Türk toplumunda “Hep Birileri yapsın Beklentisi”

Türkiye’de gidişat iyi değil, ekonomi can çekişiyor, siyasi alanda tüm dünyada yalnız kalmışız, iç Siyaseti kurtarmak için birileri Ege’de savaş çığlıkları atıyor, Ayasofya da show yapılıyor, bunlar yetmiyor, her seçim öncesi yapıldığı gibi “idam geri gelsin” nakaratı tekrarlanıyor.

Türk toplumun aydınlık  kısmı olarak nitelendirilebilecek kitle ise inanılmaz bir vurdumduymazlık içinde kendilerini hiçbir şekilde rizikoyu atmadan birileri gelsin şu memleketi kurtarsın diye bekliyor. 

Geçenlerde önemli bir siyasetçi dostum “Bu ülkede siyaset yapanların %85’i kendi kişisel ikbal ve çıkarları için siyaset yapıyorlar, kalan %15’i de onların yaptığı pisliği temizlemekle uğraşıyor” demişti. 

Okula yollanınken ailesi tarafından “Aman, Siyasete bulaşma” Lafını duymayan insan yoktur eminim. Toplumun beynine işlenen “siyasetin kötü, kirli” bir uğraş olduğudur. Şu anda bazı siyasetçilerin yaptıklarını görünce bu önyargıyı katılmamak elde değil ama toplumun güzide insanları siyaset dışında kaldıkça toplumdaki bu siyaset kötü bir iştir algısı sürecek gibi. 

Siyasetten uzak tutulan becerikli ve pırıl pırıl beyinler siyaset dışında kaldıkça, cahillerin, liyakatsız, kroların önü açılıyor, İktidar oluyorlar ve “siyasete bulaşmamış” olan eğitimlileri bir davar çobanı gibi yönetiyorlar. 

Memleketi esas yönetmesi gereken aydınlar, eğitimli insanlar bu sorumluluktan kaçmak için kendilerine binbir bahane buluyorlar. 

1982 anayasası partiler kanunu değişmedikçe bu ülke düzelmez, tek adam parti düzeni ortadan kalkmalı, 

İktidadar şunu yaptı, bunu yaptı,

Bu muhalefet ile bir yere varamayız, 

Eğitim şart, önce eğitim olmalı, 

Toplumlar hak ettikleri yönetimler ile yönetilirler, 

Bu millet koyun, bunlarla bir yere gidilmez..

Gibi klasik, kendi öz sorumluluğunu sorgulamayan, rizikoya girmeyen, kendi rahatından başka hiç bir şeyin önemli olmadığı oppurtinist, korkak bir yaklaşım içindeyiz. Öz vicdanımızı rahatlatmak için yaptığımız en büyük eylem sosyal medyada kalem silahşörlüğü. (Korkudan bunu da yapamayanlar var) 

Yinede bu ülkede çok cesur aydınlık yüzler var, bu cesur yürekler yolsuzluklar, adelet, kadın-çocuk hakları, işçi hakları, çevre katliamı gibi birçok ihlalden ötürü sokağa çıkıp dayak yiyorlar, tutuklanıyor,  hapse atılıyorlar, memleketlerini, insanlık haklarını savunuyorlar. 

Kendi öz rahatlarından başka hiç bir şey düşünmeyen, suskunlukları İle antidemokratik uygulamalara destek veren bu lümpenleri gördükçe, Karadeniz’de yaylasını korumak için jandarmanın önünü kesip, “KİMDİR DEVLET ? 


DEVLET BENİM” diyen Havva anaya saygım bin kat daha artıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar