AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı: “Mankurtlar, milletin silahını, millete karşı kullandılar”

Ak Parti’li Bostancı, “15 Temmuz’da mankurtlar milletin düşmana karşı kullanmaları için verdiği silahı, millete karşı kullanarak gazi Meclis’i bombaladılar. Buna cüret edenlerin nasıl cezalandırıldığını millet ve hukuktan biliyoruz" dedi.

AKP’nin Meclis Grubu Başkanı Naci Bostancı, Meclis Genel Kurulu’nun, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı özel oturumunda; “15 Temmuz’da mankurtlar milletin düşmana karşı kullanmaları için verdiği silahı, millete karşı kullanarak gazi Meclis’i bombaladılar. Buna cüret edenlerin nasıl cezalandırıldığını millet ve hukuktan biliyoruz" dedi.

TBMM Genel Kurulu, 23 Nisan özel gündemi ile toplandı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop'ın açılış konuşmasının ardından AKP’nin Meclis Grubu adına AKP Grup Başkanı Mehmet Naci Bostancı konuştu.

TBMM'nin 101 yaşında olduğunu anımsatan Bostancı, "23 Nisan Milli Egemenlik ve çocuklarımızın, tüm dünya çocuklarının bayramı kutlu olsun. Başta Atatürk ve yol arkadaşları olmak üzere geçmişte görev yapmış tüm milletvekillerimizi, şehitlerimizi, gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum" dedi.

Bostancı, “Onlar ülkenin farklı şartlarında üzerine düşeni en iyi şekilde yapmak için canla başla çalıştılar. Daha 23 Nisan 1920’de son derece zor şartlarda bu meclis açıldı. Bir kez daha hatırlayalım. Birinci Dünya Harbi’nde Çanakkale’den Yemen’e, Kafkas Cephesi’nden Galiçya’ya kadar çok geniş bir alanda bu toprakların çocukları ülkeleri için çarpıştı, şehit ve gazi oldu” diye konuştu.

Bostancı'nın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“BAŞKA DÜNYALARIN İNSANLARI"

Mondros Mütarekesi’nin kasvetli havasında bu ülkenin evlatları her koldan işgale şahit oldu aynı zamanda. Bu tür altüst oluş dönemlerinde tarihin parlak ışığı, kahramanları ötekilerden en açık şekilde ayırır. Sadece bir örnek vermek isterim. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalini telgrafla İstanbul’daki Umum Müdürlüğü’ne bildiren vatanseverlerle, ‘Kim bu ortalığı karıştırmak isteyen kişi, uydurma haberlerle milletin huzurunu bozuyor, derhal gereken yapılsın’ diyen sadrazam elbette bambaşka dünyaların insanlarıdır.

AYNI SAFTA BİRLEŞMEYİ GEREKLİ KILAR

Ülkenin varlığı, dirliği söz konusuyken İttihat Terakkici ve Hürriyet İtilafçı hasımlığı dahi bir mazeret sağlamaz. Çünkü hangi partiden, hangi zihniyetten olursan ol, şartlar; her farkı elinin tersiyle itip, ülken için, bu güzel ve onurlu insanların hayatı ve geleceği için aynı safta birleşmeyi gerekli kılar. Sadece bunu yapanlar ve yapmayanlar vardır.

CUMHURİYET'İN İLANIYLA TAŞLAR YERİNE OTURMUŞTUR

Atatürk’ün askeri ve siyasi dehası; ‘hür yaşadım, hür yaşarım’ diye haykıran insanları ideal için birleştirmesinde, en ümitsiz zamanlarda mücadele inancına rehberlik etmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti’ni bu kritik süreçlerden yol arkadaşlarıyla birlikte çekip çıkartmasında yatar. Dönemin şüphesiz en önemli ve hayati kararı Erzurum ve Sivas Kongreleri’nden sonra Millî Mücadele’nin kalbi olan Meclis’i açmaktır. Bu tarihten yaklaşık 3 buçuk yıl sonra Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle sistemin taşları yerine oturmuştur. Çünkü Cumhuriyet, reşit ve mümeyyiz vasfı olan insanların rejimidir. O yüzden fazilettir.

GAZİ MECLİS'İ BOMBALADILAR

101 yıl içinde bu Meclis, tek parti dönemini, Terakkiperver ve Serbest Fırka’ları gördü, çok partili hayata geçişi gördü, 60 ve 80 darbeleriyle kapatıldı, 71’de paranteze alındı, 28 Şubat’ta üzerine vesayetin gölgesi düşürüldü. 27 Nisan’da istikamet verilmek istendi. Nihayet 15 Temmuz’da mankurtlar milletin düşmana karşı kullanmaları için verdiği silahı millete karşı kullanarak gazi Meclis’i bombaladılar. Buna cüret edenlerin nasıl cezalandırıldığını, millet ve hukuktan biliyoruz.

SİYASİ REKABET BU ORTAKLIĞI GÖLGELEYEBİLİR

101 yıldan çıkarılacak bazı sonuçlara gelince, birincisi her türlü görüş ayrılığının ötesinde kaderimizin nasıl da ortak olduğu gerçekliğidir. Bazen siyasi rekabetler, bu kader ortaklığını gölgeleyebilir. İşte Meclis’in açılışının anıldığı böylesine günler, gölgede kalanın farklı siyasetler tarafından bir kez daha gün ışığına çıkarılması için bir fırsat sunar.

ORTAK BİR AKLIN ZEMİNİNDE MÜMKÜN

İkincisi millet iradesinin temsil edildiği bu alanda her tür müzakere çok kıymetlidir. Çünkü milletin nabzı burada atar. Elbette sadece akılcı sözlerden, saygı içinde cereyan eden konuşmalardan değil, kimi zaman harareti yükselen tartışmalardan hatta mübalağa sanatına başvurulan ve dinleyen için bir eza ve cefaya dönüşen haykırmalardan dahi çıkartılacak sonuçlar vardır. Ancak takdir edilmelidir ki Meclis’in görevini bihakkın yapabilmesi, anlamı seste değil sözde arayan bir ortak aklın zemininde mümkündür. Üçüncüsü, ülkeleri yönetmek kolay bir iş değildir. Sınırlı kaynaklarla sonsuz talepler arasında dengeyi kurmak gerekir. Eleştiriler değerlidir, ancak şartların tabiatında bu dengenin gözetildiği sahici eleştirilerin herkes tarafından çok daha fazla dikkate alınacağı muhakkaktır.

TBMM'NİN 101'İNCİ YAŞINI KUTLUYORUM

Bugün kadar yarının da önemli olduğu bilgisinde damıtılmış bir irfanla sözlerini tarihe düşürenlerin meclisini, TBMM’yi 101’inci yaşında kutluyor, nice yüzyıllar boyunca millet iradesinin mekânı olarak vazife yapacağına tüm kalbimle inanıyorum. Yüce Meclis’in hayatını kaybetmiş üyelerini minnet ve şükranla anarken bugünkü üyelerine saygılarımı sunuyorum.