Fenerbahçe Konyaspor maçı için spor yazarları ne yazdı?

Fenerbahçe Konyaspor maçı için spor yazarları ne yazdı?

Fenerbahçe'nin kendi evinde Konyaspor'u 5-1 mağlup ettiği karşılaşma hakkında spor yorumcularının fikirleri...

Yurt'tan Ercan Dalkılıç'ın yorumu

Kartlar dağıtılınca ve skor aşağı yukarı belli olunca oynama heyecanı kayboluyor ve izleyicinin seyir zevki de buna bağlı olarak sönümleniyor. Premier Lig vb üst seviye liglerde spot ışıklarının yoğunluğu altında öyle ya da böyle şova dönüşen bu endüstriyel oyunun bizde neden çoğunlukla (özellikle de kırışma nihayete erdiğinde) tavsadığını daha çok sorgulamamız gerekiyor sanırım. Süper Lig’in major ligler arasında kısa ve orta vadede yer alamayacağını tasavvur edecek olursak belki de genel averaj sistemi ile bazı değişikliklere gitmeliyiz, kim bilir?

Hürriyet'ten Uğur Meleke'nin yorumu

Fenerbahçe’nin iki haftadır oynadığı 4-3-3’te bir defansif orta saha, iki de çift yönlüye ihtiyaç var. Bu planda klasik on numaraya yer yok doğrusu. Aynı formasyonu oynayan Barcelona’da ve Liverpool’da on numaraya yer olmadığı gibi... Kruse döndüğünde 11’e girebilmesi için iki ihtimal görünüyor: Ya Yanal sistemi 4-2-3-1’e evirecek. Ya da Kruse’yi sol/sağ açıkta Moses veya Rodrigues’in yerinde kullanacak. Ki Kruse’yi çizgide verimsiz buluyorum ben.

Sabah'tan Gürcan Bilgiç'in yorumu

Zor görünen maçın bir anda farklı skor beklentileri taşıyor hale gelmesi, iki tempo oyuncusunun (Rodrigues- Moses) özelliklerini ortaya koymasıyla oldu. Müthiş golün öncesinde, bir de "Al da at" pasının sahibiydi Rodrigues. Eksiklerine rağmen Konyaspor'un o kadar çok kontrol etmesi gereken özne oluşturdu ki sahada Ersun Yanal, bir anda "dengeli" geçmesi beklenen maçın "dengesi" bozuldu.

Hürriyet'ten Güntekin Onay'ın yorumu

Fenerbahçe, ofansif zenginlik açısından sezonun en iyi ilk 45 dakikasını Konyaspor’a karşı oynadı. İlk yarım saatte 3 gol, 1 direkten dönen top ve rakip kale önünde kaçan fırsatlar. Özellikle kanatları etkili kullanan sarı-lacivertli ekip golleri ve pozisyonları hep kenarlardan getirdiği toplarla buldu. Rodrigues, etkili ve yaratıcı oyununu öyle bir seviyeye taşıdı ki, kağıt üzerinde hem defansif olarak hem de ofansif olarak güçlü görünen Skubiç- Ömer Ali ikilisi sanki sahada yokmuşçasına rahat hareket etti. Fenerbahçe’nin güçlü hücum oyununun beraberinde savunmada da ilk yarıda Konyaspor’a hiç fırsat vermediğini de vurgulayalım. İkinci yarıda skorun da getirdiği avantaj ile birlikte

Fotomaç'tan Erman Toroğlu'nun yorumu

Bence maçın kahramanı Gustavo. Müthiş mücadele ediyor. Rakibi bozuyor. Rakibinle futbol kavgası yapıyor. Topu iyi yerlere oyun sokuyor. Etkili yerlere mızrak gibi giriyor. Fenerbahçe takımında dalga geçen yok. Herkes oyunun içinde. Topu rakibe verdiklerinde hemen kendi kalelerini korumaya kalkıyorlar. Bu büyük avantaj. Top tekniği yüksek oyuncuları var. Topu iyi kullanıyorlar. Daha iyi olurlar mı? Olurlar. Ozan Tufan da geçen dönem Fenerbahçe'deki durgunluğunu atmış durumda. Geniş saha bulduğu zaman iyi driplingler yapıyor..

Milliyet'ten Şansal Büyüka'nın yorumu

İddia ediyorum, bizim Süper Lig’de “hızlı hücuma“ hiçbir takımın savunması direnemez… Çünkü bizim lig maalesef “yürüme“ temposu ile oynanıyor… Biraz hızlandın mı, rakip az adamla yakalanıyor, hazırlıksız yakalanıyor ve senin önüne “duvar“ örmesine fırsat kalmıyor… Fenerbahçe bu “hızlı hücum anlayışı“ ile bu sezon deplasman maçlarında sadece 3 gol yiyen Konyaspor’a 27 dakika içinde 3 gol atmayı başardı… Vedat Muriç ile kaçan çok açık iki tehlikeyi de sayarsanız, ilk yarı 5 bile olurdu

Fotomaç'tan Gürkan Kubilay'ın yorumu

Bu maça kadar ceza alanı dışından şut ile golü olmayan F.Bahçe, yine bu maça kadar ilk 30 dakika içinde gol yemeyen Konya'ya iki istatistiği de yok eden golü 11. dakikada Garry'nin müthiş şutu ile buluyor, bununla yetinmeyip, 13. dakikada Moses'ın getirdiği topta Zanka ile 2'yi buluyordu. Ama Skubic'in ortasında Serdar'ın kendi kalesine attığı gol, sihiri 1 dakika sonra bozuyordu. 16 dakikada 3 gol, 1 direkten dönen topun tümü F.Bahçe üretimi idi ve müthiş bir başlangıçtı, yetmedi, ilk yarının en iyisi Garry getirdi, Ozan attı. Kanadı, 'kanat adamı' ile oynayınca, Türkiye'nin ilk 30 dakikada 'en çok gol atan' takımı F.Bahçe coştu. Bundan önce 8 karşılaşmada, ilk 30 dakiklarda 5 golü vardı. Konya'ya bir maçta 3 gol attı..

Milliyet'ten Ercan Güven'in yorumu

Tüm deplasmanlarında 3 gol yemiş Konyaspor 45 dakikada üç gol görüyor Kadıköy’de… O “1” de Serdar’dan kendi kalesine… Açık söyleyeyim, Ömer Ali’nin performansını gölgeliyor Konyaspor’un oyun formatını icat eden akıl…Ömer’i milli takıma niye almıyorsunuz bile diyemiyoruz. İkinci yarı Konyaspor’un son kozlarını oynama ve çöküş zamanı. İzin veren Fenerbahçe’nin önde olmaktan kaynaklı rehaveti. Emre’nin çatlak kaburgası nüksedince orta saha zayıflıyor ama Ozan hala sahada. Serdar sakatlanınca Sadık hazırda. Ve tekrar ortaya çıkan Fenerbahçe zaafı: Yeteri kadar oynamak. Nedendir bilinmez; Fenerbahçe kazandığı maçlarda “yeteri kadar” oynuyor. Sanki sermayeden yiyecek. İşte bu noktada mesele Ersun Yanal’ın omuzlarında. Skor tabelasına bakmalarını mı yasaklar, yoksa başladığınız gibi bitireceksiniz diye direktif mi verir bilemem, ama Fenerbahçe’nin galip durumda frene basması tedirgin ediyor insanları. Sonradan gazlamasının mest ettiği gibi.