Mahkemede verilen tahliye kararını cezaevine gittikten sonra öğrendiğini anlatan Başer, “Hâkim adliyede tahliye kararı vermiş. Biz duruşma salonunun alt katında bekliyoruz. Bu karar bize iletilmedi. Cezaevine geri götürüldüğümüzde bekleyenleri gördük. Adli kontrolle serbest kalması talebinde bulunulan arkadaşlarımız vardı. Onların tahliye edildiğini düşündüm. Gardiyan tahliye edildiğimi söyleyince, ‘yanlışınız var. O diğer Süleyman’dır’ dedim. Meğer tahliye edilen benmişim” dedi.
Sadece siyaset yaptık
Tutuklandıktan 5 ay sonra iddianemenin hazırlandığını ve bir o kadar da duruşma günü beklediklerini kaydeden Başer, “Türkiye atmosferi ortada. Derdimizi anlatıp, suçsuzuz, demokratik siyaset hakkımızı kullandık. ‘Niçin burdayız?’ diye sormak için en az 1 sene beklemek gerekiyor” diye konuştu. HDP olarak sadece siyaset yaptıklarını, hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına inanmak istediklerinin altını çizen Başer, “Türkiye’nin 3. büyük muhalefet partisinin yapmış olduğu basın açıklamaları, kullanılan cümleler suç olarak gösterildi. O zaman biz iktidarı nasıl eleştireceğiz? Toplumun bizden talebini nasıl yerine getireceğiz?” dedi.
Hazırlanan iddianameyi ‘yamalı bohçaya’ benzeten ve Gaziantep katliamı sonrası katıldığı basın açıklamasının aleyhinde delil olarak gösterildiğine değinen Başer, “IŞİD’in eylemlerine karşı bir önlem alınmadığını söylemişim. Bunu benim aleyhime kullanıyorlar. Kaldı ki ben, Suruç katliamında hayatta kalanlardan biriyim. Bu patlamayada diğer patlamalar gibi, tepki göstermeyeceksem, insan olmamın ne anlamı var?” diye konuştu.(Cumhuriyet)