Yandaş yazardan 'Nâzım Hikmet' yalanları

Dün bir köşe yazısı kaleme alan Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, komünist şair Nâzım Hikmet'in ölümünün 56. yıl dönümünde yapılan anmaları hedef alırken, yazısında birçok yalana başvurdu.

AKP'ye yandaş medyanın yazarı Ahmet Kekeç, komünist şair Nâzım Hikmet'in ölümünün 56. yıl dönümünde yapılan anmaları hedef aldı. 

Nâzım Hikmet'in hapsedilmesinden ve sürgüne gitmek zorunda kalmasından sol siyaseti sorumlu tutan Kekeç, kendi sorduğu "Onu Türkiye’yi terk etmeye zorlayan “mekanizma”yı kim, hangi solcu lider kurmuştu?" sorusuna ölümünden sonra Nâzım'a iade-i itibar kampanyası yapanları şov yapmakla itham edip, "Nazım Hikmet üzerinden (Nazım’ı savunuyorum görüntüsü altında) siyasal iddialarını seslendirip pislik yapıyorlardı. Erdoğan, Başbakanlığı döneminde, Nazım Hikmet’e hem itibarını, hem de vatandaşlığını iade etti. Nazım’ı hapse tıktıran 'millî şef' İnönü’dür. Hapisten kurtaran (afla serbest bırakan) Adnan Menderes’tir" yanıtlarını vererek tarih bilgisinin ne kadar eksik olduğunu göstermiş oldu. 

Kekeç'in hedef aldığı soL Haber Portalı'ndan ise yanıt geldi. soL'un yaptığı açıklama şöyle:

Kekeç, üzerine çok sayıda makale ve kitap yazılmış bir konuda genel cehalete güvenerek açıkça "atıyor."

Kısaca "olguları" sıralayalım ve Kekeç'e bilgilerini tazelemek üzere kitaplara başvurmasını tavsiye edelim.

1. Nâzım'ın da yararlandığı 15 Temmuz 1950 tarihli "Genel Af Yasası" mecliste uzun tartışmalarla kabul edilmiştir. Tartışmanın önemli bir bölümü affın kapsamına Nâzım Hikmet'in de alınmasını sağlayan "istisna" maddesidir. Tartışmalarda aralarında kimi bakanların da olduğu DP'li vekillerden pek çoğu aleyhte görüş açıklamış, Nâzım'ın af kapsamına girmesine karşı çıkmıştır. Esasen Nâzım'ın özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan af ile ilgili bir çalışma seçimlerden önce CHP tarafından yapılmış ve meclise sunulmaya hazırlanılırken, böyle bir önerinin seçimlerde CHP aleyhine kullanılabileceği görüşüyle geriye çekilmiştir. Hem CHP'nin önerisinin hem de DP'nin çıkardığı af yasasının altındaki asıl sebepse, Nâzım'ın mahpusluğunun sonlandırılması için yürütülen uluslararası kampanyadır.

Nitekim, Nâzım'ın serbest kalmasının hemen ardından Demokrat Parti cenahından şaire dönük ağır saldırılarda bulunulmuştur. Tekrarlayalım, Nâzım'ın hapiste yürüttüğü açlık grevinin de dahil olduğu bir kampanya, özgürlüğünü sağlamış, DP çıkardığı genel affa Nâzım'ı dahil etmek zorunda kalmıştır.

2. Nâzım'ın uzun süreli hapisliğini başlatan 1938 Donanma Davası görüldüğü sıralarda DP'nin bütün önemli isimleri CHP saflarında, "mutlu" birer CHP'li olarak yerlerini almış durumdadır. İzleyen yıllarda dörtlü takrir ile başlayan DP kuruluş sürecinde hiç gündeme gelmemiş olan bir şey varsa, Nâzım'ın haksız yere hapisliğidir.

3. Nâzım'ın ülke dışına çıkmasına neden olan  olayı da hatırlatalım. 17 yaşında bir Bahriyeliyken geçirdiği zatülcemp nedeniyle "çürüğe" çıkmış olan Nâzım, bundan 32 yıl sonra, 49 yaşındayken yeniden askere alınmak istenmiştir. Hapisten çıkarmak zorunda kaldıkları Nâzım'ı "eğitim zayiatı" olarak kaydetme ihtirasından başka bir şey değildir bu. 1950 affıyla serbest bıraktıkları Nâzım'ı haksız ve hukuksuz bir biçimde silah altına alıp, uzun süren hapisliğin de katkısıyla sağlığı oldukça bozulmuş olan şairi öldürmek isteyense "milli şef İnönü" değildir. Bu açık cinayet tehtidi Demokrat Parti iktidarının birinci yılına aittir.

4. Nâzım Hikmet'e vatandaşlığının AKP iktidarı döneminde iade edildiği doğrudur. Doğru olmayansa AKP'nin bu şekilde Nâzım'a itibarını iade ettiğidir. Birincisi, Nâzım'ın iade edilmesine ihtiyaç duyduğu bir itibar kaybı yoktur. Dolayısıyla vatandaşlık hakkının kendisine geri verilmesiyle Nâzım'a itibar kazandırıldığı iddiası tam bir hadsizliktir. İkincisi, vatandaşlığı iade edilen Nâzım'ın siyasi ve insani itibarının değil ama hukuki itibarının iade edilmesi ihtiyacı halen sürmektedir. Zira AKP, Nâzım'ın haksız yere yargılanarak mahkum edildiği davaların yeniden görülmesine ya da aldığı cezaların iptaline yanaşmamıştır. Dolayısıyla Kekeç'in "Nâzım'ın itibarının iade edilmesini AKP iktidarına borçlu olduğu" iddiası en azından bu nedenle çürüktür. İtibarını iade etmek değil ama haksız yargılama sonuçlarını iptal etmek konusunda bir adım atabilirdi AKP iktidarı. Atmamıştır.

Ve üçüncüsü, Nâzım'a vatandaşlık hakkının iade edilmesi AKP'nin açtığı ve karara bağladığı bir gündem değildir. 90. doğum yıldönümünden başlayarak bu konuda çeşitli kampanyalar yapılmış, son olarak Komünist Parti 2001 yılında tamamladığı bir imza kampanyasıyla bu amaçla 500 Bin imza toplamıştır. Nâzım'ın doğumunun yüzüncü yılı kutlanırken, vatandaşlığının iade edilmesi için de çoktan yoğun bir kamuoyu baskısı oluşturulmuş durumdadır.

5. Sola ders vermeye kalkan Kekeç'e bu konuda yayımlanmış kitaplara bir göz atmasını ve Kekeç soyundan yobaz ve faşist taifesinin meclis kürsülerinden Nâzım aleyhine yaptığı küfür konuşmalarının iyice bir üzerinden geçmesini tavsiye etmek durumundayız. Zira hem Kekeç'in, hem Menderes'in, hem Erdoğan'ın ve hem de bilumum yobazın iç sesi o satırlarda yankılanmaktadır.

Güncel Haberleri

Noter işlemlerinde yeni dönem başlıyor!
Durdu Özbolat’tan 19 Mayıs Mesajı: “Gençlerimizle Gurur Duyuyorum”
19 Mayıs; direnişin, umudun ve bağımsızlığın adıdır
19 Mayıs Pazartesi bankalar açık mı?
Siyasilerden 19 Mayıs mesajları