Ersun Yanal ise daha önce Aykut Kocaman’nın da denediği 4-6-0’dan yana kullandı tercihini… İleri uçta organizasyonu Alper’e emanet eden Yanal’ın planının işlediğini söyleyebilir miyiz? Nispeten son vuruş becerisi ve teknik kapasitesi yüksek ayaklara ihtiyaç duyan 4-6-0, bu gece sahaya sürülen oyuncu malzemesine uygun değildi sanki…

İlk bir saatin Sergen Yalçın’ın beklediği gibi geçtiği söylenebilir. Bu sırada Fenerbahçe, hala spontan, düzenden uzak bir futbol anlayışıyla skor elde etmeye çalışıyordu. Herkes anahtar görevi gören Emre’nin beklenilen süre içinde işi bitiremeyince dışarı alınacağını düşünüyordu. Ama beklenen olmadı. Yanal, değişiklik hakkını alışılagelmişin dışına çıkarak ilerde organizasyonu yeterli sağlayamayan Alper’den yana kullandı. Gelgelelim Alper’in yerine giren Garry Rodrigues de yaraya merhem olmadı.

Yalçın’ın 79. ve 82. dakikada sprinter oyuncularını sahaya sürerek Fenerbahçe’yi arkadan, kontralarla vurmayı hedeflemesi karşısında Yanal, hamle yapmaktan neden kaçındı akıl alır gibi değil. Kontalara bel bağlayan fakat bununla birlikte bir puanın avuçları arasından kaymamasına da olabildiğince dikkat eden Yalçın, maç sonunda hedefine ulaşmayı başardı.

Yanal, pekâlâ ilk saatin ardından nistepen dengeli, bir puana fit bir oyuna kademeli geçiş yapan Malatyaspor karşısında defansı 3’leyebilir, 4-1’li ya da 4-0’lı başka denemeler yapabilirdi. Fakat Yanal, ikinci değişiklik hakkını 85. dakikaya kadar kullanmamayı yeğledi nedense… Doğru hamleler yapılsa dahi ileride bitirici bir oyuncunun yokluğunu hayli hisseten Fenerbahçe maçı kazanamayabilirdi. Fakat takımın ileride daha da etkin olacağını, Malatyaspor’u zorlayabileceğini de söylemek de güç değil. Yanal’ın formasyonu bu haliyle 4-6-0’dan ziyade 4-6-0-0’a benziyordu daha çok. Sonuca pek şaşırmamak gerek.

Ercan DALKILIÇ