Askeri aracın Galata Deresi'ne düşmesi sonucu akıntıya kapılan Mehmetçiğin cansız bedeni, kaybolduğu alandan yaklaşık 800 metre ileride bir
ağacın yanında bulundu.

Şehit askerin naaşı, arama kurtarma ekiplerince bota alındı. Bölgeye cumhuriyet savcının gelmesi bekleniyor.

Sağanak nedeniyle dün öğle saatlerinde Galata Deresi'nin debisi yükselmiş, karşıya geçemeyen vatandaşlar polisten yardım istemişti. Su seviyesinin yükselmesi nedeniyle karşı kıyıya geçemeyen polis ekipleri, askerden yardım talep etmişti. Bunun üzerine gelen ekipler, vatandaşları kurtarmak için
çalışma başlatmıştı.

Karşı kıyıya geçmek isteyen, içerisinde 4 asker, 2 polis ve 1 vatandaşın bulunduğu zırhlı personel taşıyıcı, Kiremithaneler mevkisinde dereye devrilerek akıntıya kapılmıştı. Araç içerisindeki 3 asker, 2 polis ve vatandaş kendi çabaları ve çevredekilerin yardımıyla kurtarılırken, 1 asker akıntıya kapılmıştı.

Tekirdağ Saray'da dün sele kapılıp şehit olan askerin, Topçu Onbaşı Sefa Parhan olduğu belirtildi. Bugün saat 08.00 sıralarında başlayan arama çalışmalarına dalgıç polis ekipleri ve İstanbul Deniz Arama Kurtarma ekipleri de katıldı. Sel sularının büyük ölçüde çekildiği bölgede, askeri aracın geçerken düştüğü köprü de ortaya çıktı. Yaklaşık yarım saat süren çalışmaların ardından İstanbul'dan gelen Deniz Arama Kurtarma ekibi ve dere içerisinde arama yapan dalgıç polis ekiplerince kaybolan Topçu Onbaşı Sefa Parhan'ın cansız bedeni, bir ağaca sarılı vaziyette bulundu. Kurtarma botuna alınan şehit asker Parhan'ın cansız bedenin üzeri, askeri yağmurlukla örtüldü. Deniz Arama Kurtarma ekibinin baş kaptanı Umar Zamanoğlu, şehit askerin cansız bedeninin aracın düştüğü köprüden yaklaşık 500 metre ileride bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:

"İstanbul'dan gelen Deniz Arama Kurtarma ekiplerimiz, sabah saatlerinde çalışmalarına başladı. Yaklaşık 30 dakika sonra cansız bedenine ulaşıldı. Şu anda bota alındı, olay yerine savcımız bekleniyor. Şehidimiz donmuş bir vaziyetteydi, ağaca sarılmış, tutunmuş kendisi, beklemiş. Tabii bunu uzmanlar nitelikli araştırmayı yaptıktan sonra ortaya çıkacaktır. Ancak bizim gördüğümüz kadarıyla tutunmuş diye görüyoruz. Ortalama 500 metre ileri mesafede bulundu."

Şehit askerin cansız bedeninin bulunması bölgedeki arkadaşlarını gözyaşların boğdu. Dünden bu yana arama kurtarma çalışmaları yakından izleyen 3'üncü Kolordu Komutanı Korgeneral Mehmet Daysal da bölgeye gelerek şehit askerin bulunmasıyla ilgili bilgi aldı.

Şehit topçu onbaşı Sefa Parhan'ın terhisine 17 gün kaldığı ve Şanlıurfa nüfusuna kayıtlı, ancak ailesinin İzmir'de yaşadığı belirtildi.

SELE KAPILAN ARAÇTA BULUNAN AKSOY:HERKES BİR YERLERE TUTUNDU

Tekirdağ Saray'da topçu onbaşı Sefa Parhan'ın sele kapılarak şehit olduğu araçta bulunan ilçede emlakçılık yapan 26 yaşındaki Murat Aksoy, yaşadıkları hayatta kalma mücadelesini anlattı. Çerkezköy Devlet Hastanesi'ndeki kontrolünden sonra taburcu edilen Aksoy, ölümle burun buruna geldiğini, çok korktuğunu söyledi. Aksoy, şunları anlattı:

"Çok yağış oldu, dereler taştı. Sonra askerler ve polisler vardı. Derenin karşısındaki yolda yardım isteyenler vardı. Sel suları dere yolunun üzerinden aktığı için mahsur kalmışlardı. Daha sonra zırhlı personel taşıyıcı aracı geldi. Mahsur kalanları kurtarmak için 4 asker, 2 polis ve ben araca bindik. Araçla karşıya geçerken sol taraftan beton gibi bir yere çarptığımızı hissettim. Çarpmadan sonra araç sel sularında sürüklenmeye başladı. Biz dere sularına kapıldık ve su aldığını fark ettik. Aracın üst kapağı açıktı 400 metre sürüklendikten sonra oradan dışarı çıktık. Açık olmasaydı hepimiz boğulurduk. Sağ tarafa doğru yattığında biz de kapaktan dışarı çıktık. Hemen atladık içinden, akıntıya kapıldık. Bazıları çok su yuttu, bir yerlere tutunmaya çalıştık. 1-2 defa dalıp çıktım ve sığ bir noktaya geldim. Ayağa kalkıp kendimi sabitlemeye çalıştım. Üzerimdeki montu çıkardım herkes o anda bir yerlere tutundu."

'BEN YÜZME BİLMİYORUM' DİYORDU

Sel sularına kapılan askerin bir ağaca tutunduğunu bir süre sonra gözden kaybolduğunu anlatan Aksoy şunları söyledi:

"İki asker iki ağaç vardı derenin ortasında ona tutundular. Kepçe ve halatla yardım edip bizi kurtarmaya çalıştılar. Beklediğimiz sırada askerin sesini duydum, 'Ben yüzme bilmiyorum' diyordu. Sonra gitti, diğer asker arkadaşı da arkasından 'Gitti' diye bağırdı. Asker gözden kayboldu. AFAD ve polis ekipleri botla nehre girip bizi kurtardılar. Kurtarma sırasında bile çok zorlandılar, akıntı vardı. O askerimiz bir yerlerde tutunmuştur diye umuyordum. Ben o an ölümle burun buruna geldiğimi hissettim. Suya battığımda öleceğimi zannettim. Kendimi toparlayınca kurtuldum diye düşündüm. Çok farklı bir duyguydu, bir anlık boşlukla bir anda sele kapılabilirdim. Yüzerek geçmek bile aklıma geldi ama akıntı çoktu. Sonra bot gelip kurtardılar."