En kötü sendikalaşma oranı Türkiye’de

En kötü sendikalaşma oranı Türkiye’de

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda TBMM Bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, TBMM çatısı altında taşeron firmalar üzerinden çalışan istihdam edilmesini eleştirdi.

Başkan Vekilinin bir soru önergesine vermiş olduğu yanıttan bu durumu öğrendiklerini belirten Beko, eldeki bilgilere göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 16 ayrı taşeron firma personelinin çalıştığını söyledi.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesi kapsamında istihdam edilen 4/A statüsünde 1.995, 4/B statüsünde 990, 4/D statüsünde sürekli işçi 963 personelin, 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu'nun 30'uncu maddesi kapsamında 1.795 sözleşmeli personelin görev yaptığı vurgulayan CHP Milletvekili Beko, 4/D statüsünde sürekli işçi olarak çalışan 963 personelin 743'ünün taşerondan kadroya geçen, 220'sinin ise kaldırılan Başbakanlıktan kuruma geçen personel olduğunu da öğrendiklerini ifade etti.

Taşeron firmalar üzerinden istihdam edilen personelin derhâl kadroya geçirilmesini talep eden Beko, sendikalarla ve TBMM’de görüşülmeden kanun hükmünde kararnameyle yapılan düzenlemelerin taşeron sorununu çözmediğini, aksine, yıllarca devam edecek adaletsizlikler ve yeni sorunlar yarattığını vurguladı.

“Taşeron işçiye kadronun kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmesi Anayasa'ya aykırıdır” diyen Kani Beko, şunları söyledi:  “Hükûmetin tüm taşeron işçilere koşulsuz kadro sözü gerçek çıkmamıştır. 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle taşeron işçilerin büyük çoğunluğu kadrolu kamu işçisi olmamıştır. Belediye ve il özel idarelerinde çalışan yaklaşık 450 bin taşeron işçiye kamu işçisi kadrosu verilmemiştir.”

Türkiye’nin, en kötü sendikalaşma oranı ve düşük toplu iş sözleşmesi kapsamıyla OECD ülkelerinin sonuncusu olduğunu vurgulayan CHP Milletvekili, OECD verilerine göre Türkiye'de 2017 yılı için sendikalaşma oranını yüzde 8,6, 2016 yılı için toplu iş sözleşmesi kapsamını ise yüzde 7 olarak açıkladı.

“Türkiye'de sendikal hak ve özgürlüklerin anayasal ve yasal güvence altına alınmış olduğu unutulmamalıdır. O nedenle de, genel anlamda sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmak ve işçi, memur, emekli tüm kesimlerin sendikal hakları korunmalıdır” şeklinde konuşan Beko, devamla şunları söyledi:

“Türkiye'de uygulanmakta olan tüm vergi kanunlarında öncelik vergi adaleti sağlanması olmalıdır. Doğrudan ve dolaylı vergilerin en büyük ödeyicisi olan işçileri işverenlerle aynı oranlarda vergilendirmek haksız ve adaletsiz bir uygulamadır. Aylık brüt geliri 4.500 TL olan bir işçi 2019 yılında gelir ve damga vergisi toplamı olarak 9.359 TL ödemektedir. Diğer bir ifadeyle, on iki aylık çalışmasıyla elde ettiği net gelirin yaklaşık üç aylık karşılığı kadar vergi ödeme yükümlülüğüyle karşı karşıya kalmaktadır.