BAHÇELİ KİMİN KAYIĞINDA?

Rıza Zelyut

Yine CHP’ye saldırdı, yine Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret etti.

Kim?

AKP’nin adı konulmamış başkan yardımcısı Devlet Bahçeli…

Ey Bahçeli söyle bakalım:

*1 Mart 2003’te, Türkiye’yi Amerikan işgaline açacak tezkereye direnen senin Erdoğan’ın mıydı yoksa CHP ve Deniz Baykal mıydı?

*4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de Türk askerinin başına çuval geçiren Amerikalılara nota verin diyen CHP’lilere “Ne notası, müzik notası mı?” diye karşı çıkan senin Erdoğan değil miydi?

*Ey Bahçeli, ABD Dışişleri Rice’ın “Ortadoğu’daki 22 ülkenin sınırlarını değiştirecek!” dediği BOP’a eşbaşkanlık eden CHP Lideri miydi yoksa senin başkanın mı?

*Ey Bahçeli, “Osmanlı’da eyletler vardı, Kürdistan eyaleti vardı!” diyerek Türkiye’yi eyaletlere bölmeye kalkışanlar CHP’de midir AKP’de midir? Sen şimdi eyaletçilerin yanında değil misin?

*Ey Bahçeli 15 Ağustos 2005’te Diyarbakır’a giderek “Türkiye’de Kürt sorunu vardır!” diyerek PKK’ya mesaj veren CHP Lideri midir AKP lideri midir?

*Ey Bahçeli, Güneydoğu’da askerin yetkisini valilere vererek PKK’ya operasyonu engelleten, 2006’da Diyarbakır caddelerine “Kürdistan’a hoş geldiniz!” biçiminde pankart astırtan valiyi atayan Kemal Kılıçdaroğlu mudur yoksa senin başkanın mı?
*Ey bahçeli, PKK’ya yapılan operasyonları “Analar ağlamasın!” diye durduran Kılıçdaroğlu mu yoksa senin başkan mı?

*Ey Bahçeli, PKK’yı Habur’dan içeriye alan; onların temsilcileriyle Osla’da görüşmeler yürüten, Dolmabahçe sarayında protokol imzalayan Kılıçdaroğlu mu senin Erdoğan mı?

*Ey Bahçeli, “Bütün milliyetçilikler ayaklarımın altına!” diyerek sana cevap verenler, “AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk!” diyenler, “Türk demeyelim, Türkiyeli diyelim!” biçiminde rapor hazırlatanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni katil devlet ilan edenler CHP’liler mi yoksa senin destek verdiğin AKP’liler mi?

EY Bahçeli, sizin ülkücülere, “Kandan beslenenler! Fatiha okumayı bile bilmezler!” diye hakaret eden Kılıçdaroğlu mu yoksa şu an gönüllü yardımcısı olduğunuz Erdoğan mı?

*Türk adını dağdan taştan sildiren, Andımız’ı yasaklatan, devlet kurucusu Atatürk adını stadyumlardan, hava alanlarından kaldırtan, ona küfredenlere arka çıkan CHP mi AKP mi?

*Dün “Kardeşim Esat!”, bugün “Dostum Putin!” diyen; sonra ABD’ye yanaşmak için onları düşmanlaştıran; Suriye’deki vahşi teröristleri masum halk gibi göstererek oradaki gerçek masumlara zulüm yapılmasının önünü açan CHP mi yoksa senin şartsız destek verdiğin AKP mi?

*Ey bahçeli! 2010 yılında Suriye’de PKK yoktu, IŞİD yoktu; iken ve bu ülke ile sınırımız güven altında idi. ABD-İsrail karşıtı Suriye devletini parçalamak için yürütülen Arap Baharı operasyonunda rol alarak bu ülkeyi kargaşaya sokan ve PKK’yı bölgeye yerleştiren CHP mi yoksa senin koltuk çıktığın AKP mi oldu?

