Çağımızın en önemli sanatçılarından biri olan Pablo Picasso, 25 Ekim 1881'de Malaga'da doğdu. Ressam, heykeltraş, özgün baskıcı, seramik tasarımcısı sanatçı, 15 yaşında Barselona Güzel Sanatlar Akademisi’nde, 16 yaşında San Fernando Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenci oldu. 1900’de ilk kez Paris’e gitti ve sonrasında buraya yerleşti.
Picasso, Georges Braque ile kübizmin temellerini atmış sayılmaktadır. 1907'den 1914'e kadar kübist olarak adlandırılan tarzda tablolar yapar. Kübist tabloların genel özelliği, geometri ve geometrik şekillerin kullanılmasıdır. Kübizmin bir diğer özelliği de uzaydaki üç boyutlu bir cismi iki boyutlu yüzeye aktarma çabasıdır. Bu amaçla Picasso, şekilleri yanal yüzeylerine bölüştürüp her birini iki boyutlu yüzeyde göstermeye çalışır. Yine bu nedenden portrelerindeki insanların hem profili hem de önden görünüşü görülmektedir.
I. Dünya Savaşı sırasında Picasso, Jean Cocteau ile beraber Roma'da kalır. Burada sahne dekoratörü olarak çalışırken dansçı Olga Kokhlova'yla tanışır. Picasso ikinci eşi olan Olga Kokhlova ve oğlunun birçok portresini yapmıştır.
20'li yılların başında ressam klasisizme geri döner. Ayrıca mitolojiden de esinlenir.
Picasso tanınan en üretken sanatçıdır. Picasso, 13 bin 500 resim ve 100 bin baskı ile Guiness Rekorlar Kitabı’nda en üretken ressam olarak yer alıyor. Aynı zamanda eserleri en fazla taklit edilen, kaçakçılığı yapılan ressam. Eserleri 100 milyon dolarlarla alıcı bulabiliyor.
Bir genelevdeki beş hayat kadınını gösteren ve Kübizm akımının en önemli örneklerinden biri olarak görülen ünlü eseri Avignonlu Kadınlar, Fransa'da 1907 yazında çizilmiştir.
BİR İSYAN RESMİ GUERNICA
İspanya Bask Bölgesi Guernica Şehri’nin 26 Nisan 1937'de General Franco taraftarı Nazi Alman bombardıman uçakları tarafından yerle bir edilmesinin hemen ardından, Picasso, 7.76 metr eninde ve 3.49 metre yüksekliğinde anıtsal Guernica’yı yapmaya başlar. 15 gün içinde bitirilen siyah beyaz resim hakkında Picasso şunları söylemiştir:
“İspanya'nın mücadelesi, insanlara, özgürlüğe yapılan saldırıya karşıdır. Ressam olarak hayatım boyunca sürekli sanatın ölümüne karşı durmaya çalıştım. Benim gericilikle ve ölümle anlaşma içinde olduğumu kim bir an için bile olsa düşünebilir? Üzerinde çalıştığım ve Guernica ismini vereceğim resimde ve son zamanlardaki tüm eserlerimde, İspanya'yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum nefreti açıkça göstermekteyim.”
Nazi işgali altındaki Paris'te yaşayan sanatçı bir Gestapo tarafından sorgulanırken, Guernica için sorulan "Bunu siz mi yaptınız?" diye sorusuna Picasso "Hayır, siz yaptınız!" cevabını vermiştir.
Guernica’nın etkisi hala devam etmekte, özellikle çok uluslu sermayelerden beslenen iktidarları tedirgin etmektedir. Amerikan diplomatları, 27 Ocak 2003 tarihinde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Toplantı Salonu’nun girişinde asılı Guernica’nın, Colin Powell ve John Negroponte’nin Irak üzerine yapacakları basın konferansı öncesinde kaldırılmasını talep eder. Sunumda, Powell’ın savaş naraları atacağı basın toplantısı salonunun arka duvarında sanat tarihinin en önemli savaş karşıtı eserinin görülmesi sıkıntılı bir durum yaratacaktır. Guernica kaldırılmaz, fakat duvar mavi bir bez ile kaplanır.
FRANSIZ KOMÜNİST PARTİSİ VE PİCASSO
Picasso 2. Dünya savaşında yaşanan eşitsizliklere, faşist iktidarlara, adaletsizliğe, sömürüye karşı örgütlenmek gerektiğini düşünüyordu. Dönemin entelektüellerinin de bu konudaki görüşleri aynıydı. Einstein, Mayakovski, Brecht ve Eluard da aynı partinin üyesidir. Fransız Komünist Partisini ailesi gibi tanımlamakta, örgütünün ona güven verdiğini ifade etmekte, ürettikleriyle partisine katkı sağlamaktadır. Özellikle bu dönem ürettiği barış güvercini, partisinin yayın organlarında kullanılmıştır. 1946 yılında Paris Uluslararası Barış Konferansı için tasarladığı beyaz güvercini çizimi, barışın simgesi olmuştur.
Sanatla mücadelesi ne kadar doyurucu olsa da, örgütlü mücadeleden hep yana oldu. Bu örgütlü mücadele sayesinde Nazi askerleri Fransa'yı işgal ettiğinde, bir çok aydın gibi ülkeden kaçmadı. Partinin Aydın Örgütlenmesi Birimi’nde canla başla ve inanarak çalıştı. Komünizm sayesinde öğrendiklerini sanatına, sanatını ise ideallerine taşıdı. Güç oldu, güç verdi.
Bazı çevreler Picasso’nun meta değeri ile çok ilgilense de, Picasso daha eşitlikçi, savaşların olmadığı bir dünyanın ümidini eserleriyle topluma akıtmaya çalışmıştır. Görülmeyeni başka açılardan vurgulamaya, sermaye ve iktidar işbirliğinin oyunlarını deşifre etmeye uğraşmış, saklanan veya alışılmış olanları yeniden göstermiştir.
Picasso’nun eserleri bugün hala emperyalizmin günahlarla dolu yüzünü gözler önüne sermektedir.