​Siyasetçiler mi suçlu Volkswagen mi?

“Volkswagen skandalı” dünya otomotiv sektörünü ciddi biçimde sorgulanır hale getirdi ancak merak etmeyiniz birkaç gün sonra unutulup gidecek. Hatta dün şirkete yeni CEO atanacağı haberleri bile hisselerinin yükselmesini sağladı. İstifa eden eski CEO milyon dolarlarını alacak, bir süre dinlenip sonra ‘danışmanlık’ yapmaya devam edecek.

Çünkü, tüm dünyada olduğu gibi Almanya’da da siyasetçiler, otomotiv endüstrisini pek seviyor. Dünyanın birçok ülkesinde sektörü ilgilendiren yasa ve yönetmelik, üreticilerin onayı olmadan çıkmıyor. İstedikleri tavizleri alabiliyor, istedikleri araziye fabrika kurabiliyorlar… Birçok ülkede eski siyasetçiler, otomotiv şirketlerine danışmanlık yapıyor, yönetim kurullarında yer alıyor haliyle de daha güçlü lobi ilişkilerine sahip oluyorlar.

Almanya’dan örnek verelim: 2007 yılında Alman Otomotiv Sanayicileri Birliği Başkanı Matthias Wissmann, 1990’lı yıllarda araştırma ve teknoloji ile ulaştırma bakanlığı yapmış bir isim. Wissman, daha sonra Avrupa Birliği’nde çeşitli görevlerde bulunmuştu. Volkswagen’in lobi sorumlusu ise Thomas Steg. Gerhard Schröder döneminde başbakanlık idari işler yardımcısı olarak görev yapan Steg, bir dönem Angela Merkel’in basın sözcülüğü görevini de üstlenmişti.

Şu günlerde Avrupa’da ‘VW yolsuzluğu’ neden Almanya’da değil de ABD’de ortaya çıktı sorusu tartışılıyor. Hakikaten, Avrupa Birliği gibi çok sıkı kuralları olan, denetim mekanizmasının iyi çalıştığı bir bölgede de değil de neden yasaları farklılıklar içeren ABD’de ortaya çıktı bu usulsüzlük? Emisyon skandalını Amerikan ICCT Vakfı ortaya çıkardı. Bu vakıf bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon.

Hükümet de şirketin ortağı

Alman gazeteleri, bu durumu Almanya ve otomotiv endüstrisinin ‘sıkı dostluğuna’ bağlıyor. Örneğin Almanya’da 1960’lardan bu yana bir ‘Volkswagen Yasası’ olduğunu biliyor muydunuz?

‘Volkswagen yasası’ payı çok olsa bile hissedarın yüzde 20’nin üzerinde oy hakkına sahip olmasını yasaklıyor. Böylece Volkswagen hisselerinin yüzde 20’sine sahip olan şirketin merkezinin bulunduğu Aşağı Saksonya hükümeti, önemli kararlarda söz sahibi olabiliyor. Bu uygulama, birkaç kez rekabet eşitliğine aykırı olduğu gerekçesiyle Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda gündeme geldi ancak henüz değiştirilmiş değil.
Alman gazeteci Andreas Becker, Sol Parti’nin verdiği bir soru önergesi sonrası hükümetin sadece bu yıl, şirket yetkilileriyle en az 70 kez başbakanlıkta ve ilgili bakanlıklarda temaslarda bulunduğunu yazdı. Becker’in dikkat çektiği bir başka nokta ise otomotiv üreticilerinin devletten aldıkları yardım, sadece Volkswagen’e son iki yılda 12 milyon euro'luk devlet yardımı yapılmış.

Almanya’da konuşulan bir başka konu da çevre koruma standartları… Alman Çevre Vakfı’nın resmi belgelere dayanarak ortaya çıkardığı gerçeklere göre, yasalar çıkarılmadan otomotiv üreticilerine soruluyor, hatta bazı yasa maddeleri otomotivciler tarafından kaleme alınıyormuş. Bu durumda ‘Sahtekarlık neden Almanya’da ortaya çıkarılamadı ve bundan sonra ne olacak’ sorularına şirket yetkilileri mi Alman hükümeti mi yanıt vermeli sizce?

Önceki ve Sonraki Yazılar