Yurt Haber Merkezi
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da düzenlediği kampta, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef aldı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na yönelik linç saldırısının nedeni olan söylemlerini sürdürerek, Kılıçdaroğlu'nun terör örgütü ile dayanışma içerisinde olduğunu iddia etti.
HEDEF GÖSTERMEYE DEVAM
Erdoğan, ülkedeki tek kutuplaşmanın Türkiye ortak paydasında yer alanlarla terör örgütlerinin safında yer alanların kutuplaşması olduğunu belirterek bunun dışında bir kutuplaşma bilmediklerini ve tanımadıklarını söyledi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu yalanlar üzerinden hedef göstermeye devam ederek "Şehit cenazesine katılmak, ailenin acısını paylaşmak herkesin hakkıdır. Seçim sürecinde kendisini PKK'nın güdümünden kurtamamış, işbirliği yapmış bu konuda atması gereken adım daha dikkatli olması gerekenlerin daha özenli hareket etmek zorunda olmaları gerekir. Buraya gitmek, ne getirir? Ne götürür? Bu şehit senin işbirliği yaptığın PKK alçaklarının siyasi görüntüsü olan HDP ile sen işbirliği yapmışsın. Mehmedimi şehit edenlerle işbirliği yapmışsın bunları yutmayacağız" dedi.
SİYASİ İSTİSMAR
Erdoğan iddialarını daha inanılmaz boyutlara ulaştırarak "Dağ ile anlaşacaksın, dağ sana talimat verecek. Bunları TV'lerde izledik. HDP Ankara, İstanbul, İzmir'de seçime girmeyecek dedi. Ve sen bunlarla dayanışma içinde olacaksın ve Çubuk'a gideceksin şehidimin cenazesi. Benim Çubuk'taki köylümü hiç düşünmüyor musun? Onlar acaba benim oraya gidişimi nasıl karşılayacak diye. Ben Cumhurbaşkanı olarak soruyorum. Rahatsız olurum derse gitmiyorum. İkinci bir sıkıntıyı niye yaşatayım? Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun. Şehit için değil. -Bay Kemal Hacıbektaş'ta bizim kadın vekilimize nasıl saldırıldığını biz biliyoruz. Ayrıca enerji bakanımız Taner Bey'e saldırı sonrası sizin besleme medyanızın nasıl başlıklar attığını biliyoruz. Bunların hepsi bizde var. CHP'nin kutuplaştırma siyasetine karşı milletimizle değerlerimize uygun şekilde mücadelemize devam edeceğiz" diye konuştu.
AKP'li Cumhurbaşkanı'nın Kızılcahamam kampında CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun şehit cenazelerine siyasi istismar için gittiğini iddia ediyor. Oysa Erdoğan'ın bu konudaki sicili hiç de temiz değil.
TAZİYEDE MİTİNG
Tarih 2 Nisan 2015...
Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın Çağlayan Adliyesi'ndeki rehine olayında hayatını kaybetmesinin ardından taziye evine giden AKP'li Cumhurbaşkanı, burada kurulan ses sistemiyle adeta mini bir miting düzenledi. Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmada avukatları hedef almış ve adliyelere aranarak alınmasının önünü açmıştı.
'NE MUTLU ŞEHİT AİLESİNE'
Tarih 17 Ağustos 2015...
Erdoğan, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde şehit olan Özel Harekat Şubesi'nde görevli komiser Ahmet Çamur'un Trabzon'un Çaykara ilçesindeki cenaze törenine katıldı. Erdoğan, şehidin tabutuna elini koydu, mikrofonu aldı ve "İnanıyoruz ki şehadet makamına ulaşmış olan bu şehidi uğurluyoruz. Ne mutlu onun ailesine, ne mutlu onun tüm yakınlarına" dedi. Erdoğan'ın hem tabut başında siyaset yapmasına hem de bu sözlerine tepki yağdı.
Bu duruma tepki gösteren bir yurttaş "Ne mutlu şehit ailesine' diyenlerin de mutlu bi şehit ailesi olmak için hiç çaba sarf etmemeleri de ayrı komedi!" ifadesini kullanırken bir diğer yurttaş ise "Açılış yoksa da şehit cenazesi var. O da iş görür!" diyerek tepki göstermişti.
ELİNİ TABUTA KOYDU
Tarih bu defa 18 Mart 2018…
Suriye'nin Afrin kentine yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı'nda şehit olan Teğmen Muhammed Kır Erzurum'da son yolculuğuna uğurlandı.
AKP'li Cumhurbaşkanı bu defa elini tabutun üzerine koyarak mikrofonun başına geçti. Erdoğan şehit Muhammed Kır'ın ismi üzerinden konuşma yaparak, "Osmanlı Mehmetçik için Muhammed'i kullanmadı. Mehmet hatta Mehemmed demiş. İslam dünyasında böyle askerler yok" dedi.
Öte yandan Zeytin Dalı Harekatı'nı 'terör hedeflerini yok etme' olarak açıklamasının ardından şehit cenazesinde "Rabbim terörle mücadelede özellikle de Afrin savaşında fethini bize yakın kılsın. Çünkü müjdesi var. İnşallah bu müjde bize yaklaşır" ifadelerini kullanması komşu bir ülkenin toprakları üzerinde plan yapılaması olarak nitelendirilmiş ve tepki çekmişti.