009 yılında atılan kararlı adımlarla birlikte yıllarca yasaklarla korkularla 1 Mayıs'ın üzerindeki kara bulutlar dağılmaya başladı. 2010'dan itibaren 1 Mayıs resmi tatil edilmiş, emek hareketi adına bir milat kabul olmuştur.
'TÜRKİYE'NİN TÜM MEYDANLARI BİZİMDİR'
Bugün yalnızca bayram kutlanmıyor. Ayrıca emeğimizin karşılığını hakkımız olanı talep ediyoruz. Fabrikalardan, atölyelerden, belediyelerden, kurum ve kuruluşlardan binlerce emekli kardeşimle birlikte bu meydanları umutla ve kararlılıkla dolduruyoruz. Hak-İş olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da barışçıl ve yapıcı bir anlayışla sorunlarını dile getiriyor.
Çözüm önerilerimizi kamuoyu ve yetkililerle paylaşıyoruz. Çünkü biliyoruz ki emek olmadan üretim olmaz. Üretim olmadan kalkınma da mümkün olamaz. Bugün yine istiyoruz ki bu meydan da dahil olmak üzere ülkemizin her köşesinde 1 Mayıs coşku ve barış içinde kutlanabilsin. Ancak bilinmelidir ki 1 Mayıs sadece Taksim değildir, 81 ilimizde coşku ve kararlılıkla kutlamaktayız. Türkiye'nin tüm meydanları bizimdir. Her alan emeğin alanıdır."
'YASAKÇI ZİHNİYET DEVAM EDİYOR'
DİSK, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle Taksim’deki Atatürk Anıtı’na yürüdü. Anıta çelenk bırakan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, şu açıklamayı yaptı:
"Bugün toplumsal desteğini büyük ölçüde yitirmiş olan siyasi iktidar, iktidarda kalabilmek için baskıyı, zoru, tutuklamayı, gözaltıları gerçekleştiriyor. İşte bugün 1 Mayıs Meydanı’nın, Taksim Meydanı’nın yasaklı olması da aynı zihniyetin sonucudur. Uluslararası Mahkemenin, Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlara rağmen hem hukuksal, hem tarihsel olarak, Taksim Meydanı’nın 1 Mayıs Meydanı olmasına rağmen halen yasaklı ve bu yasakçı zihniyet devam ediyor.
O nedenle bugün ülkeyi yöneten iktidara buradan bir kez daha sesleniyoruz; Taksim yasağından vazgeçin, bu barikatları kaldırın. Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs’a açın, Taksim Meydanı’nı işçi sınıfına açın. Bizler, buradan bir kez daha sesleniyoruz; baskıyı, zulmü, yasakları kendi iktidarlarının güvencesi olarak görenler bilsinler ki, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üreten, işçi sınıfından, emekçilerden, emeklilerden, kadınlardan, gençlerden, çocuklarımızdan yani bu ülkenin gerçek sahiplerinden halktan daha büyük bir güç yoktur.
'EMEĞİN HAKKINI ALDIĞI BİR ÜLKEYİ MUTLAKA KURACAĞIZ'
Bizler, buradan bir kez daha sesleniyoruz; mutlaka bu ablukayı dağıtacağız. Taksim Meydanı’nı da 1 Mayıs’ı da özgürleştireceğiz. Bu ülkede, bu topraklarda eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın ve kardeşliğin egemen olduğu, emeğin hakkını aldığı bir ülkeyi mutlaka kuracağız.”