YURT Gazetesi - Haber Merkezi
Sorunu çözmesi gereken yetkililer, ilgililer ise nedense sürekli açıklama yapıyor, iç karartan. Çanakkale Ayvacık’ta günlerdir süren sarsıntıların ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, yine malumun ilanını yaptı daha geçen gün; “İstanbul’da korkunç bir manzara bizi bekliyor. 7’nin üzerinde deprem bekliyoruz” diyerek.
Bakan Özhaseki, belediye başkanlarının uyamamasını da istiyor, depremle ilgili açıklama yaparken. Ama Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Sayın Bakandan önce davranmış. İlçe sınırları içindeki siteleri dolaşarak tek tek deprem gerçeğini anlatıyor.
Başkan Akgün deprem turunda Hasan Başkan, teknik ekibiyle birlikte hafta sonunda, depremde yıkılma riski bulunan ve dönüşüm kapsamında olan sitelerden bazılarının sakinlerini konuk etti. Belediye Toplantı Salonu’nda ağırladığı site sakinlerine İstanbul’un deprem bölgesinde olduğunu hatırlatan ve mutlaka depreme dayanıklı binalar yapılması gerektiğini belirten Başkan Hasan Akgün, konuklarının dönüşüm konusundaki sorularını da cevapladı.
Belediye Başkanı Akgün, riskli binalardan ve depremden korktuğu gerçeğini gizlemiyor. Büyükçekmece’de binaların genel olarak depreme dayanıklı olduğunu söyleyen Hasan Başkan, “Ancak arada çürük dişler var. Onları çekmek zorundayız. Klasik sözü bir kez daha hatırlatma yarar var. Deprem öldürmez, bina öldürür. Biz tedbirimizi almak zorundayız. Ülke ve İstanbul olarak çok ciddi tehdit altındayız. Çok ciddi tedbir almalıyız” şeklinde dillendiriyor kaygılarını.
Perhiz-turşu muhabbeti
Özhaseki, “Bilim adamlarının ortak görüşü 2030’a kadar Marmara denizinde deprem olacak. Yarın sabah da olabilir, şu an da olabilir, ama en geç 2030’a kadar deprem gerçeği ile yüz yüzeyiz. Bu deprem 7’nin üzerinde olacak. Deprem olacaksa belediye başkanlarının uyumamaması lazım. Vatandaşlar tedirgin olmalı. Bu gerçeği göz ardı edemeyiz” diyor. Sayın Bakan sormazlar mı adama, “Göreviniz vatandaşı korkutmak mı, bu korkunç manzaraya karşı önlem almak mı?” diye. Korkunç bir manzara müjdesi veriyorsunuz İstanbullulara ama öbür yandan da sözde “kentsel dönüşüm” adı altında “riskli alanlar”ın imara açılmasına da onay veriyorsunuz. “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” deyimi var Türkçemizde, işte tam buna uygun.