Toplumdaki ahlak çöküntüsü

Kimse kızmasın! Yöneteni ve yönetileni ile bu toplumun değer yargılarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yıllar önce “halk” kavramını eleştiren ya da kötüleyenlere karşı şiddetle tepki gösterirdim. Ancak süreç içerisinde, bu eleştirilerin çok da yanlış olmadığını tespit ettim.

Şu hale bakın! 8 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz edildiği, tüm kanıtlarıyla ortadayken, adalet mekanizmasının verdiği karar tam bir karabasan, bir kabus, bir adalet trajedisidir. 150 yıl hapis cezası istenen sanıklar, 3,5 yılla yırttı. Neymiş efendim; tecavüz eyleminde kızın rızası varmış.
Allahtan korkun! Tecavüz suçunda “rıza göstermek” ne demektir? Rıza gösteriliyorsa, nasıl oluyor da bu olay “tecavüz” olarak nitelendiriliyor. Tecavüz, bir zorlamadır! Ortak bir irade ürünü değildir. Daha önemlisi, 8 yaşında bir çocuğun “rıza göstermesi” hangi ahlak, hangi hukuk, hangi sosyolojik gelişim, hangi pedagoji ve hangi psikoloji ile açıklanabilir?
Olsa olsa bunun tek açıklanabilir yanı, feodal kültürün sonucu olarak anlatılabilir. Bunun da vicdan ve insanlıkla, hukuk ve adaletle ilişkilendirilmesi mümkün değildir.

***

Bir ülkede, “pedofili” (küçük çocuklara düşkünlük ya da amiyane tabiriyle sübyancılık) manyaklığının önüne geçilememişse, kadınlar; uydurma ve adına “töre” denilen, saçma sapan “ahlak değerleri” ile sokak ortasında infaz ediliyorsa, o ülkenin kültürel gelişmişliği hangi kelimelerle açıklanabilir?
AKP iktidarının hüküm sürdüğü 13 yıl içerisinde, “çift hukuk” anlayışı, fiilen kendini gösteriyorsa, hukukun hangi evrensel boyutundan bahsedilebilir?
Laikliği; “dinin kutsallığını devlet ile karşı karşıya getirilmesi” olarak algılayan bir siyasi iktidarın, cumhuriyet ve demokrasi söylemleri ne kadar inandırıcı olabilir? Özgürlük adına hergün atılan nutukların ciddiyeti olabilir mi?

***

Tecavüze uğrayan o kız çocuğu ile ilgili iktidar mensuplarından tek bir değerlendirme, eleştiri ya da herhangi bir tepki duydunuz mu?
Ben duymadım… Duyamazsınız da…Çünkü, aynı feodal kültürün etkisinden kendilerini kurtarabilmiş değillerdir. En çok edebilecekleri söz; “yargı kararlarına saygılı olmak” gibi sıradan bir cümle olabilir. Yasak savma ya da geçiştirme... Ancak bunu söyleyebilirler.
Biraz istatistiklere baktım… 13 yıllık AKP iktidarı döneminde, cinayet, hırsızlık, fuhuş, tecavüz, kadına şiddet gibi suçlar kat be kat arttı. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 100 binin üzerinde… İktidar sahipleri, neredeyse hapishane sayısı ile övünür hale geldi. Ve söylemesi bile rahatsızlık veriyor. Ne yazık ki toplum olarak bir ahlak çöküntüsü içerisinde debelenip duruyoruz.
Genel politikaları işin içerisine katmıyorum. 13 yılda, 90 yıllık cumhuriyetin ekonomik kazanımlarının “özelleştirme” adı altında nasıl çarçur edildiği, borç miktarının 13 yılda nereden nereye geldiği, dış politikada yenilen herzelerin, ülkenin başına ne belalar açtığı ve dünyada giderek yalnızlaşan bir ülke yurttaşı olmanın hüznü bu söylediklerime dahil değil. Onları da siz ekleyin! Ve 7 Haziran’da sandığa giderken, bütün bunları göz önüne getirerek, tercihinizi yapın!

Önceki ve Sonraki Yazılar