Renkler, insan hayatının her yerine nüfuz etmiştir. Evlerimizde, iş yerlerimizde, gittiğimiz mekanlarda, kıyafetlerimizde, günlük kullandığımız her nesnede renk bulunur. Renklerin etkisi bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Hatta günümüzde tüm sektörler, markalarını yaratırken veya çalışma/ hizmet verme mekanlarını dekore ederken, renklerin gücünden yardım almaktadır.
RENKLERİN PSİKOLOJİYE ETKİSİ
Yeşil
Doğa ile özdeşleştirilen yeşilin stres seviyelerini azalttığı ve pozitif duyguları teşvik ettiği biliniyor. Pastel tondaki yeşil renklerin ise odaklanma süresini ve verimliliği artırdığı öne sürülüyor.
Mavi
Mavi gibi soğuk renklerin sakinleştirici bir etkisi olduğu düşünülür. Kan şekerini düşürme ve uykusuzluğu engellemede etkili olan mavi renkler, yatak odası için mükemmel bir renk olabilir.
Açık pembe ya da pembe
30 öğrencinin katıldığı araştırmada pembe tonlarının stres seviyesini azaltabildiği gözlemlendi. İsviçre’deki hapishanelerde mahkumların pembe odalara yerleştirildiği ve psikologların ofislerini özellikle pembe seçtiği belirtiliyor.
Beyaz
Temizlik ve tazelikle ilişkilendirilen beyaz, aynı zamanda sakinlik ve huzur veriyor. Genel anlamda beyaz olarak nitelendirilse de koyu beyazlardan veya grilerden kaçınmakta fayda var.
Kırmızı
Kırmızı oldukça güçlü ve baskın bir renk. Ancak bu rengin, stres, anksiyete ve öfkeyi tetiklediği vurgulanıyor.
Gri
Nötr bir renk gibi görünse de gri ne eviniz ne de yatak odanız için ideal bir renk değil. Gri genellikle kasvet, soğukluk ve depresyonla ilişklendiriliyor. Gri, özellikle endüstriyel alanlarda sıklıkla kullanılan bir renk.
Parlak sarı
Heyecan, mutluluk ve Güneş ışığıyla ilişkilendirilen parlak sarı, uzmanlara göre ev dekorasyonu için uygun bir renk değil. Parlak sarının uyumaya çalışırken verimsiz olabileceği savunuluyor.
Koyu kahverengi veya siyah
Ev dekorasyonunda karanlık ve iç karartıcı hissettiren renklerden uzak durmak gerekiyor. Koyu renkteki renkler üzüntü, yalnızlık ve korku hissettirebilir.