Varsa, yoksa!

Bir şey öteden beri varsa, onun "yok" olduğu zamanları ve durumları kestirmek çok zordur. Şimdi biz-yaşımız gereği- bilgisayarsız, internetsiz, cep telefonsuz, hâttâ televizyonsuz bir dünyayı hatırlayabiliyoruz. Ama torunlarımız böyle bir dünyayı hayal bile edemiyor. Benim büyük torunum (şimdi 14 yaşında) 5-6 yaşındayken, bir evde, numaraları parmak sokularak çevrilen bir telefon gördüğünde, bu aletin nasıl çalıştığını bir türlü kavrayamamıştı. Hâlbuki elindeki cep telefonu ile her marifeti gösterebiliyordu.

Bir şeyin "yokluğunu" fark edebilmek için de onun eskiden "var" olduğunu bilmek gerekir. Bunun dışında yokluğu düşünmek ancak hayal gücü ile olur. Yokluğu var edebilmek de ancak mucitlerin işidir.

Bu kadar lafı niye söyledim? Toplumumuzda eskiden var olup da şimdi ortadan kalkan, neredeyse unutmakta olduğumuz bazı kavramlar var. Örneğin "insan hakları ve özgürlükleri" neredeyse kayboluyor. Geçenlerde kadınlar, kendilerine yönelik erkek şiddetini protesto etmek, artık önlenmesini istemek için, en basit insan haklarını kullanarak bir yürüyüş düzenlediler. Devlet güçlerinden dayağı yediler, biber gazını tattılar.

İnsanların doğuştan kazandıkları "eşitlik" kavramı da toplumumuzda yok oldu, olacak. Siyasal iktidar sahipleri, "bizler ve diğerleri" diye toplumu öylesine ayrıştırdılar ki, Tayyip Bey'in gözünde ve söyleminde, Ankara'nın Çankaya'sında, İstanbul'un Kadıköy'ünde, Şişli'sinde oturmak bile suç oldu. Hele İzmirli isen yandın vallahi. Kürt isen, Alevi isen zaten öteden beri yoksun.

Bütün bu yok olan şeylerin en önemlisi ise "adalettir". Ülkemizde adalet kavramı yok oldu. "Adalet Mülkün Temelidir" , yani "devlet adalet üstünde var olur" lafı, mahkemeleri süsleyen bir yaftaya dönüştü.

Gözleri bağlı Adalet Tanrıçası "Themis", adeta bir elinde tuttuğu kılıcı öteki elindeki teraziye vurup paramparça etti. Artık Adaletin terazisi, ölçüsü endazesi yok.

Son günlerde adı çok anılan Osman Kavala adlı yurttaşımız için, bir yıldan beri daha iddianame bile hazırlanmadan, Tayyip Bey onu, "Gezi Olaylarını" düzenleyerek Hükümeti devirmek istemekle suçladı. Yargıcın, tarafsız olması için, Themis gibi bağlı olması gerekli olan gözü açıldı; siyasal gücün gösterdiği "suçluyu" (!) gördü.

Bir siyaset adamı, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş iki yılı aşkın tutukevinde. Bizim de özel anlaşmalarla yargısını kabul ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu yurttaşımız için tahliye kararı verdi. Siyasal iktidarın başı "bizi bağlamaz" dedi, kestirip attı. Adalet Tanrıçası hüngür hüngür ağladı.

Bir devleti var eden en önemli unsur onun "adaleti"dir. O yok oldu mu başka hiç bir şeyin anlamı kalmaz.

Dilerim Tanrı bize, Adaletin yeniden var olduğu günleri gösterir.

Önceki ve Sonraki Yazılar