'Bahar'a Karşı 'Kış'!

Hüsnü Mahalli

'Arap Baharı' kapsamında Suriye'de ilk gösteriler üç yıl önce bugün başladı. Dünya tarihinde benzeri olmayan bir planla, emperyalist ülkeler ve onların bölgesel işbirlikçileri üç yıl süreyle, aklınıza gelen ve gelmeyen tüm iğrenç yol ve yöntemlere başvurarak Esad'dan kurtulmaya çalıştılar. Güçleri yetmeyince, dünyanın dört bir yanından on binlerce ruh hastasını silahlandırıp bu ülkeye soktular. Bu da işe yaramayınca, çuvallandıklarını itiraf etmeye başladılar.

Katar Şeyhi görevden alındı, Suudi İstihbarat Şefi Bender buharlaştı, Suriye dosyasından sorumlu Amerikalı Robert Ford emekliye sevk edildi, Suudi Kral Obama'nın talimatıyla Suriye'de savaşan ve aralarında Müslüman Kardeşler’in bulunduğu tüm grupları terörist ilan etti, yine Suudi Kral Suriye konusunda en önemli müttefiği Katar ve Türkiye'ye savaş ilan etti ve son olarak Suriye'de savaşan gruplar birbirini boğazlamaya başladı.
Ortada kala kala, Bakan Davutoğlu kaldı. O da, dış politikanın tüm yanlışlarına rağmen ısrarla “Ben doğruyum” diyor ve Başbakan Erdoğan'ı ikna ediyor.

Üstelik Suriye direnince, Erdoğan'ın en önemli ideolojik ve siyasi müttefiği Mursi devrilmiş, Tunus'ta İslamcı Nahda'nın koalisyon hükümeti çökmüş ve NATO'nun Libya projesi tıkanmıştı.

Özetle; ABD'nin uyumlu İslamcıları iktidara taşıma planı suya düşmüş ve siyasal İslam projesi bir başka 'bahara' kalmıştı.

Bu baharın gelip gelmeyeceğini ya da ne zaman geleceğini kestiremeyen ABD ve yandaşları Esad ile baş edemeyince, bu kez Esad'ın en önemli müttefiği Putin'den intikam almaya kalkıştılar. Ama Suriye'de olduğu gibi Ukranya'da da çuvalladılar. Çuvallamakla da kalmadılar, şimdi kara kara düşünüyorlar. 'Arap Baharı'yla, ezeli rakip Rusya'yı Ortadoğu'da sıkıştırma planları yapan emperyalist ülkeler ve onların klasik bölgesel işbirlikçileri şimdi Kırım örneğiyle türlü türlü korku yaşıyorlar. Çünkü Kırım referandumundan dersler çıkaran Avrupa halkları şimdi benzer yolda yürümenin hesabını yapıyor. Belçika ikiye bölünebilir, İskoçya ve İrlanda İngiltere'den  ayrılabilir, Bask ve Katalonya İspanya için bir dert, İtalya'da bağımsızlık hevesi yaşayan birçok bölge var ve Avrupa'nın birçok ülkesinde Kırım hevesi yaşayan halklar var.
Emperyalist ülkelerin 'Arap Baharı'na karşın Rusya'nın 'Kışı' başlayabilir.
Bölgemizde durum Avrupa'dan farklı değil.

Bağdat ile ciddi sorunlar yaşayan Iraklı Kürtler ayrılma tehdidinde bulundu. Suriye ve Türkiye'de Kürtler şimdilik özerklik peşinde. İran'da henüz bir hareketlilik yok. Libya, Yemen, Sudan ve bölgede başka ülkeler bölünmenin eşiğinde.

Peki Rusya'nın 'Kışı'na karşılık ABD-AB ve Müslüman müttefikleri rahat duracak mı?
Kesinlikle hayır!

Bu tipler huylarından asla vazgeçmez. Bu tipler düşmanlık, kin, nefret ve kan ile beslenirler.
Petrol - silah ilişkisi ve bu ilişkinin bizim coğrafyaya yansımaları: İktidar hırsı, diktatörlük, hırsızlık ve talan.

Sonuç: Tam anlamıyla siyasal, sosyal ve psikolojik bunalım ve yozlaşma.
Emperyalist ülkelerin ‘Haçlılar’dan bu yana, bizim coğrafyada en büyük zaferi bu olsa gerek.
Gaflet, dalalet ve hıyanet...

Her seferinde din emperyalist ülkelerin hizmetinde oldu.
'Allahsız Komünistlere' karşı İslam’ı başarılı bir şekilde kullanan ve bu silahla Sovyetler Birliği'ni dağıtan emperyalist ülkeler, şimdi aynı İslam’ı Rusya'yı karıştırmak için kullanmanın hesabını yapıyor. Çünkü Rusya Federasyonu sınırları içinde, özerk cumhuriyetlerde yaşayan 20 milyon kadar Müslüman var.
Çeçenistan, Dağıstan, Tataristan ve diğerleri...

Buralar CIA, MOSSAD ve Batılı istihbaratçıların yeni ilgi alanı. Paraysa, her zaman olduğu gibi Suudilerden. Türkiye ise konu, plan ve oyunun içinde. Suriye'de olduğu gibi AKP yeni oyun alanlarına çekilebilir. 'Arap Baharı'nda büyük yenilgi alarak, bölgesinde yalnızlaşan ve çok sayıda düşman kazanan AKP Yönetimi’ndeki Türkiye umarım yenilginin intikamını almak için yeni bataklıklara heveslenmez ya da heveslendirilmez.
'Arap Baharı' ve Suriye olaylarının daha başlangıcında AKP Hükümeti’nin izlediği yolun yanlış ve tehlikeli olduğunu vurgulayarak, başta Suudiler olmak üzere, müttefiklerin Türkiye'ye kazık atacağını yazmıştım. Şimdi de benzer uyarıları Rusya bataklığına girme hevesi içinde olan AKP hükümeti için yapıyorum.
AKP politikalarından dolayı büyük zarar gören Türkiye'ye çok yazık olur.
Putin, Esad değildir.

Putin olmasaydı, Esad dayanamazdı.
Ayakta kalan Esad Putin'i çok daha cesaretlendirmiştir.
Direnen Esad, cesur Putin ve ortak müttefik Hamaney Obama'yı çılgına çeviriyor.
Avrupalı dostlarıyla yeni hamlelere hazırlanan Obama, yeni planlarında bakalım AKP hükumetine nasıl bir rol verecek?

Her şey Obama'nın Suudi Arabistan ziyareti sonrasında belli olur.
Ama öncesinde herkesin gözü ve kulağı Türkiye seçimlerinde.
Çünkü sonucu ne olursa olsun, bu seçimlerde müthiş siyasal, sosyal, kültürel, psikolojik ve ideolojik dersler var.

Bu derslerse; iç ve dış politika anlamında Türkiye'nin geleceğini belirleyecektir.