Şeytan dünyayı nasıl yönetiyor?

Ben özet bir cevap vereceğim. Ayrıntıları merak edenler, ‘Kur’an Açısından Şeytancılık’  kitabıma bakabilirler. Orada dehşet verici tablolarla karşılaşacaklarından eminim.

Bugünkü dünya şeytanın cenderesinde kıvranıyor. Şeytan, şerrin sembolü. Bu demektir ki, bugünkü dünya şerrin cenderesinde kıvranıyor.

Bugünkü dünyayı şeytan yönetiyor.

Sebep, elbette ki insanın tembellikleri, şehvetleri, gafletleri, dalâletleri, hıyanetleri, nankörlükleridir. Şimdi, tarihin diyalektiği, insanlığın ne yapıp nasıl bir tavır sergileyeceğine bakıyor. Sergilenecek tavra göre, yarınlar ya daha kahırlı olacak yahut da mutlu. Ama bu şekilde asla devam etmeyecek.

Evet, girdiğimiz yüzyıl iki ihtimalden birine gebe: Ya daha kahırlı bir dünya yahut da mutluluk, rahmet ve berekete açılmış bir dünya. Üçüncü ihtimal yok.

Şeytan, dünyayı kitlelerin başına geçirdiği piyonlarıyla yönetir. Şeytanın dostluğunda ileri derecelere yükselmek, Rahman’a ve insana düşmanlıkta yükselmiş olmakla eşanlamlıdır. Şeytanın piyonları arasına girmiş olmanın belgesel göstergesi ise şöyle veya böyle düşünmekten çok, ikiyüzlü olmaktır. Yani riyakâr ve takıyyeci.

Riya ve takıyye, düşündüğünüz ve iddialarınız ne olursa olsun, sizi doğrudan doğruya şeytanın piyonları çukuruna atar. O çukurdan çıkmanın tek şartı vardır: Riyakârlığı, takıyyeciliği bırakmak.


İBLİSLER PARLAMENTOSU

Büyük Müslüman düşünür Muhammed İkbal (ölm. 1938), Avrupalı sömürgecilerin oluşturduğu kuvvetler birliğine ‘İblisler Parlamentosu’ diyordu.

İkbal, insanlığın kahır kaynaklarından biri olarak ‘fî sebîlillah fesat’ (Allah yolunda fesat) üreten ikinci bir şeytanî kuvvet odağından da söz etmiştir: Hurafe ve aldatma dininin baronlarınca oluşturulan saltanat. Onun deyimiyle, Allah ile aldatanlar saltanatı.

İşte, dünyayı bugün bu iki şeytanî güç polaritesi (karşı kutuplu güçler sistemi) yönetmektedir. Birisi haçlı, birisi takkeli. Takke burada sembol. Kafasının dışı veya içi takkeli.

Türkiye’yi de haçlı ve takkeli şeytanî gücün ‘tam teslimiyet alanı’na sokmak istiyorlar. Şu anda, Türkiye’deki mücadelenin hararet kaynağı bu. Mustafa Kemal’den rahatsızlığın temel sebebi de bu… 

Şeytanın dünyayı yönetme icraatında gücün başını süper etki noktalarında oturan şeytanî kurmaylar çekiyor. Bunlar, tarihin amansız ve büyük zalimleri, şeytanın güçlü işbirlikçileridir. İstavrozluları var, namazlıları var.

Bir de bunlara bağlı, bunların piyonu ve hizmetçisi olarak iş gören ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf taşeron şeytan uşakları var. Taşeron şeytancıların en yamanları, İslam coğrafyalarında mekân tutmuş despot riyakârlardır. Bu şeytan yamakları, gücü, parayı, oyu Müslüman kitlelerden almakta ama hizmetlerini daima haçlı kurmaylara arz etmektedirler.

Bunlar için İslam, haçlı kurmayların onayladığı kadarıyla dindir.

Bunların din adına en becerikli oldukları şey, İslam’ın, haçlı kabulleri dışında kalan kısmının ‘o kadar da önemli olmadığı’ yolunda delil hazırlamaktır. Nitekim bunlar, şeytanın yeni Ortadoğu dini olan Ilımlı İslam’a destek için, İslam’ın temel iman şartı olan Kelimei Şehadet’in yarısını devreden çıkarıp ‘Muhammed Allah’ın Elçisidir’ kısmını dışta bırakmışlardır.

Bunlar, iki rekât namazı, üç gün orucu eksik olanları, vicdanları hiç sızlamadan ‘kâfir’ ilan edebilirken, İslam’ın iman formülünden Hz. Muhammed’in ismini çıkarmakta hiçbir sakınca görmeyecek kadar imansızlaşabilmekteler.

Önceki ve Sonraki Yazılar