Özellikle gençler arasında artış gösteren bu rahatsızlık, hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan hayati riskler taşıyor.
Modern toplumlarda güzellik algısı ve zayıflık idealinin baskısıyla giderek yaygınlaşan anoreksiya nervoza, bireyin kilo alma korkusuyla yeme davranışlarını kısıtlamasıyla tanımlanan ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu rahatsızlık yalnızca kilo vermekle sınırlı kalmayıp, zamanla kişinin tüm yaşam kalitesini etkileyen bir psikolojik sağlık sorununa dönüşmektedir.
Anoreksiya, en çok ergenlik çağındaki genç kızlarda görülse de, erkeklerde ve yetişkin bireylerde de giderek artan oranlarda gözlemlenmektedir. Hastalar genellikle kendilerini kilolu hisseder ve bu düşünceyle gıda alımını ciddi şekilde azaltır. Uzun süren açlık, ciddi kilo kaybı, hormonal bozukluklar, organ yetmezlikleri ve hatta ölümle sonuçlanabilecek kadar tehlikeli bir hal alabilir.
Uzmanlara göre anoreksiya, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir hastalık olarak ele alınmalıdır. Hastalığın tedavisinde psikolojik destek, beslenme danışmanlığı ve gerektiğinde tıbbi müdahale birlikte yürütülmelidir.
Türkiye’de özellikle sosyal medyada beden algısına dair artan baskılar, gençlerin bu tür rahatsızlıklara daha açık hale gelmesine neden oluyor. Uzmanlar, ailelerin çocuklarını dikkatle gözlemlemesi ve yemekle ilgili davranış değişikliklerini hafife almaması gerektiğini vurguluyor.