Bıktık, yeter artık..!

Mustafa Ülkü Caner

İstanbul’da cumartesi akşam iki bombalı saldırı sonucu 44 can katledildi, 150 yurttaş da yaralandı.

Lanet olsun! Teröre daha ne kadar kurban verecek bu ülke?

Terörü siyasi başarı için kullanmak, yapanları ve yaptıranları sadece başarısızlığa ve toplumun nefretine mahkûm eder.

Yaptıranların derdi ve başarı hedefi ancak KAOS yaratmak olabilir.

Çok üzgünüz, içimiz kan ağlıyor katledilen 44 CAN’ımıza, ama yine de kaosa müsaade etmeyeceğiz!

Terörün amacı kaos ile korku düzeni kurmak, olağan günlük hayatımızı engellemek. Ama onların oyununa gelmeyeceğiz.

ÇOK BIKTIK, ÇOK!

Terörden, bombalardan, şehit ve cinayet haberlerinden, işsizlikten, yoksulluktan, yolsuzluktan, hırsızlıktan, ekonomik krizlerden, adaletsizlikten, yalandan, dolandan, sahtekârlıktan, sen-ben kavgasından, cahillikten, koltuk hırsından, saltanat hırsından çok ama çoook bıktık.

Bıkmayan kaldı mı?

MİLLET CAN DERDİNDE

Bazıları ise sınırsız güç peşinde, çoğu insanımız iş, aş, ekmek, hatta can derdinde!

Birçok işadamı ayakta kalabilme savaşında.

Bazıları, LALE DEVRI şaşası içinde har vurup harman savururken, büyük çoğunluk SANAL şaşa ALDALTILMASI içinde sabah akşam TV başında!

Her türlü damara uygun dizi, hatta evlilik programları gibi ahlak fukaralığına çanak tutan programlar, her gün onlarca televizyon kanalında.

Canlı yayınlarda tartışma programlarında kalemşorlar yoluyla kitlesel İKNA ve HİPNOZ ODALARI benzeri sisli algı operasyonları yapılıyor.

EKONOMİYE, ÖZELLİKLE MALİ KRİZE DİKKAT!

Fakirin batmasına alışkınız,

AMA BİR DE ZENGİNLER BATARSA… Vay halimize!

Ekonomik ve yeni palazlanmaya çalışan mali kriz, şimdilik en çok fakiri yakıyor. Ama artık varlıklılar da tedirgin.

Mali kriz önlenemez ise, dövizle aşırı borçlanmış özel işletme ve şirketlerimiz batar veya haraç mezat elden çıkarılır.

Zenginin batışı, fakirin çöküşünden daha etkili ve gürültülü patırtılı olur!

Zenginlerini bile koruyamayan ülke kaosa düşer.

EKONOMIK KAOS, terör kaosunu bile gölgede bırakır.

Bundan dolayı çok dikkatli olmak ve bu krizi ülkece en kısa zamanda atlatmak zorundayız.

Her türlü mevki ve koltuk kavgası ekonomik seferberliğe zarar verir.

Hiç bir makam, hiç bir koltuk ve hırs ülkenin bekasından önemli olamaz.

Millet can derdinde, ekonomi batak tehdidi altında, birileri daha büyük güç peşinde.

Bu yol, çıkmaz yoldur.

Ancak demokrasiyi güçlendirerek, çağdaş hukuk devleti içinde sorunlarımızı aşabiliriz.

Unutmayalım, başka Türkiye yok!

 

Eleştirene gücenme, adın gibi ol!

 

Vallahi yakıştıramadım “büyük”lüğüne…

Pazartesi günü CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı ve ülkemizin güzide emekli diplomatlarından Sayın Osman KORUTÜRK İzmir CHP Konak İlçe Başkanlığının daveti üzerine çok verimli bir söyleşi yaptı.

İktidarın son yıllarda dış politikada yaptığı vahim hataları, günümüzdeki acı ve kanlı bir şekilde yaşadığımız sonuçlarını sade bir dille anlattı.

Sonra CHP İl Başkanlığını birlikte ziyaret ettik. Kapıda kime rastlayayım?

Ara sıra bu köşende eleştirdiğim, yoğun metal yorgunluğu yaşayan, vizyon eksikliği sorunu iyice büyüyen, iktidar ve güç karşısında süklüm büklüm el pençe ama gidici olarak gördüğü Genel Başkanı karşısında bile efe kesilen, geldiği makama yıllar önce kimsenin aklında bile değilken CHP İl yönetim toplantısında bizzat önerdiğim, ancak son yıllarda artık bıktıran ve emekliliğe doğru sağlam adımlarla yürüyen eski bir dost.

Eski dost Osman Bey ile tokalaştıktan sonra ona elimi uzattım. Aaaa, o da ne?  Elim havada kaldı!

Yorgun yurttaşı eleştirdik ya, küsmüş beyefendi.

Hiç kişisel algılamadım, kendim için değil, ama kentim için üzüldüm.

Yapılan küçük eleştirileri bile hazmetmeyip, hele iktidar çevreleri ile el pençe sarmaş dolaş olan, büyük bazı projelerini jet hızıyla geçiren birisinin elimi sıkmaması benim umrumda değil, olmaz da.

Merak etmesin düşene gidene bir de ben tekme atayım diyenlerden değilim. Sadece haklı ve yapıcı eleştiri yapıyorum. Hakaret ve saygısızlık yapmıyorum.

İnsanlar hazmedemedikleri makamları aslında hiç hak etmemişlerdir, diye duymuştum.

Of be, o an İl Başkanı’nın odasındakiler gördü gerçi ama yine de içimde kalmasın, sizlerle de paylaşayım, dedim.