Einstein’ın ‘izafiyet teorisi’ çöküyor mu?

Einstein’ın ‘izafiyet teorisi’ çöküyor mu?

Prof. T. Yarman, Prof. M. Arık ve Prof. V. Rozanov’un, 2007’de, yaptıkları ve yeni bir yer çekimi nazariyesinin temelini oluşturan, öngörülerinin, tahkikini, hedef alan deneyler; önce 2008'de, Minsk'te Belarus Universitesi'nde, sonra ise,  2014’de, İÜ Fen Fakültesi’nde, Prof. Alexander Kholmetskii'nin önderliğinde, gerçekleştirildi.

Söz konusu yeni nazariye; Einstein’ın Genel Görelilik (Yerçekimi) Kuramı’nın sonuçlarına, Büyük Usta’nın izlediği yoldan bambaşka bir yoldan (enerji korunumdan hareketle), ulaşılmasına, imkân bahşediyordu... Ancak; her iki nazariyenin öngörülerinin birbirlerine, ölçüm aletlerinin yettiği duyarlılık içinde “aynı” gelmesine karşın; onarılamaz çelişkiler sergiliyor olması, şaşırtıcıydı.

O kadar ki, yeni nazariyeye göre, örneğin, kara delikler yoktu.

Bu ilginç durum, daha 1999’da, Fransız NASA’sının (ONERA), Araştırma Genel Direktörü, Prof. C. Marchal’ın ve maiyetinin dikkatini çekmişti. Bu çerçevede, ONERA, söz konusu iki nazariyenin öngörüleri arasındaki küçük farkı ölçmek üzere, harekete geçti; ama eldeki aletlerin duyarlılığı, “farkı” ölçmeye, yetmedi. ONERA; Prof. Yarman’dan, ilk elde akla gelenlerden başka deneyler düşünmesini, istedi.

Prof. Yarman sonunda; Prof. M. Arık ve Prof. V. Rozanov ile birlikte, 2007’de Moskova’da gerçekleşen ‘Physical Interpretations of Relativity Theory’ Toplantısı’na; aradaki farkı, çarpıcı biçimde ortaya çıkartan, bir öngörü sundu. Yarman-Arık-Rozanov öngörüsüne göre; dönen bir tepsinin ucuna yerleştirilmiş olacak, örneğin nükleer bir saat; Einstein’ın, Yerçekimi Kuramı’nın ve Evren Davranışbilimi’nin temeli sayılan öngörüsünün, işaret ettiği katsayı kadar değil, bunun, yaklaşık iki katı kadar, geri kalmak durumunda, olmalıydı. Söz konusu sava; 2007’de, Belarusya Devlet Üniveritesi Öğretim Üyesi Prof. Alexander Kholmetskii ve arkadaşları da ilgi gösterdiler. En başında, Einstein’ın öngörüsünü doğrulayacaklarına inandıklarını içtenlikle itiraf edecek olsalar da, deney için kolları sıvadılar.  2008’de, deneyler sonuç verdi. Einstein’ın öngörüsü deneysel gözlemlerle hiç örtüşmüyordu. İvmeli harekette; ivmenin etkisine; bir tek yer değiştirme etkisi, yetmiyordu. Bunun yanı sıra, Yarman-Arık-Rozanov’un öngörmüş oldukları gibi, münhasıran ivmenin etkisi, ayrıca, dikkate alınmak gerekiyordu.

Bu gelişme uzantısında, neredeyse yüz yıldır, bir yanda atom dünyasına, öbür yanda gökyüzüne dönük, farklı farklı çizgilerde gelişmiş tasavvurlarımızın, nasıl olup da bir türlü bağdaştırılamadığı, önemli ölçüde, açıklık kazanmış oluyordu. Madde, bir “kuvvet alanına” bağlandığı zaman, “durgun kütle”, enerji korunumu gereği, bağlanma enerjisi kadar azalacaktı.

Başka bir deyişle, beklenecek olduğu şekliyle, esasen, gökyüzü atom gibi, atom ise gökyüzü gibi davranıyordu.

Böylelikle, madde ve kâinat tasavvurumuz, benzersiz biçimde bütünleşiyor, öteki türlü çelişkili cenderelerde olan zihinlerimiz, rahatlıyordu. 2008 Deney Sonuçları, saygın bilim dergilerinde yayınlandı. 2009’da da, Il Nuovo Cimento Dergisi’nin “Kapak Konusu” oldu.