KILIÇDAROĞLU, ERDOĞAN'IN SİNİRLERİNİ BOZMUŞ

Rıza Zelyut

AKP Grup Toplantısı’nda konuşan Erdoğan’ı izlerken şaşırdım. Çok öfkelenmişti. Belli ki Salı günü TBMM’deki konuşması ile CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Sayın Erdoğan’ın sinir uçlarına dokunmuş.

Ne konuşmuştu Sayın Kılıçdaroğlu?

FETÖ’nün siyasi ayağının bizzat AKP Lideri Erdoğan olduğunu açıklamıştı. Sorduğu 20 soruyla ve bu soruları açıklamasıyla FETÖ’yü devlete ekleyen ve hatta devlet organlarını FETÖ’ye teslim eden siyasi ayağın Erdoğan olduğunu dile getirmişti.

Erdoğan, bu iddialara cevap veremedi ve ne gariptir ki FETÖ’nün siyasi ayağa olarak CHP’yi göstermeye kalkıştı.

Sanki 1978’den sonra CHP’nin iktidar olmadığını bilmiyormuş gibi… Sanki son 18 senede iktidarda olan kendisi değil de Kılıçdaroğlu imiş gibi… Sanki PKK’lıları Habur’dan törenle içeri alan Kılıçdaroğlu imiş gibi… Sanki 2010 yılında referandum yapıp anayasayı değiştirterek Adalet Bakanlığı’nı ve yüksek yargıyı FETÖ’cülere teslim eden CHP imiş gibi… Sanki MGK’ye getirilen ve ordudan atılması istenilen FETÖ’cü subaylarla ilgili kararları imzamaladığını söyleyerek bununla övünen Kılıçdaroğlu imiş gibi…

Hangi birisini yazalım?...

Kılıçdaroğlu’nun sorlarına mantıklı cevap vermek yerine onu suçlayan Erdoğan belli ki güç durumda… Onun sözlerini ancak ve ancak partiden faydalanan belirli çevreler alkışlayabiliyor. Artık sıradan AKP’lilerin bile Erdoğan-FETÖ ilişkileri konusunda derin derin düşünmeye başladığını sanıyorum.

KUMPAS’I ALKIŞLAYAN ERDOĞAN’DI

AKP Lideri Erdoğan ve yandaşlarının ikide bir kullandıkları Baykal’a kurulan kaset kumpası işine gelecek olursak… Bu karanlık işi üstüne basa basa kullanan kim? Bu kumpası kullanarak Sayın Baykal’a saldıran kim? Dönemin başbakanı olan Tayyip Erdoğan, kaset kumpasına sahip çıkarak “Bu genel bir ahlaksızlıktır. Bu iş özel değildir, geneldir!” demedi mi?

Hatta aynı süreçte MHP Lideri Bahçeli’yi de kasetler üstünden tehdit etmedi mi? MHP’nin politikasındaki derin kırılmanın bu kaset işiyle ilgisi olabilir mi? Baykal kasetinin Erdoğan’ın onayıyla yayımlandığı iddiaları ise halen ortalıkta durmuyor mu?

HUMEYNİ’Yİ TAKLİT Mİ EDİYOR?

Dedim ya, sinirleri çok bozuk gözüküyor Sayın Erdoğan’ın… Son konuşmasını dinlerken aklıma İran İslam Devrimi’nin önderi İmam Humeyni geldi. Humeyni sonrasındaki İran, dünyaya İslam devrimi ihraç etmeye çalışmakla suçlanmaktaydı.

Bizim Cumhurbaşkanı da sanki öyle bir tutum içinde… Çünkü, Suriye rejimini değiştirmek ve araya kendi dünya görüşündeki bir rejimi egemen kılmak için çırpınıyor. Başka bir ülkenin rejimini beğenmiyor diye o ülkeye savaş açmak, rejim ihracının açık göstergesidir.

Suriye’de siviller ölüyor diyerek, oradaki eli kanlı IŞİD kökenli militanlara arka çıkmak, sadece Türkiye’yi değil Erdoğan iktidarını da ateşe atıyor. Daha önce de birçok kez yazdığım gibi, Erdoğan iktidarını bu Esat düşmanlığı ve İhvan sevdası yıkacak…

Sayın Erdoğan, İdlib’e yığılan dinci teröristleri korumak için Türk ordusunu bile riske atıyor. Oradaki mezhepçi yandaşlarını korumak için ülkemizin geleceği ile oynuyor ama, kendisi konuşurken TBMM’deki dinleyiciler arasından “Çolum çocuğum aç!” diye bağıran kendi vatandaşını duymuyor. Onlar kendilerini yaksalar bile önemsemiyor.

ABD’YE SARILDI

Daha önce birçok kez yazdım. Erdoğan ile Trump, 28 Haziran 2019’da Japonya’da anlaştılar. Türkiye, ABD’ye yanaşacak ama Trump da onu koruyacak, diye… Görüyorsunuz; İdlib işini bahane ederek Erdoğan, Rusya ile arayı açmaya başladı. Genelkurmay başkanı iken yapılan darbe hazırlıklarından haberi olmamakla tarihe geçen Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar NATO toplantısı düzenletip burada NATO’nun ve NATO ülkelerinin İdlib konusuna el koymalarını istedi.

NATO demek, ABD demek…

Yani Erdoğan, ABD’nin Suriye’de devreye girmesini istiyor.

Hani biz kaç yıldır bu ABD’ye, “Amerika Suriye’de YPG/PKK’yı destekliyor!” diye şiddetli sözler etmedik mi? Bizim için Suriye’de PKK’yı koruyan ABD mi yoksa ülkenin resmi devleti Suriye hükümetini destekleyen Rusya mı daha tehlikeli?

Özetin özeti: AKP’nin ve lideri Erdoğan’ın derdi, Türkiye’nin bekası değil kendilerinin bekasıdır. Bütün bu mücadeleler, AKP’nin iktidarda kalma mücadelesidir ve şehitlerimiz de bu yüzdendir.