*Ey Bahçeli! “İstiklal Harbi’nde keşke Yunan galip gelseydi!” diyen İngiliz ajanı geberdiğinde taziye mesajı yayımlayan, Atatürk ve arkadaşlarının öldürülmeleri için bildiri yayımlayan hain İskilipli Atıf adına hastane açan, “Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme!” diye şiir yazan hain şeyhülislam Mustafa Sabri’nin adını imam Hatip Okulu’na veren bir zihniyete destek vererek kimlerle yoldaşlık yaptığını niye anlamak istemiyorsun?

*Ey Bahçeli sen Türklerin mi yoksa yeminli Türk düşmanlarının mı yanındasın? Yoksa AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulanlardan mısın?

*Ey bahçeli, kızma, kışkırtma! Yazdıklarımda yanlış var ise silmeye ve hatta özür dilemeye hazırım. Ama sen büyük Türk milletine kurulan mezhepçilik tuzağında rol aldığını niye görmek istemiyorsun?

*Ey Bahçeli! ABD gemilerine dönerek şükür namazı kılan kadrolarla aynı gemide bulunduğunu ne zaman anlayacaksın? Tertemiz Türk çocuklarını aldatmada rol aldığını ne zaman idrak edeceksin?

Ey Bahçeli, sizden olmasa bile partinizin tabanından umudumu kesmiş değilim. O temiz insanlar, bugün oynadığınız oyunu er geç görecekler ve gereğini de yapacaklardır.

HALİFECİLERİN YALANINI ÇÜRÜTTÜK

AKP’yi kuran zihniyet; halifeliğin kaldırılmasını, bugüne kadar hep “İngilizler istedi, Mustafa Kemal yaptı!” biçiminde anlattı ve halkın eğitimsiz kesimini de kandırdı.

Padişahlığın dinsel alanda devamı olan halifelik sistemi elbette ki demokraside olamazdı. Halifelik, devlet içinde devlet demekti. Bu yüzden de Mustafa Kemal ve arkadaşları emperyalist devletlerin iç işlerimize karışmada bir araç yapmaya kalkıştıkları halifelik düzenini 3 Mart 1924 tarihinde kaldırdılar.

Gericiler, bunu İngilizlerin istediğini yazarlar ve hep böyle konuşurlar.

Ama biz, bulduğumuz bir belge ile bunun tam tersini ortaya koyduk. Bu belge inkar edilemez biçimde gösteriyor ki halifeliğin kaldırılmaması için çabalayan devlet, dönemin en güçlü ülkesi İngiltere idi.

İngiltere, merkezi Londra’da olan Hint Müslümanları Cemiyetini kullanarak Ankara’ya başbakan İsmet Paşa’ya bir mektup bile göndertmişti. Mektupta, İngilizler, halifeliğin kaldırılmasını değil tam aksine kuvvetlendirilmesini istiyorlardı.

İşte bunu kapsayan mektubun 2 ayrı gazetede 6 ve7 Aralik 1923 tarihlerinde ç yayımlanan halini bulup, “İstiklal Harbi’nin Hukuk Cephesi İSTİKLAL MAHKEMELERİ (MECLİS Tutanakları)” adlı eserimizde yayımladık.

Bu mektubun sonrasında yaşananlar ve İstanbul İstiklal Mahkemesi’nin kararları da ayrıntılı biçimde bu çalışmamızda yer almaktadır. İngiliz-Amerikan ajanlığıyla övünen Kadir Mısıroğlu tarihçiliğine belgesel bir cevap olan bu kitabımız, aynı zamanda Büyük Millet Meclisi’nin yeri geldiğinde Mustafa Kemal’i bile dinlemediğini göstermesi açısından tarihsel kayıtlarla doludur.

Kurtuluş Savaşı’nın arka cephesi olan İstiklal Mahkemeleri’ni karalamak isteyenlerin de bu hilafetçiler olması ilginç değil mi?