Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İstanbul Barosu bünyesinde geçtiğimiz yıl kurulan "Mülteci ve Göçmen Hakları Merkezi"nin 24 Mayıs'ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamaya tepki göstermek için İstanbul Barosu'nun önünde bir açıklama yaptı.
Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden yurda kaçak yollarla girenlerin haklarını savunmak için komisyon kurmuştu. Komisyondan yapılan açıklamada, kaçakların ülkede kalmaları gerektiği ve bunun için Baro olarak hukuki mücadele verileceği belirtilmişti.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İstanbul Barosu'nun önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"ZAFER PARTİSİ HEDEF ALINARAK GERÇEK NİYETLERİ ORTAYA ÇIKMIŞTIR"
"Bu açıklamanın başlangıç kısmında siyasi tartışmaları yönlendirmek amacında olmadıklarını belirtmiş iseler de, açıklamanın sonundaki "Türkiye’de bulunan Suriyeliler başta olmak üzere sığınma hakkından yararlanan ve menşe ülkesine dönebilme imkanı olmayan yabancıların GEREKİRSE ZORLA ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEĞİNİN SÖYLENMESİ, uluslar arası insan hakları ilkeleriyle bağdaşmayacağı…" şeklindeki ifadeleriyle doğrudan Zafer Partisi’ni hedef aldıklarını gösteren gerçek niyetleri ve maksatları ortaya çıkmıştır."
"TOPLUMU ALIŞTIRMA FAALİYETLERİ"
"Açıklamada geçen bu ifadelerin yanı sıra, açıklamanın bütünü değerlendirildiğinde, sığınmacıların ülkemizde kalıcı hale getirilmesi için toplumun alıştırılması faaliyetleri kapsamında çalışmalar yapıldığı görülmektedir. Adı geçen komisyon, 28 Mayıs günü "Mülteci Hukuku" adı altında Baronun konferans salonunda panel düzenleyecektir. Bu ve benzeri faaliyetlerin, İstanbul Barosu bünyesinde yapılıyor olması durumu daha vahim hale getirmektedir."
"ARKANIZDA AB'NİN SAĞLADIĞI FONLAR MI VAR?"
"İstanbul Barosu yönetiminin bu faaliyetlere neden ev sahipliği yaptığı sorusu önemlidir. Zira 60 bine yakın kayıtlı üyesiyle Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük barosunun yönetimi ülkemizde yaşanan örtülü istilanın, demografik işgalin farkında değil midir? Yoksa, mülteci hakları adı altındaki sözüm ona hukuki desteğin arkasında AB’nin Barolar Birliği’ne sağladığı fonlar mı vardır?"
"5000 KİŞİLİK BİR AVUKAT LİSTESİ Mİ OLUŞTURULDU?"
"İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Şanlıurfa, Antakya, Kayseri, Adana, Denizli, Aydın, Bursa, Çanakkale, Kilis, Mersin, Trabzon, Edirne, Van ve Erzurum illerinin barosunda mültecilerin savunulması için özel kurslar ve ilgili davalara bakması için 5000 kişilik bir avukat listesinin oluşturulduğu ve AB’nin bu faaliyetler için 4 milyon Euro'ya yakın fon verdiği doğru mudur? İstanbul Barosu’nun Başkanı, sosyal medyadan bize siyasi cevaplar vereceğine öncelikle bunlara cevap vermelidir."
"SIĞINMACILARIN İŞLEDİĞİ SUÇLARIN ÖNLENMESİ İÇİN ÇALIŞMA YAPILDI MI?"
İstanbul Barosu yönetimi örtülü istilaya karşı hiç panel düzenlemiş midir? İstanbul Barosu yönetimi sığınmacıların işledikleri suçların araştırılması ve önlenmesi için hiç çalışma yapmış mıdır? Yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma makamını temsil eden avukatların İstanbul’daki en büyük meslek örgütü olan İstanbul Barosu’nun uzun yıllardır yöneten zihniyet, AB fonlarıyla gerçekleştirilen mülteci hukuku faaliyetlerini ne kadar daha sürdürecektir? İstanbul Barosu yönetimi bu sorular üzerinde iyi düşünmeli ve tutumlarını yeniden gözden geçirmelidir. Kendilerine çağrımız; Mahkeme kararlarının üzerinde yazan "Türk Milleti Adına" ibaresini iyi düşünmelerini ve savunma makamının da yetkisini Türk Milleti'nin egemenlik hakkından aldığını unutmamalarıdır."